Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

22 Nisan '08

 
Kategori
Kişisel Gelişim
 

Hipoterapi 2

Hani terapiye gitmiştim ya, hem acılarımı hafifletmek, hem şekere olan bağımlılığımı azaltmak, içimdeki hüznü boşaltmak için. Zavallı psikologum, bilmişliğimden ürkmüş, öğretmenlerde çok başarılı olamıyoruz filan demesine rağmen, onun ne denli sevgi dolu olduğunu görmek, dostluğu ve samimiyeti, orda bir dostum var kanaati verdiği için bana, başarmasını istemiştim. O elbette başardı, çünkü işini iyi yapmayı çok istiyordu.

Şeker bilindiği gibi yendikçe yenen bir zehir olduğundan, bir zaman yememeniz, arayı soğutuyor ve yemeden durabiliyorsunuz. Hani şeker yedikçe insülin salgılanır, salgılandıkça da yeniden yersiniz, hikayesi.

Artık şekerli yememde bir azalma var, peşinde koşmuyorum.

Öğrettiği nefes alma tekniği işe yarıyor, içiniz ferahlıyor sanki. Yoga tekniği değil mi bu, burnundan hızlıca, ciğerleriniz dolana dek nefes alıp, ağzınızdan veriyorsunuz, üst üste üç kez. Akşama dek onbeş kez yapılsa iyi. Gerçekten yapın, çok işe yarıyor, beni esnetebiliyor, ferahlıyorum yani.

Gelelim az yeme işine; yediğinizin yarısını yeme olayına odaklanacaksınız. Yemekten önce kafanızı bu noktaya toplarsanız, mesele kalmaz diyorum. Ben de mesele kaldı maalesef, çünkü yemeyi seviyorum, buna rağmen eskisinden daha iyi durumdayım.

Bir köşeye oturup, ben başarabilirim diyenlerin bir psiloğa gereksinimi olmayabilir, ama benim her zaman kapı arkalarında duran sevgilere ve desteklere ihtiyacım odu, onların desteğini istiyorum, öğrenmemi ve uygulamamı kolaylaştırıyorlar, bazen bu bir arkadaş ta olabiliyor.
Hiç bir zaman sevgisiz, dostsuz, arkadaşsız, akrabasız, yalnız kalmam, umarım, yoksa yaşayamam.

Hipnoterapisimi öperim, emeklerinin yerini bulmasını dilerim.

 
Toplam blog
: 50
: 746
Kayıt tarihi
: 27.01.08
 
 

Biyologum ama öğretmenlik yaptım. Emekli oldum ve nihayet duygularımı, yaşadıklarımı, gördüklerimi p..