Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

11 Eylül '08

 
Kategori
Spor
 

Hırs ve sinir ayrımında genel başarı

Hırs ve sinir ayrımında genel başarı
 

Statü gereği sadece lider takımların gruptan direkt çıkması, en iyi ikincilerin ise işlerini baraj maçlarına bırakması söz konusu olduğu için 2010 Dünya Kupası ile ilgili milli takımımızın ilk hedefi grubu lider tamamlayarak Güney Afrika’ya rahat katılabilmek. Bu doğrultuda bugünkü karşılaşma skor itibariyle gerçekten düşündürücü hatta üzücü oldu. Maçın ardından elde edilen kötü sonuç nedeniyle hem Fatih Terim’i hem de bazı oyuncuları eleştirmek; sistemde, adam paylaşımında ya da oyuncu tercihlerinde hatalar olduğunu ileri sürmek ve futbolcularından formsuzluğundan bahsetmek çok olası ve mutlaka bu eleştirilerin gerçeklik payı da var ancak bu maçın daha doğrusu takımımızın genelinin olumlu yapısı hakkında konuşmak daha önemli.

Her şeyden önce bugün puan kaybedilse de ortaya konan futbolun dört gün önceki Ermenistan maçından çok daha parlak olduğunu kabul etmek gerekir. Maçın başlarında istenen tempo yakalanamadığı gibi -çok beylik bir sözdür ama- gereksiz yapılan bir faul sonucu geriye de düşülmesine karşın başta oyuncularımızın becerisi ve arzusu olmak üzere tüm gayretimizle oyunu rakip yarı sahaya yığmayı ve maçı adeta Beşiktaş, Galatasaray ya da Fenerbahçe’nin kendi sahasında bir Anadolu takımı ile oynadığı şekle dönüştürmeyi başardık. Bu kırk beş dakikalık skor bize sadece bir puan getirse de Belçika gibi bir takım karşısında bu denli üstün oynamak geleceğimiz için skordan çok daha anlamlı oldu.

Çok değil bundan sekiz yıl öncesine bakarsak bugün kendi sahamızda ya da deplasmanda kaybettiğimiz puanları sürpriz olarak gördüğümüz Belçika ile hemen hemen aynı seviyelerde olduğumuzu görüyoruz. On sene öncesine kadar da “kırmızı şeytanların” ne denli güçlü oldukları, kaliteli futbolcuları ile bizi her maçta zorlayacakları hatta aramızdaki maçların favorisi oldukları eminim herkesin hafızasındadır. Bugün ise yaklaşık sekiz sene önce hemen hemen aynı noktalarda yarışa başladığımız Belçika’ya adeta top göstermiyor, onları tamamen kendi yarı sahasına hapsediyor ve karşısında aldığımız bir puana derinden üzülüyorsak bu milli takımımızın aslında gayet başarılı olduğunun bir kanıtıdır.

Bu başarıda en büyük pay elbette oyuncu kalitemiz ancak son Avrupa şampiyonasında da net bir şekilde görüldüğü gibi hiç bitmeyen arzumuz ve hırsımızın da başarımızdaki payı asla inkâr edilemez. Bu sinir ve kavga derecesine ulaşmadığı sürece “faydalı saldırganlık” (zira bazı zamanlarda kantarın topuzunun kaçtığına şahit oluyoruz. Örnekler: Fatih Terim’in medyaya karşı tutumu, Emre’nin spor yazarları ile kavgası ve tabi ki İstanbul’daki son İsviçre maçı) aslında tamamen Fatih Terim’in eseridir. Başarılı teknik adam kendi futbolculuk yıllarında sahip olduğu mücadeleci ruhu bugün milli takım oyuncuların aşılamaya çalışıyor ve bu aşının büyük ölçüde tuttuğunu söylemek hiç de yanlış değil. Bunun en somut örneği de devre arasında oyuna dâhil olan Mehmet Topuz’a santra öncesi kaptan Emre’nin gözlerinden ateş çıkarırcasına ciddi ve sinirli bir tavırla “agresif ol, agresif” diye talimat vermesi oldu.

Grupta neler olur?

İspanya maçları öncesi millilerimizin on iki puan toplaması kulağa hoş gelen ancak oldukça iyimser bir beklentiydi. Nitekim bugünkü beraberlik ile bu hesap kapanmış oldu ve Bosna karşısında da galibiyetin hiçbir garantisi bulunmuyor. Ancak grupta bizim için en önemli şans grubumuza ilk torbadan İspanya’nın gelmesi olmuştur. Zira her ne kadar İspanya güçlü kadrosu ve her şeyin ötesinde Avrupa şampiyonluğu sıfatıyla tüm takımları tedirgin etse de milli takımlar bazında somut başarılar elde etmekte zorlanan sarı kırmızılıların her an her maçta puan kaybedebileceklerini, ilk Bosna maçını kayıpsız atlatsalar dahi Saraybosna’daki karşılaşmada, Belçika maçlarında hatta Erivan’da beklenmedik skorlar alabileceklerini göz ardı etmemek gerekir. Bu doğrultuda bizim yapmamız gereken önümüze uzun vadeli planlardan ziyade tek maçlık ya da art arda iki maçı kapsayacak haftalık hedefler koymak ve bu adımları başarıyla tamamlamaktır. Bu şekilde en azından iyi bir ikinci olarak grubu tamamlayacağımızı ama buna öncelikle İspanya maçlarından alacağımız puan(lar)ın vesile olacağını düşünüyorum.

 
Toplam blog
: 788
: 1417
Kayıt tarihi
: 11.11.07
 
 

Çoğu çocuk gibi ben de futbolcu olmak istedim, olmadı. Bu oyundan kopmamak adına üniversite yılla..