Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

06 Ocak '08

 
Kategori
Aşk - Evlilik
 

Hislerinizi bulmak bir yabancıda

Hislerinizi bulmak bir yabancıda
 

http://images.google.com.tr/imgres?imgurl=http://img209.imageshack.us/img209/9307/introspection2byfb


Ummadığınız anlarda çıkarlar karşımıza. Hiç bir şey beklenmez onlardan, onların haberi olmaz hiçbir zaman. Sadece siz bilirsiniz. Küllenen duygularınızı tetiklemek için gelmiştir. Ve gidecektir. Onların görevi budur. Kaybolan hislerinizle yüzleşmenizi, fark etmenizi sağlarlar ve bilmezler neleri tetiklediklerini…

Hepimiz bilmeden onlardan olmuşuzdur, bilsek belki…

Bekleriz derinlerde bir yerlerde küllenmiş hislerimizin ortaya çıkmasını.

* * * *

Neredeyse kaçırıyordu minibüsü, son anada atlayıverdi güçlükle. Telaş bitmemişti henüz, tam karşısında yakışıklı bir genç oturuyordu. “pardon” diyebildi yaşlı teyzeye ve hemen oturdu gencin yanına.

Genç akılı bir kadındı. Belikli üniversite öğrencisiydi. Küçük parkın o taraftan gelmişti ve kıyafeti pekte özenli değildi. Üşümüş olmalı ki oturduğu yerde küçüldü bir an. Gözleri çaktırmadan gencin üzerinde gezindi, sık sık… Neden sonra fark etti büzüşüp kaldığını. Hemen toparlandı. Paltosunun düğmelerini çözdü, doğruldu. Serpildi… Beriki yeni fark etmişti yanındakinin bir kadın olduğunu, kadın irkildikten, kadın gibi durduktan sonra.

İyice süzdükten sonra genci kadın, kafasını kaldırdı. Minibüsün içine şuh bir bakış fırlattı. Hemen cevap geldi ilgili birkaç çift gözden. Kendine güveni yeniden geri gelmişti. Koyuldu delikanlıyı incelemeye. Bir ara çantasına takıldı gözleri, tanıdık gelmişti kitap; Can Yücel: Sevgi Duvarı. Nasıl unuturdu koyu yeşil kabı. Acaba yanındaki yakışıklı genç aşabilmişimiydi sevgi duvarını? Kendisi bir türlü aşamamıştı duvarlarını, açamamıştı kendini sevgiye, sevgiliye…

İçi sıkıldı birden, her zaman tin tin giden minibüs uçuyordu nerdeyse. Yoksa ona mı öyle gelmişti? Her zamanki gibi ilerliyor da zaman onun için mi hızlı akıyordu? Minibüs tersaneyi de geride bırakmıştı. Telaşla uzun siyah saçlarını düzeltti, zarif yüz hatları ortaya çıkmıştı şimdi. Loş ışıkta. Beyaz teni maviye çalan bir renk almıştı şimdi. Gözlerindeki telaş sürerken gencin telefonu çaldı:

“ Efendim aşkım… geliyorum yirmi dakika içinde öptüm görüşürüz.”

Telaşın yerini bir anda dinginlik aldı. Yorgun bedeni koltuğa yayıldı, gözleri kısıldı. Geriye yirmi dakikalık yolculuğun keyfini çıkarmak kalmıştı. Ruhunun sesini dinledi ve devam etti yolculuğa. Farkında olmadığı duyguların yeniden ortaya çıkmasına yardımcı olmuştu genç, koşacaktı artık oda ‘ Aşk’ın peşinden.

Belki o değildi aradığı ama yinede biri olması gerektiğini hatırlatmıştı ya kendisine!

Murat AYDEMİR

 
Toplam blog
: 127
: 902
Kayıt tarihi
: 06.12.07
 
 

Gazeteciliğe az çok bulaşmış, memleket meselelerini ve dünya gündemini takip eden, okuyan yazan b..