Hitabet Sanatı

Türkiye Cumhuriyetinin ikinci cumhurbaşkanı İsmet İnönü'yü, ölüm yıldönümünde rahmet ve saygı ile anıyoruz.. İnönü, Atatürk'ün teşviki ile yüzme öğrenmiştir. Yazları Heybeliada'da ikamet eder, fırsat buldukça sandalla denize çıkar ve meşhur çivileme atlayışını yaparak yüzer ve gazetelere de haber olurdu. Suda ortalama üç dakika kadar kalır, kurbalama yüzerdi.

İnönü, tarihe malolmuş şahsiyeti ile aynı zamanda bir hitabet ustasıydı. Gerek normal hayatında, gerek meclis çatısı altında en küçük bir çirkin söz, hakaret, küfür onun ağzından duyulmamıştır.Onun gibi nice ismini sayamayacağımız devlet adamları yetişmiştir memleketimizde. Günümüzde ise böylesi şahsiyetler, mumla aranır olmuştur. Değerli siyasetçi Kamuran İnan'ın şu sözü kayda değerdir; ''Türkiyede, gerçek anlamda devlet adamı sıkıntısı vardır''. Evet son derece doğru bir tespittir. Son yıllarda devlet kademelerinde birbirine hakaretamiz kelimelerle sataşmak adeta moda haline gelmiş ve son olarak Diyarbakır Bld.Başkanı Baydemir'in sarfettiği sözler, büyük tepki çekmiştir. Bu, bugüne kadar rastlanmamış bir örnektir.

Herhangi bir işyerine şoför alınması gerektğinde bile, psikolojik yeterlik belgesiı vs. gibi şeyler istenmekte iken, devlet kademesi gibi son derece önemli görevlere talip olan kişiler için, neden bir psikolojik yeterlik belgesi istenmez? Bunu da sormadan edemiyor insan.