Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

06 Ocak '11

 
Kategori
Güncel
 

Hizbullahçıların eve dönüş maliyeti...

Hizbullahçıların eve dönüş maliyeti...
 

Bir iktidar düşünün ki ülkenin tüm değerleri ile istediği gibi oynayabilsin, ülkeyi kurtarıp kuranları hedef tahtasına oturtup, kurtuluş savaşı sırasında düşmanla işbirliği yapanları ön plana çıkartsın, sonra da bunun adına ‘İleri Demokrasi’desin, sizce bu ‘İleri Demokrasi’ ne kadar inandırıcı? 

Yıllardan beri herkesin ağzında sakız olan ve ülke tarihine Rahşan Affı olarak geçen malum af, bu günlerde gölgede kaldı! Gerçi iktidar kanadı buna sert tepki gösteriyor ama… 

Sayın Adalet Bakanı televizyonlara yaptığı açıklama ile herkesin bilip bilmeden konuştuğunu söylüyor. O zaman doğru bilgileri bakanlık olarak halka açıklamak gerekmez mi? Sayın Adalet Bakanının yaptığı açıklamalara, Türk Kamuoyunda kaç kişi inandı? 

12 Eylülde yapılan referandumla kabul edilen mini anayasa değişikliği ile ilgili hangi uyum yasaları çıkartıldı? Son torba (Çuval) yasasında kaç madde olduğunu tam olarak bilen var mı? Bir söylentiye göre 216, bir söylentiye göre 225… Bu torba bir nevi Pazar çantası gibi(!) İçine her bulduğunu dolduruyorsun, bunları kim ayrıt edecek? Bu yasa maddeleri görüşülürken, işin uzmanı komisyon üyeleri, maddeler üzerinde tartışıyor mu? Yoksa yukarıdan gelen talimatla parmaklar inip kalkıyor, yine yukarıdan gelen bir talimatla, yasa tasarısının içine ne olduğu belli olmayan yeni maddeler mi ekleniyor? 

Pazartesi gününden beri bu ülkede kamu vicdanından bahsediliyor. Bu ülkenin kamusunda vicdan var mı? Eğer vicdan olsaydı, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı yapmış Sabih Kanadoğlu’nun evi aranmaz, CD’lerine varıncaya kadar el konulmazdı. Bu ülkede kamu vicdanı olsaydı, Mehmet Haberal gibi dünya çapındaki bir bilim adamı, yıllardan beri; darbe yapacağı, iktidara muhalif diye içeride tutulmazdı. Eğer bu ülkede kamu vicdanı olsaydı, sırf muhalif oldukları için Tuncay Özkan, Mustafa Balbay gibi gazeteciler içeri tıkılmazdı! En azından bu işi yapanlara geniş yelpazeli bir itiraz yükselirdi. 

Birkaç günden beri herkes adalete vurulan darbeden bahsediyor. Bahsediyor da, bu darbeyi vuranlara kimse sesini çıkartmıyor. Ceza Mahkemesi Kanunun 102. maddesini kim bu hale getirdi? Bu yasayı çıkaranların amacı AB normları mı? Eğer bu yasayı çıkartanların amacı, AB normlarını yakalamaksa, AB’ne uyum amaçlı çıkartılan diğer yasalar niye uygulanmaz? 

188 kişinin katili oldukları tüm kamuoyunca bilinen bir örgütün, davullu zurnalı cezaevi çıkışını herkes televizyonlardan izledi! Bu örgüt, bu şekilde cezaevlerinden tahliyeleri bir şova dönüştürmesinin altında ne yatıyor? Bu bir meydan okuma değil mi? 

Ya diğer tahliyeler? Örneğin üç beş kişiyi vuran birisi, bireysel suç işlediği için normal Ağır Ceza Mahkemesinde yargılanıyor. Yasaya göre bu katilin 5 yıl içinde yargılaması tamamlanmazsa, serbest bırakılacağı açık! Ancak iktidara muhaliflikten içeri girmişsen ve örgüt üyeliğinden yargılanıyorsan, Özel Yetkili Ağır Ceza Mahkemesinde yargılanırsın! İçeride kalma süren en az 10 yıl! Yani yıllarca dağda kalmış, askere, halka kurşun sıkmış, terör örgütü üyeliğini hiç saklamamış, ülkenin tüm değerlerine meydan okumuş bir teröristle aynı kategoride yargılanırsın! 

Hukuk sistemimiz yerlerde sürünürken, sistemi bu hale getirenler göstermelik hareket ediyorlar. Toplantı üzerine toplantı düzenleyip, alınması gereken önlemleri(!) görüşerek, kamuoyuna bir şeyler yapıyor görünüyorlar! Oysa yaptıkları hiçbir şey yok! Yapılacak işlem belli! Öncelikle yandaş savcı ve yargıç alma işini bir kenara bırakıp, işin ehli kişilere görev verecekler. Sonra hemen yeni kadro açarak, tecrübeli avukatların, emekli yargıçların geri dönmesine olanak tanıyacaklar. Teknolojiyi de kullanarak, Yargıtay’da biriken dosyaları en kısa sürede eritip, hukuk sistemini yeniden yapılandıracaklar. Yoksa bu ahlarla, vahlarla bir yere varılmaz ve toplumun vicdanı(!) hep sızlar! 

Kanlı örgüt üyelerinin, eli kanlı katillerin evelerine dönüş maliyeti ne kadardır? Bence bir yılda yapılan yolsuzlukların yarısı bile değil! 

 
Toplam blog
: 3842
: 3093
Kayıt tarihi
: 23.03.08
 
 

Antalya'da 1956 yılında doğdum. Emekliyim, Üniversite mezunuyum. Evliyim, bir oğlum var Mimar. Gü..