Hizburrakı: Rakı Partisi!...

Son günlerde çok duyduğumuz "Hizb" sözcüğü Arapça "taraf" demektir. Hizbullah tamlaması ise, "Allah taraftarı" anlamında bir Kuran tanımıdır.

Hizbullah'ın karşıtı; Hizbüşseytan'dır ki bu da "Şeytan taraftarı" anlamına gelir.

Tüm Müminler doğal olarak "Hizbullah"tır. Yani Allah taraftarıdır. Peki, Allah taraftarı olmak ne demektir?

Elbette, Allah'ın emirlerini tutmak ve yasaklarından uzak durmaktır. Ama daha da önemlisi, Allahın sevdiklerini sevmek, sevmediklerini sevmemektir Hizbullah olmak...

Bunun başka bir söylenişi de şöyledir: Allah için sevmek ve Allah için buğz(nefret) etmek!...

Asıl Hizbullah'lık işte budur: Sevdiğini Allah için sevmek; nefretini Allah için yapmak!

Hayber'in fethi esnasında şöyle bir hadise yaşanmıştır: Yahudi kalesi olan Hayber fethedilince, Müslümanlar kaledeki ganimetler toparlamak için kaleye girer. Ashabtan birisi, Yahudilerin meşhur şarap mahzenini bulur...

Nefsine hakim olamayıp bu yıllanmış şaraplardan içer...Onun bu haline görenler durumu Peygamber efendimiz(a.s)e haber verirler. 

Şarapları içen sahabi çakırkeyf haliyle huzura çıkarılır. Ne yapılacağı konuşulurken en sert tepki Hz.Ömer'den gelir...Hz. Ömer kırbaçla cezalandırılmasını ister.

Rahmet Peygamberi(a.s) Hz. Ömer'e şunu şöyler: O(şarap içen sahabi) Allah ve resülünü sever Ey Ömer!...

Yani...Yanisi şu ki,nefsine aldanıp şarap için sahabi bununla değil, Allah ve Peygambere olan sevgisiyle değerlendirilir ve sonunda oradaki müminlerin çarık uçlarıyla birer kere vurulması cezasıyla kurtarılır...

Başka bir öykü:

Allah, Beni İsrail peygamberi Hz. Musa'ya hitab etti: Ey Musa benim için ne yaptın?

Hz.Musa bu soruya önce "Namaz kıldım Allahım" diye cevap verir...Ama karşılığı şöyle olur: "Namazı kendin için ,Cennet  kazanmak için, kıldın ey Musa, sen benim için yaptığını söyle"

Hz.Musa bu defa, "Oruç tuttum Allahım" der...Cevabı yine aynı olur:"Sen orucu nefsin için tuttun, onunla Cehennemden kurtulmak istedin,sen benim için yaptığın söyle"

Sonunda Hz.Musa aciz kalır ve bu aczini Rabbine itiraf eder: "Rabbim, sen her şeyi en iyi bilensin, ben bilmekten acizim, bunun cevabını bana sen bildir"

Rabbinin Musa'ya cevabı şu olur: "Ey Musa,Sevdiğini benim rızam için sevmen, nefret ettiğinden benim için nefret etmendir gerçek bağlılık"...Yani, gerçek anlamda "Hizbullah" olmak...

Şimdi gelelim gündeme:

Gündemde Lübnan'ın meşhur Hizbullah örgütü var. İsraile karşı büyük başarılar kazanmış bu Hızbullah(Allah taraftarı) şimdi Suriye'nin Nusayriye bölgesinde Sünni Müslüman avcılığı yapıyor!

Bu Hizbullah'ın sarıklı sakallı cübbeli lidereri, çoluk çocuk demeden Müslüman katleden sakalsız bıyıksız zalim Esed'in arkasında duruyor... Neden?... Esed düşerse sıra onlara gelebilirmiş bahanesi arkasındaki "mezhep" fanatizmi... Yani Hizbuşşia'lık...

Sünni ağırlıklı Türkiye'nin bir bakanı da bu Hizbullah'a "Hizbüşşeytan"(Şeytan taraftarı) diyor, yaptıklarına bakarak...

Ortam böyle karma karışık hale gelirken, Türkiye'deki "laik Müslümanlar" Hükumetin alkol sınırlaması ile ilgili yasasına isyan edip "Hizburrakı" bayrağını çekiyorlar.

Öyle görülüyor ki, "Hizburrakı"(Raki taraftarları), Hizbullah'tan da Hizbuşşeytandan da daha "fanatik"  çıktılar.

Hep bir ağızdan "inadına içmek"ten bahsediyorlar... Üstelik bu onlar için bir "Ata yadigarı"  olarak algılanıyor. Bu yüzden her "rakı" dendiği yerde ardından "ATA" deniyor...

Birileri, gençliği alkol batağına düşmekten korumak adına bir şeyler yapmaya çalışınca Hizburraki hemen devreye giriyor...

Rakı'yı korumak için "Ata" öne sürülüyor.

Ben her zaman söylemişimdir yine söylüyorum:

En güçlü iman "Hizburrakı"nın imanıdır; asla vaz geçmezler!