Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

15 Mayıs '07

 
Kategori
Yolculuk
 

Hızlı trenle ilk yolculuk

Hızlı trenle ilk yolculuk
 

2 mayıs 2007 akşamı 20.00 sıralarında trenci bir abimin telefonuyla birden harekete geçtim: “Hemen gara koş!!! Hızlı set İzmit’ e geliyor. Hemen fotoğrafla!!!”

İtalya’ dan dört aylığına kiralık gelen test hızlı trenini bir türlü yakından görmeyi başaramayan ve net biçimde görüntülemeyi kendime amaç belirleyen biri olarak bu haber, beni rutin geçen bir akşam sırasında birden hareketlendirivermişti. Aslında 21 nisan 2007 sabahı 04.52’ de bu treni İzmit’ ten geçerken uzaktan hayal meyal videolamıştım ama yetmedi tabi. Belirsiz bile olsa bu video Türkiye’ de çekilen ilk hızlı tren videosu olmasına rağmen.

İlgili video: http://www.youtube.com/watch?v=u8cRoQOTQGc

Birkaç dakika içinde apar topar giyinip hemen evden çıktım ve yağmurla ıslanan sokaklarda koşturarak kendimi garda buldum. Gara yaklaşırken hayal gördüğümü sandım. Günlerdir nerede olduğuna dair farklı haberler aldığım hızlı tren seti İzmit garında 2. peron kuzey hattında usul usul duruyordu. Beni bekler gibiydi. “Gel Berk, beni çek” dermişcesine... Şaşkınlıkla birkaç fotoğrafını çektikten sonra bulunduğu perona geçip, ilk dokunuşumu yaptım. Başında ona İtalya’ dan beri refakat eden Piemonte bölgesinden 1985 model küçük dizel lokomotif her ne kadar tek başına kompozisyon öğesi oluştursa da ETR-500 tipi test treninin görsel güzelliğini bir nevi olumsuz olarak etkiliyordu. Hızlı setin, bulunduğu 2. peronda daha yakın çekimlerini yaptım ve onu koruyan iki güvenlikçi ile tren hakkında muhabbet ettim ve trendeki görevlilerin otele yerleştiğini öğrendim. Ülkem demiryollarında görmeyi hayal ettiğim bir hızlı tren setini en sonunda yakından görmüş olmak beni sarhoş gibi yaptı. Bir miktar video ve fotoğraf çekimi daha yaptıktan sonra sabah gündüz gözüyle biraz daha çekim yapmak amacıyla gardan geçici olarak ayrıldım.

İlgili video: http://www.youtube.com/watch?v=BLavqVbzboU

Sabah olur olmaz hazırlandım ve bisikletimle gara gittim ve hemen bulunduğu perona geçip fotoğraflamaya başladım. Trenle ilgilenen birkaç vatandaşımızla sohbet ederken treni idare eden İtalyan ve Türk görevliler bavullarıyla geldi. Tabi peşlerinden de yerel gazeteciler ve gar müdürü...... Bisikletimi perondaki bekleme salonundaki bir banka bağladıktan sonra treni ve görevlilerini görüntüleyen gazeteci arkadaşlarla trenin içine ilk adımımı attım. Fırsat o ki, gazeteci arkadaşlarımız trenin kumanda kabinini de görmek isteyince bende peşlerinden kumanda kabinine girdim ve fotoğraflamaya başladım.

Hızlı test treninin içinde fotoğraflayacak bir sürü şey olduğu ve bende tren gardan ayrılana kadar hangisini görüntüleyeceğime karar veremediğim için hızlı trenin içinde dolanıp duruyordum. Sonra aklıma denesem de bir şey olmaz denemesem de diye düşündüğüm bir fikir geldi: Bu test hızlı treniyle Haydarpaşa’ ya kadar gitmek için izin isteyecektim. Trene refakat eden bir Türk görevliye danıştım. O tercüman vasıtasıyla İtalyan ekip liderine sordurdu ve kabul edildiğimi öğrendim. Tabi bu kabul edilme beni şu an bile tahmin edemeyeceğim kadar mutlu etmeye yetti. Bisikletimi alelacele olarak bekleme salonundan gardaki güvenlik odasına götürdüm ve oradaki kalorifer peteğine bağladım. Heyecan içerisinde trene koşup bindim ve yolcu vagonunda uygun bir yere oturup Türk mühendislerle sohbete başladım. Sohbet sırasında tren ilk hareketini yaptı fakat bu kalkış ivmesini hissetmedim bile. Test hızlı tren İzmit’ ten Haydarpaşa’ ya hareket edince Türk demiryollarında bir hızlı tren setiyle seyahat eden ilk sivil yolcu unvanını ben aldım.

Hızlı test treninin ortalama hızı Adapazarı Ekspresleri’nin ortalama hızından daha düşüktü. İtalyan makinist her 300-400 metrede bir önüne insan çıktığından yakınıyormuş. Trene ve birilerine zarar gelmesin diye son derece tetikte bir tren idaresi vardı. Onlardan öğrendiğime göre tren Eskişehir’ den İzmit’ e gelirken Sapanca civarında önlerine inek çıkmış ve seri fren yaparak son anda, ineğe hafifçe çarpacak şekilde durmuşlar. İtalyanlar kendi ülkelerinde tren yoluna kimsenin pek girmiyor olduğuna alışkınlarken burada rayların üstünde hemen her türlü şeyin dolaşması, bulunması onları ülkemiz demiryollarında korkudan son derece yavaş gitmeye zorluyor. Makinist, yolculuk esnasında raylarda kimse görünmemesine rağmen her ihtimale karşı birkaç saniyede bir, korna öttürüyordu.

Yolculuk harikaydı. Trenin geçişi sırasında demiryolu yakınında bulunan, bu güzel treni izleme şansı yakalayan vatandaşlarımızdan pek çoğunun gözleri trene çevrilmişti. Tütünçiftlik İstasyonu yakınlarında, çayırlarda dinlenen (muhtemelen okulu kırmış olan) liseli bir genç kız grubu topluca el sallıyordu. Kimi gençler cep telefonlarıyla treni görüntülüyorlardı, kimileri de şaşkın şaşkın trene bakıyorlardı. Bu güzel tepkiler gerçekten çok hoşuma gitti. Hızlı test treninin sadece bir misafiri olmama rağmen kendimi ayrıcalıklı hissettirdi. Aslında İtalyan dostlarımızla doyasıya muhabbet etmek isterdim ama İngilizce konuşulanı büyük ölçüde anlayan ama İngilizce konuşamayan biri olarak bu eyleme geçememiş olmak içimde burukluk yarattı.

Yolculuk esnasında Hereke bölgesinde iken benim birkaç dakikalığına makinist kabininde çekim yapmama izin verdiler. Makinist kabini yani markizde Türkiye demiryollarında bir sivil tarafından hareket halindeyken çekilen ilk hızlı tren markiz videolarını çekmiş oldum ve Türkiye demiryollarında bir hızlı tren hareket halindeyken markizinde yolculuk eden ilk sivil yine ben oldum.

İlgili videolar: http://www.youtube.com/watch?v=o6Bn-OyF1mc

http://www.youtube.com/watch?v=vUb3reP0oN4

http://www.youtube.com/watch?v=0zYI8XwzzGo

Her muhteşem anın bir sonu vardır. Bu ilk hızlı tren maceramın da tabi ki bir sonu oldu. Trenimiz Haydarpaşa’ ya varıp banliyö peronlarından birine yanaşınca bu nefis tatlı yolculuk sona erdi. Hızlı test treninden iner inmez son birkaç fotoğrafını çekip hemen bilet aldıktan sonra iki dakikaya kadar kalkacak olan Adapazarı Ekspresi’ ne bindim. Hızlı trenden inip hemen Adapazarı Ekspresi’ ne binmiş olmak uçaktan inip otobüse binmiş olmak veya annemin tabiriyle attan indim, eşeğe bindim durumuna benzedi. Aslında hem Adapazarı trenlerinin hem de lüks trenlerin keyifleri ayrı güzelliklerde oluyor. Fatih, Cumhuriyet, Başkent gibi lüks trenlerde rayların tıkırtısını pek duymadan rahatça yolculuk edebiliyorsunuz, fakat Adapazarı trenleri gibi trenlerin tekerlek takımları eski tip olduğundan ray takırtıları çok iyi hissediliyor ve bu ray sesleri demiryolu tutkunlarına çok cazip geliyor.

Hızlı test treninin 5 mayıs cumartesi günü Eskişehir’ e geri dönüşe geçeceğini yolculuk esnasında öğrenmiştim. Cumartesi sabahtan yaptığım uzun bir bisiklet turunun ardından Haydarpaşa’daki dostlarımdan, hızlı test treninin Eskişehir’ e doğru yola çıktığını haber aldım ve İzmit’te Halkevi üstgeçidinin demiryolu yanındaki ayaklarından birinde treni beklemeye başladım. Tam tahmin ettiğim saat olan 11.45’te bu harikulade güzellikteki tren İzmit Garı’ nın arkalarında göründü. Bana yaklaşırken video çekimine başlamıştım. Makinistler beni tanısın diye bisiklet kaskımı takmıştım ki kaskım işe yaradı ve tren bana yaklaştığı sırada orta projektöründen selektör yapmaya ve selam kornası çalmaya başladı. Tabi bir tren tutkunu olarak benim hoşuma ne kadar gitti anlatamam.

İlgili video: http://www.youtube.com/watch?v=Ob-0M1eJC9Q

Planlanan ve yapımı süren hızlı tren yollarımızın inşaatlarının en kısa zamanda bitmesini ve Türkiye demiryollarında hızlı trenlerin yük ve yolcu taşımaya bir an önce başlamasını diliyorum.

Selamlar..

 
Toplam blog
: 13
: 4003
Kayıt tarihi
: 09.06.06
 
 

Bilim ve doğa tutkunuyum. Fotoğraf meraklısıyım. Doğa sporlarını severim. Doğa bilimleriyle ilgileni..