- Kategori
- Gündelik Yaşam
Hızlı yaşamak
Cemreler düştü bir bir, hiç üşenmediler. Ve cemrelerle birlikte takvim yaprakları da!...
Giyinme zamanı çoktan geldi ağaçların. Pek çokları, çiçeklerini de takıp süslendiler. Meyveye durmalarına az kaldı… Aslında, turfanda meyvelerin tadına çoktan baktık… Ne acelemiz varsa!...
Zamanların turfandasını yaşıyoruz artık. Acele ediyoruz yaşamak için. Gelecek zamanları geçmiş zamana çeviriyoruz. Ve tadına varamıyoruz ömrümüzün… En doyulmaz anlarını geçiştiriveriyoruz yaşamın… Ekşimiş süt gibi kestiriyoruz günlük işlerimizi. Bıkıyoruz, yoruluyoruz, pes ediyoruz ve keyifsizleştiriyoruz olaylarımızı. Ne acılarımızı yaşayabiliyoruz hüngür hüngür; ne sevinçlerimizi kahkalarla!...
Ne beklemeyi biliyoruz O Henry’den dinlediğimiz “son yaprak” gibi; ne umutla güneşin doğmasını… Yağmurları kurutuyoruz; onlar bulutlarla henüz sevişmeden. Rüzgarları durduruyoruz uçurtmalar dans etmeden…
Aşkları tüketiyoruz, henüz kokusunu duymadan. Özlemleri silip geçiyoruz daha ayrılmadan…
Sevgileri kirletiyoruz, çamura düşen beyaz mendil gibi…
Düşüncelerimiz kara. Sözlerimiz gri. Kalplerimiz daracık bir mekan bungunluğunda…
Oysa tadına varmak hayatın; yaşamın keyfini çıkartmak öylesine kolay ve öylesine kalıcı ki…
Ne olur sanki ; yarınları, dünden tüketmesek!... Ne olur?...