Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

10 Temmuz '14

 
Kategori
Otomobil
 

Hizmette sınır yoktur !

Hizmette sınır yoktur !
 

Otomotivde işler pek yolunda gitmiyor! A, B, C segment otomobil yığınları çeşitli kampanyalarla eritilmeye çalışılırken D ve üzeri segment otomobiller için sıraya girmeniz gerekiyor ve teslimatlar; ancak iki üç ay sonra yapılabiliyor! Çünkü A-C segment otomobiller dar ve orta gelirli ailelere hitap ediyor ve onların da üç kuruş kazançları terden sırılsıklam! Bir de malûm Mutlu Şirinler var ki altı ay Mercedes’e biniyor sonra sıkılıp Porsche alıyorlar! Koltuklara rengârenk kilimler sermeyi de unutmuyorlar!

"Nedir bu segment?" derseniz: Devletlerin ve özel otomotiv kuruluşlarının -otomobillerin üretim şekline, ölçülerine, malzeme kalitesine ve özelliklerine bakarak- verdikleri sınıflama işareti diyebiliriz. Bir örnek tablo vermek gerekirse;

A-Seg  Citroen C1, Peugeot 107

B-Seg  Ford Fiesta, Renault Clio

C-Seg  Toyota Corolla, VW Jetta

D-Seg  Audi A4, BMW 3 serisi

E-Seg  Volvo S80, BMW 5 serisi

F-Seg  Audi A8, BMW 7 serisi

S-Seg  Ferrari, Maserati

MPV    Renault Scenic, Ford S-Max 

SUV    Range Rover, Honda CR-V 

İkinci el piyasası ise tam bir cadı kazanı. Allah’ın bu iş için özenerek yarattığı cİngÖzler sizi suya götürüp susuz getirmek için gözlerini yuvarlayarak beklemektedir!! 55 bin liraya sıfır bir B-Seg otomobil aldığınızı düşünelim ve 3 ay kullanıp 3 bin km yol yaptınız, satmaya kalktığınızda verdikleri rakam 40 bin liradır! Aracınız tabii ki 3 ayda %38 değer kaybetmemiştir ve gerçek değeri 49-50 bin liradır. Amaç, aracı sizden yok pahasına alıp en az 5 bin lira kârla -piyasa değerinin altında- satarak rekabetçi olmaktır! Çünkü sıfır otomobiller max %3 kârla satılabilirken ikinci elde kâr oranı %10’un üzerindedir! Rasyonel ticarette satarken değil de alırken kazanmak önemlidir!

Bu ticarette,

- Aracı satın alan kârlıdır çünkü piyasa değerinin altında almıştır.

- Aracı satan galeri kârlıdır çünkü bir araçtan 5 bin TL kazanmıştır.

- Aracı galeriye satan zarardadır çünkü 15 bin TL ucuza satmıştır.

- Ve en önemlisi ülke zarardadır çünkü D-S segment otomobiller sürekli yenilenirken A-C segment otomobiller satılamamakta, eskiler el değiştirerek kullanılmaktadır! Bir ülkenin zenginliğinin -en basit şekilde- trafikteki araç kalitesiyle ölçüldüğü düşünülecek olursa yakın bir gelecekte Kahire sokaklarına benzeyeceğimiz ve paranın gücüyle oluşan sınıf farkının belirginleşeceği kesindir!

İkinci eldeki tatlı kârı gören büyük markalar da kendi “2. el” şirketlerini kurmuşlardır. Satış elemanları daha güleç ve kerli ferlidir; ama gözler yine aynı cİn gÖzler, mantık yine aynı kafatasçı mantıktır! Onlardan güvenle araç satın alabilirsiniz çünkü 1001 nokta kontrolü yapmışlardır; ama satmayı, takası asla düşünmeyin, kendinizi aptal yerine koydurmayın! Doğrusu, kendi aracınızı “kullanıcıya” kendinizin satmasıdır!

***** 

Haftalık dergilerden birinde tam sayfa bir reklam gördüm. Ürün gamında B-F segment otomobiller olan ünlü bir marka, “Test sürüşü için showroom’umuza gelme zahmetinde bulunmayın; bir telefonunuzla satış uzmanımız ve istediğiniz model araç evinize gelsin, testin başlama ve bitiş noktası eviniz olsun.” demiş!

Reklamı doğru okuyabilmek önemli. Bahçe içinde tripleks bir villa ve önünde de markanın 250 bin liralık E-Seg modeli duruyor yani aracınız gelmiş de test için sizi bekliyor! Reklamın söylemek istediği şu: “Bir apartmanın önüne B-Seg modelimizi koymadık, milyon dolarlık villanın önüne çeyrek milyonluk modelimizi koyduk yani bu hizmet genel gibi gözükse de aslında Mutlu Şirinler içindir.”

Böyle bir reklam karşısında ben sessiz kalabilir miyim, dalgamı geçmeden durabilir miyim:) Açtım telefonu;

“Selâmün Aleyküm.”

“... Merhaba efendim, nasıl yardımcı olabilirim size?”

Göz Göze dergisinde reklamınızı gördüm de ben B6 modelinizi test etmek istiyorum. Yarın getirebilir misiniz?”

“Tabii efendim. Ben size önce fiyat bilgisi vereyim: 2.0 dizel modeli 252 bin TL, 3.0 dizel modelimiz ise 376 bin TL. Test için 2.0 dizel aracımız var. Hangi semtte oturuyorsunuz acaba?”

Adresi istemiyor uyanık, önce semti öğrenmek istiyor ki sosyal konum tespiti yapabilsin!

“Bağrı yanık Sokak, Sultanbeyli’de oturuyorum!”

“... Mesleğimiz nedir beyefendi?”

Yani şu Türkçeyi katletmiyorlar mı çıldırıyorum! “Mesleğimiz” de ne demek bre zındık! Kendi mesleğini bilmiyor musun? “Sultanbeyli” deyince beni hayalindeki statüden kendi seviyesine çekmiş, “dostlar alışverişte görsün” misali son şansını deniyor!

“Serbest meslek.”

“... Beyefendi ne yazık ki bulunduğunuz semte Adreste Test hizmeti veremiyoruz!”

Mutlu Şirinler’in sadık hizmetkârları !

“Peki, Etiler olur mu?”

“Olur tabii efendim! Etiler’de de mi eviniz var?”

“Yok, bizim köyden Abuzer Emmi’nin oğlu İdris orada kapıcılık yapıyor, Manolya Sokak’ta. O bir kullanıversin de akşam bana anlatır!”

“...”

“Alo, aloo kardeş!”

 

 
Toplam blog
: 462
: 1159
Kayıt tarihi
: 07.03.09
 
 

Ne güzel bloglar yazdık, ne muhteşem dostluklar kurduk; onlar kaldı baki... ..