Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

04 Eylül '20

 
Kategori
Deneme
 

HOCA DURSUN VE KAFADARLAR 1

Sözde din satan din adamlarının haberlerinin biri bitiyor, diğeri başlıyor. Köyde daha önce alaylı hoca olan bir adam olan köylümüz, bir yerlerden icazet almış, şimdilerde her gittiği yerde hürmet görüyor. Yaşından ötürü hürmet görmesine bir şey demek mümkün değil de bir de herkese öptürmek için elini uzatmasa da şık olacak. Millet alışmış direk onu görünce eline uzanıyor, zaten uzanmasa da adam elini uzatmış ya o el öpülecek, ya o diyardan gidilecek. Üçüncü bir ihtimal daha var…

Bundan sonraki bölümlerde diyalogları Hoca Dursun şeklinde yazmayı uygun gördüm. Yani Dursun Hoca değil, Hoca Dursun.

Günlerden bir gün yine “Hoca Dursun’u” gören iki kafadar, hocayla biraz kafa bulmak istemiş olacaklar ki içlerinden biri sordu:

-Hocam sen hiç de hocaya benzemiyorsun?

-Doğru hocalar benzetiyor!

-Anlayamadım hocam?

-Hoca neye benziyor?

-Cübbesi var!

-Başka?

-Sakalı, postu var!

-Başka?

-Şalvarı var!

-Başka?

-Kalın kalın kitapları var

-Başka?

-Güzel özlü sözleri var!

-Bunların içinde, en içinde ne var?

-Bilmiyorum.

-Ben de bilmiyorum.

-Ne yapalım o zaman?

-Gökyüzüne bakalım istersen?

-Gökyüzünde ne göreceğiz ki hocam?

-Kuşun sırtında kuş var mı?

-Hocam kuş kuşun sırtına biner mi?

-Ya ne yapar?

-Her kuş kendisi uçar,

-Niçin?

-Gezmek için, yiyecek bulmak için, yaşamak için…

 
Toplam blog
: 2271
: 163
Kayıt tarihi
: 15.10.14
 
 

Bugünün doğrusu yarının eğrisi, dost görünenler düşman ve herşey aslında zıddı olabilir. Büyük ih..