Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

23 Kasım '09

 
Kategori
Öğretmenler Günü
 

Hocalar günü!

Hocalar günü!
 

Otuz yıl önce öğretmenliğe başladığım da, biz lise öğretmenlerine "hoca" diye hitap edilirdi. Aslında pratik olarak bugün de öğrenciler liseye geldiklerinde öğretmenlerine "hocam" diye hitap etmek de ısrarcıdırlar.

12 Eylül döneminde başlayan "toplumsal biçimlendirme projesi" gereği, "hoca" sözcüğüne karşı tavır alındı.(Aslında bu işin evveliyatı çok eskilere gider de, ben kendi şahit olduğum dönemlerden bahsediyorum). Özellikle kendine Atatürkçü, laikçi diyen öğretmenler, öğrencilerinin "hocam" diye hitap etmesine aşırı gıcık oluyorlardı. Bu arkadaşlar kendi aralarında da birbirlerine "inadına hoca değiliz" dercesine, "öğretmenim" diye hitap ederlerdi.

Bugün de 12 Eylül projesinin 28 Şubatta revize edilerek yürüyor olmasından olacak, kendine "kemalist, ulasalcı" diyen öğretmenler "hoca" kelimesine çok soğuk dururlar. Kendilerine hoca denmesinden hoşlanmazlar. Hoca kelilmesi onların aklına hemen "cami hocasını" getirdiğinden fena halde uyuzlanırlar...

İşin ilginç yanı, liseye gelen öğrenci öğretmenine "hocam" diye hitap etmekte ısrarlıdır. Onlar bunu bir tür "büyümüşlük karinesi" kabul ederler. Böylece bir "hocaydı, öğretmendi.." çekişmesi sürer gider.

Kelimelerin kavramsal çapına girmeyeceğim; ama şu kadarını söyleyim ki, Farsça "hace" kelimesinden gelen "hoca" nın kapsama alanı ile, "öğret-" kökünden türetilen "öğretmen" in kapsama alanı ikincisi aleyhine olmak üzere çok farklıdır. Birisi bilgiyi üreten ve bununla insan yetiştiren; öteki sadece aktarandır, kısaca...

Ama zaten, Türkiyedeki hakim "statüko"nun istediği de "hocalık" değil, "öğretmenlik" olmuştur eğitimcilerinden... Ankara'da pişirilmiş aşın kepçe kepçe yurdun dört bir yanında dağıtılma görevi ile görevlendirilmiştir öğretmen...

12 Eylül sultasının üzerimize giydirdiği "deli gömleğini" sağından solundan patlasa da hala üzerimizde duruyor. 24 Kasımı öğretmenler günü yapmak da onların fikriydi. Pişirdikleri aşı ülke çapında tüm genç beyinlere boca etme işini yapmakla yükümlü kıldıkları "öğretmenlerini" böylece "onore" etmek istemişlerdi..

İhtilalin ilk yıllarında büyük bir iştahla kutlanan 24 Kasım, demokrasinin yaygınlık kazandığı dönemlere geldikçe önemini yitiriyor. Zaten hep böyle değil midir; özel günler ve törensel kutlamalar hep antidemokratik yapıların dört elle sarıldığı ritüellerdir. Demokratik hayat bu tür "özel gün" leri sıradanlaştırır...

Öğretmenlerin kendilerine "hocam" denmesinden gocunmadığı, 24 Kasımlara abartılı ve absürt anlamlar yüklenmediği gün, gerçek bir demokratik hayata adım atmış olacağız...

Eh..buna da çok kalmadı...

Hocaların da öğretmenlerin de tüm günleri kutlu olsun!...

 
Toplam blog
: 1645
: 822
Kayıt tarihi
: 19.01.08
 
 

Edebiyat, kamu yönetimi ve gazetecilik tahsili... 27 yıllık eğitimcilik hayatından sonra emeklili..