Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

06 Mart '15

 
Kategori
İnançlar
 

Hocayla aşırılık hakkında sohbet….

Hocayla aşırılık hakkında sohbet….
 

nediyor.com


“Hayırlı Cuma’lar hocam”

“Hoş geldin evladım. Senin de Cuma’n hayırlı olsun”

“Nasılsınız hocam?”

“Allah’a şükür evladım. Sen nasılsın?”

“Sağolun hocam, ben de iyiyim.”

“Bugün neler soracaksın bakalım?”

“Hocam, biliyorsunuz, Haziran ayında seçimler var, siz de aday olmayı düşünüyor musunuz?”

“Yok evladım, bu da nereden çıktı? Siyaset insanı bozar evladım.”

“Ama siz İmamsınız hocam? İslam’ın bütün şartlarını yerine getiriyorsunuz. Namaz kılıyor, oruç tutuyor, zekat  veriyorsunuz. Bildiğim kadarıyla hacca da gittiniz.”

“Tamam da evladım, siyaset insanı hırslandırır ve aşırılığa yöneltir. Aşırılık ise hem kendine hem de etrafına zarar verir. Eğer ben siyasete atılıp, yolsuzluklara göz yumarsam, hırsızlıklara bulaşırsam, kıldığım namazların, tuttuğum oruçların hiçbir kıymeti kalmaz ki.”

“Yani her şeyin aşırılığı zarardır. Onu mu demek istiyorsunuz hocam? İbadetin de aşırılığı zararlı mıdır?”

“Bak evladım sana bir şey anlatayım. Sahabeden üç kişi Resûl-i Ekrem (s.a.s)’in eşlerine gelerek onun ibadet hayatı hakkında sorular sordular. Peygamber Efendimizin ibadet hayatı kendilerine anlatılınca,  içlerinden biri, “Bundan böyle geceleri daima namaz kılacağım.” dedi. Diğeri, her daim oruç tutacağını, üçüncüsü de hiç evlenmeyeceğini söyledi. Onlar böyle konuşurken Rahmet Elçisi (s.a.s) çıkageldi ve şöyle diyerek aşırılıktan kaçınmaları hususunda onları uyardı: “Allah’a yemin ederim ki, ben aranızda Allah’tan en çok korkan ve O’na en bağlı olanım. Bazen nafile oruç tutarım bazen tutmam. Hem namazımı kılar hem uykumu uyurum; hem de evlenirim. Her kim benim sünnetimden yüz çevirirse, o benden değildir.”

“O zaman, ibadetin aşırılığı zararlıysa, mal, mülk, para, saraylarda yaşamak, devlet bütçesinden yeni yeni uçaklar, araçlar almak, devletin bütün imkanlarından yararlanmak….Bunlar konusunda ne diyeceksiniz hocam?”

“Onu hiç sorma evladım.  Rabbimizin kâinata koymuş olduğu mizan son derece hassas bir denge üzerindedir. Bu dengeden ufacık bir sapma bile evrende korkunç felaketlere yol açabilmektedir. Küçük kâinat diye nitelenen insan da aynı şekilde hassas bir dengeyle yaratılmıştır. Bu dengede görülecek sapmalar, zamanla insanı aşırılıklara götürür; ruh ve beden bütünlüğünde bozulmalara yol açar. Dolayısıyla dengeli bir hayat için ruh ve beden, madde ve mâna, dünya ve âhiret birbirine feda edilemeyecek öneme sahiptir. “

“Peki hocam, mümin için hayatın ölçüsü nedir?”

“Mümin için hayatın ölçüsü, her türlü aşırılıktan sakınmaktır. Ne dünya için ahiretten, ne de ahiret için dünyadan geçmektir; asıl denge, bu ikisi arasında sımsıkı bir bağ kurabilmektir. Müminin ölçüsü, hayat boyu dalâletten kaçıp hidayete iltica etmektir. Rahman’ın emrine sadakat, Resûl’ün yoluna ittibâdır.”

“Yani kesinlikle benim siyasetle işim olmaz diyorsunuz. Değil hocam?”

“Bak evladım, meclisin durumunu görüyorsun. Orada millet birbirine ağıza alınmayacak küfürler ediyor. Küfür edenlerin başında da dindar olduklarını söyleyen adamlar var. Ben öyle bir ortamda bulunduğum zaman günaha girmekten korkarım. İnsan gereksiz  şekilde yüksek sesle bile konuşmamalı.”

“Yüksek sesle konuşmak günah mı hocam?”

“Günah  demeyelim de, yüksek sesle birine hakaret ettiğinde arkasından edeceğin sözlerle küfür ederek günaha girebilirsin. Biliyorsun bir Lokman suresi var. Lokman suresinde adı geçen Lokman (a.s), oğluna “Yürüyüşünde tabii ol, sesini alçalt!” diye öğüt verirken kişiliğin Rabbimizin koyduğu fıtrata ve tertemiz öze uygun olması gerektiğini ifade etmiştir.

“Yani insan hiçbir şeyde aşırıya kaçmamalıdır. Bu sözlerden bunu mu anlıyoruz hocam?”

“Mümin, övgüsünde yergisinde, sevincinde kederinde, öfkesinde sükûnetinde itidal sahibi olandır. O, yemesinde içmesinde, giyiminde kuşamında, kazancında tüketiminde aşırılıktan kaçınandır. Rabbimiz, hayat yüklü mesajlarıyla bizi dosdoğru bir yola erdirmek ve erdemli bir insan kılmak ister. Bunun için Kerim Kitabında, hayatımızın her kesitiyle ilgili uymamız gereken ölçüler tayin eder. Mademki hududu belirleyen Allah’tır; kul olarak bize düşen, İbrahim misali hudûdullaha sadakattir; İsmailî bir teslimiyettir.

Rabbimiz, “Ey iman edenler! Allah'ın size helal kıldığı iyi ve temiz nimetleri (kendinize) haram etmeyin ve (Allah'ın koyduğu) sınırları aşmayın. Çünkü Allah haddi aşanları sevmez.”     buyurmak suretiyle aşırılıkları yasaklar ve dinin sınırlarına riayet etmemizi emreder. Peygamberimiz (s.a.s) de, şu hadisiyle her konuda olduğu gibi ibadet hayatımızda dahî itidal sahibi olmamız gerektiğini vurgular: “Din kolaylıktır. Bir kişi takatinin üstünde ibadete kalkışırsa din karşısında aciz kalır.

Bunun için aşırıya kaçmayınız, dosdoğru yolu tutunuz ve (salih amellerden alacağınız mükâfattan ötürü) sevininiz.

“Hangi konumda olunursa olunsun israfa kaçınmamalıdır değil mi hocam?”

“Günümüzde pek çok sıkıntının kaynağında hayatın sırrı olan dengenin alt üst edilmiş olması yatmaktadır. Ruh-beden bütünlüğü bozulduğu için niceleri hayatı anlamlandıramamakta ve ruhsal bunalımlar içinde savrulmaktadır. Maddeye gark olmuş, ancak manevî dünyası alabildiğine fakir kalmış nice insanlar vardır. Dünyanın bir yerinde insanlar açlıktan ölürken, bir başka yerinde israfın her çeşidi sergilenmektedir. Birileri kurşunlar, bombalar, esaretler, işkenceler altında yaşam mücadelesi verirken kimileri alabildiğince haz ve hız peşinde koşmaktadır. Kimileri, yüce dinimizi şiddet, terör, vahşet, katliam kaynağı olarak gösterme çabasındayken ne yazık ki kimileri aşırılıkları ve sınır tanımazlıklarıyla buna çanak tutmaktadır. “

“Bizler de böyle durumlara düşmemek için ne şekilde dua etmeliyiz hocam?”

““Rabbim! Bütün işlerimdeki ölçüsüzlüğümü, cahilliğimi ve hatamı bağışla. Sen bunları benden daha iyi biliyorsun.

Allah’ım! Açıktan ve gizli olarak yaptığım, yapacağım bütün günahlarımı, kusurlarımı bağışla. Sen, öne alan ve önce olansın. Sen, geriye bırakan ve sonsuz olansın. Senin her şeye gücün yeter.”

“Verdiğiniz bilgiler için teşekkürler hocam. Allaha emanet olun.”

“Sen de Allah’a emanet ol  evladım. Güle güle”

 

 

 
Toplam blog
: 974
: 3444
Kayıt tarihi
: 16.01.07
 
 

2017 Basın özgürlük endeksine göre 180 ülkeden 155. sırada olan ülkemizde yemek tarifleri  ve tel..