Hocayla Kudüs Hakkında Sohbet…

“Hayırlı Cuma’lar hocam”

“Hayırlı Cuma’lar evladım. Hoş geldin.”

“Hoş bulduk hocam. Nasılsınız?”

“Allaha şükür. İyiyim. Sen nasılsın bakalım?”

“Ben de iyiyim hocam. Size bugün güncel bir sorum olacak.”

“O kadar çok güncel olay var ki. Sor bakalım.”

“ABD başkanı Kudüs’ün İsrail’in başkenti olmasını kabul etmiş. Büyükelçililerini buraya taşıyacaklarmış.  Müslümanlar açısından Kudüs’ün önemi nedir?”

“Kudüs, bizim gözbebeğimizdir. Kudüs, bizim tükenmeyen özlemimizdir. Kudüs, nice peygamberin tevhid mücadelesine sahne olmuş, ismiyle ve çevresiyle mukaddes ve mübarek kılınmış bir şehirdir. Kudüs, Kutsi Şerif’tir. Diğer adıyla Beytü’l-Makdis’tir. Binlerce yıldır birçok medeniyete beşiklik yapan Kudüs ve çevresinde Hz. İbrahim, Hz. Yakub, Hz. Musa, Hz. Süleyman ve Hz. İsa gibi nice peygamberler yaşamıştır. İsrâ ve Mirâc olayı ile Kudüs’ün son kutlu misafiri Efendimiz Muhammed Mustafa (s.a.s) olmuştur. İslam’ın ilk kıblesi Mescid-i Aksâ da Kudüs’tedir. Kudüs ve Mescid-i Aksa, bize Peygamberimizin müjdesi ve emanetidir. Kudüs, her müminin gönülden bağlandığı ve aziz bildiği bir şehirdir. Kudüs, herhangi bir toprak parçası değildir. Kudüs, sadece Filistin ve Mescid-i Aksa civarında yaşayanların değil, tüm dünya Müslümanlarının ve insanlığın ortak meselesidir.”

“Peki hocam Kuran-ı Kerim’de bu kutsal yerlerle ilgili ayet var mı?”

“İsra suresinin 17/1 ayeti şöyle der evladım.

“Kendisine ayetlerimizden bir kısmını gösterelim diye kulunu bir gece Mescid-i Haram’dan çevresini mübarek kıldığımız Mescid-i Aksa’ya götüren Allah’ın şanı yücedir. Hiç şüphesiz O, hakkıyla işitendir, hakkıyla görendir.”

“Peki Peygamber efendimizin bu konuda hadisleri var mı?”

“Var evladım. Peygamber efendimiz ““Üç mescit için ibadet maksadıyla yolculuğa çıkılabilir: Mescid-i Haram, Benim şu mescidim ve Mescid-i Aksa.” demiştir. “

“O zaman burada namaz kılmak çok hayırlıdır. Değil mi hocam?”

“Tabii ki. İslam bilginleri evde kılınan namazın bir, cemaatle kılınan namazın 27 kat daha hayırlı olduğunu söylerken. Mescid-i Aksa’da kılınan namazın 50.000 kata kadar hayırlı olduğunu söylemektedirler.”

“İslam bilginleri bunu neye dayandırmaktadır hocam?”

“Bence Miraç olayına dayandırmaktadırlar. “

“Evet Miraç olayını biliyorum hocam.”

“Kudüs Müslümanlara ne zaman geçmiş hocam?”

“Kudüs, Hz. Ömer’in fethiyle huzura kavuşmuştur. Müslümanlar, Kudüs’te uzun yıllar adaletli bir yönetim sergilemişlerdir. Herkesin canına, malına, inancına saygı duymuşlardır. Hatta gayr-i Müslimler, aralarındaki anlaşmazlıkların çözümünde İslam’ın adaletine sığınmışlardır. Ama Darü’s-selam, yani barış ve huzurun merkezi olan Kudüs uzun zamandır mahzundur, yıllardır kan ağlamaktadır. Kudüs, bugün kapanmayan yaramız, dinmeyen sızımızdır. Kudüs, her türlü saldırıya maruz kalarak barışın şehri olmaktan çıkmıştır. Peygamberler diyarında silahlar susmamaktadır. Masum insanlar acımasızca katledilmektedir.”

“Bunları yapan Yahudiler değil mi hocam?”

“Evet evladım. ABD’yi arkasına alan İsrail tarafından Kudüs ve çevresinde yaşayanlar, baskı, şiddet ve yalnızlaştırma gibi insanlık dışı uygulamalara maruz bırakılmaktadır. İnsanların yaşama, inanç ve düşünce özgürlüğüne insafsızca kastedilmekte, kimlik ve kişilikleri, onur ve haysiyetleri hedef alınmaktadır. Gözbebeğimiz olan Mescid-i Aksa’dan daha dün müminler alıkonmuşken bugün ise Kudüs, işgal edilmeye çalışılmaktadır. İnsanlığı, kadim geleneği ve uluslararası hukuku hiçe sayan pervasız bir anlayış, Kudüs’ü İsrail’in başkenti yapma gayreti içerisindedir. Bilinmelidir ki; böylesi fütursuzca girişimler, Kudüs ve çevresini huzursuzluk ve çatışma yurdu haline getirecektir. Bu tür kabul edilemez teşebbüsler, sağduyuya ve insanlığın vicdanına vurulan büyük bir darbedir. Huzuru, barışı ve güvenliği yok etmeye yönelik tehlikeli bir adımdır.”

“Hocam Müslümanlar da birbirleriyle savaşmaktan fırsat bulup, birlik olamıyorlar ki? Görünüşte Müslüman olan İşid’in yaptıkları, onlarla mücadele eden diğer Müslümanlar, Taliban gibi radikaller,  mezhep ayrılıkları, yani Müslümanlar birbirlerini yiyorlar.”

“Evet evladım. Şu bir gerçektir ki; bugün İslam coğrafyasının, kardeşlerimizin ve insanlığın maruz kaldığı tüm felaket, zulüm ve mağduriyetlerden çıkaracağımız dersler vardır. Bir an önce ümmet bilinciyle iman kardeşliğimizi pekiştirip, bütün Müslümanların birlik olması gerekmektedir. Bugün dünyada 1,5 milyar Müslüman vardır. Birlik olup,  Birbirimizin saygınlığını ve haklarını koruyabilirsek,  İçinde bulunduğumuz zorluklardan, acılardan, mahrumiyetlerden kurtulabilmek için her birimiz olanca gücümüzle çalışırsak, İnancımızı, değerlerimizi yaşayalım ve gelecek nesillerimize öğretirsek, bu zalimlerden kurtulabiliriz.

“İnşallah hocam. Allah mazlumları korusun. Verdiğiniz bilgiler için teşekkürler. Sağolun”

“Sen de sağol evladım. Selametle”

“Siz de Allah’a emanet olun hocam.”