Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

25 Şubat '07

 
Kategori
Anne-Babalar
 

Höllük

Höllük
 

Hepinizin bildiği gibi Orta ve Doğu Anadolu’ nun kışları sert geçer. Bi metreyi bulan kar, kış, kıyamet bilinenlerdendir. Çok değil kırk, elli yıl önceki yakacak sorunu da az çok malum-u âlinizdir. Ama yenice doğmuş bebeler için; sobanın bir iki saat yanıp geçiverdiği, o uzun soğuk kış gecelerinde ne yapılırdı bilir misiniz?

Allah yokluklarını, acılarını göstermesin diye hep dua ettiğimiz; tutum tasarruftan habersiz, idare fener bilmez, kadir kıymet hiç tanımaz, her bir şeyden şikâyetçi, hiçbir şeyi beğenmez yeni nesil için bilmez diyebiliriz. Bilmeyenler kervanına yeni nesil taze anne babalar da dâhil edilebilir sanıyorum.

Vakti zamanında, kenara köşeye saklananlarla alınan bi top amerikan bezinden neler yapılmazdı ki! Anaya babaya dön, çoluğa çocuğa göynek, bebeye kundak bezi, altına höllük için birkaç kattan oluşan kese dikilirdi. Eğer yöreye höllükcü dediğimiz satıcıları uğramaz ise höllük toprağını da arayıp bulmak anaya kalırdı.

Laboratuar ve tahlilin yokluğunda, böylesi bir toprağın bilinip bulunuşu; bu toprağın kadınına has ve onun Anadolu ismi ile özdeşleşmesini sağlayan yüzyılların bir mirası olsa gerektir.

Sürüklenerek yâda yığılma ile oluşan, çoğunluğu milli, az kil, biraz alüminyum ihtiva eden, iki üç defa elekten geçirilmesi sonrasına mercimek, nohut iriliğinde kalanların ayrılıp, tava veya kazanlarda ısıtıldıktan sonra, çocuğun tenini yakmayacak bir kıvam ve iki üç kattan oluşan kese içinde, bebeğin beşiğine yerleştirilen toprağa höllük adı verilirdi.

Çocuğun başı yamuk olmasın diye, başını koyacağı yer özenle yuvarlatılırdı. Bebek höllüklü toprağa yerleştirilirken ayaklarının sürtünerek tahriş olmaması için apış aralarına yumuşak ince tülbentler yerleştirilirdi. Sonrasında kundak ve kol bezleri ile çok sıkmayan bir kararda bağlandıktan sonra sesi güzel analar;

// Eledim eledim höllük eledim.
Aynalı beşiğe bebek beledim,
Büyüttüm beledim, asker eyledim.
Gitti de gelmedi buna ne çare... //

Veya

// Koşup elekçiden bir elek alsam
Sallana sallana höllük elesem
Kutnuya kumaşa beze belesem
Neyleyim boş duran kolu neyleyim
Nenni nenni demez dili neyleyim //

Türkülerini ninni olarak söyleyerek bebişlerini uyuturlardı. Sabaha kadar sıcaklığını koruyan höllük toprağı soğuktan koruduğu gibi, irili ufaklı geçirgenliği sayesinde çocuğun yaptığı çişin, aşağıya süzülmesini sağlayarak, bebeğin altının ıslanmasını ve pişik olmasını da önlemiş olurdu.

İşte nurlu elleri öpülen, yaşlılıklarında başköşede ağırlanan böyle mübarek analardı.

Beceriksizliğin her devre musallat olan bir illet olduğunu göz önünde tutarak; nadir de olsa, rast gele toprağı höllük sanıp, üstüne üstlük kızdırılan toprakla çocuğun tenini yakan, asbest içeren toprağı bulmakla çocuğunu tetanos eden analarda, en azından boy atıp serpilen kız çocuklarına kötü örnek olarak gösterilecek kadar da olsa, vardı denilebilir.

Az da olsa nadir de olsa bu kötü örnekleri tıbbiyeliler de diline bir doladı ki, sormayın gitsin! Bizim aynalı beşikler, kundak bezleri ve höllük toprağı; bütün tetanos vakalarının hatta çocuk ölümlerinin baş sorumlusu ilan ediliverdi. Sonra, Eski çaputlardan çocuk bezi mi olurmuş! Gelsin hazır bezler. Yeni nesil analar sütsüzmüş. Ne gam! Gelsin hazır mamalar… Diye diye bugünlere geldik efendim.

Şimdilik kalın sağlıcakla deyip sonlandırayım.

Saygılarımla

 
Toplam blog
: 15
: 1788
Kayıt tarihi
: 15.01.07
 
 

1960 yılında doğmuş, kendi tabirimle ''Kayıp Kuşak'' olarak adlandırdığım 1970 kuşağından, Eğitim..