Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

27 Ekim '08

 
Kategori
Sinema
 

Hollywood tavuklarının dayanılmaz cazibesi

Hollywood tavuklarının dayanılmaz cazibesi
 

Sinema eleştirmenleri “Hollywood sadece Hollywood değildir” derler.

Bunu demekle aslında Hollywood’un salt eğlence üretim merkezi olmadığını aynı zamanda toplumsal mesajlarla global hedeflere de hizmet ettiği gerçeğini vurgulamış olurlar.

Amerika’nın kutsal hedeflerine ilişkin filmlerin çerçevesi CIA’nin tarih kurumunda çizildikten sonra bu hedefler Hollywood’da senaryolaştırılır ve arkasından bu iş için yetiştirilmiş olan usta yönetmenlerin elinde Oscar ödüllü filmler haline gelir.

Görünürde bir eğlence aracı olarak sunulan bu filmlerin hemen hepsi dönemine göre ABD'nin o andaki siyasetinin bir yansımasıdır.

Filmlerde Amerika’nın taraf olduğu ülkeler masum ve haklı, ötekiler tü kaka gösterilir.

Bu anlamda İkinci dünya savaşı dönemini anlatan filmlerde Almanlar ve İtalyanlar barbar, hissiz ve aptal mahluklar olarak gösterilirken, ABD'nin müttefiki olan Fransızlar, İngilizler ve hatta yer yer Ruslar, masum insanları kurtarmayı hedefleyen hümanist kahramanlar olarak tanıtılır.

Dünyayı Hitlerin başını çektiği Nazi belasından kurtaran Sam Amcanın sıcak savaşın ardından yeni hedefi "batının değerlerini tehdit eden, özgürlük ve demokrasinin baş düşman olan komünizme karşı soğuk savaşı başlatmak olur.

Bu dönemde Hollywood’da üretilen filmlerde komünist öcüler tarafından dünyanın nasıl işgal edileceği histerisi yayılır ve filmin sonunda uzaydan gelen bu yaratıklar, Tanrının insanlığa bahşettiği zeka küpü Amerikan başkanının gözü kara kurmayları ile Beyaz saraydan yönettiği operasyonlar sonucu bertaraf edilir.

İzleyici farkında olmasa da bilinç altına iyi ki Tanrı Amerika’yı yaratmış gibilerinden tuhaf bir şükran hissi yerleştirilir ustalıkla.

60 lı yıllarda başarısız Vietnam savaşının Amerikan halkı üzerinde meydana getirdiği çöküntüyü rehabilite etme görevi yine Hollywood’a düşmüştür.

Bu dönemde çekilen filimlerde Sam Amca bir iç hesaplaşmaya gider ve bu yolla çocuklarına ettiği eziyeti hafifleştirmeye çalışır.

1991'de eski Sovyetler Birliği'nin resmen kendi kendini lağvetmesi ile, Hollywood'un 1945 sonrasındaki tüm döneminin baş düşmanı da tarihe karışır.

Artık Hollywood için yeni bir dönem başlamıştır.

Tabii yeni döneme uygun yeni bir de düşman.

İnsanlığın bu yeni düşmanı Medeniyetlerin beşiği Ortadoğu’da Nemrut’un hazinelerinin üstünde oturmaktadır.

Nemrut’un ahfadı tarafından yok edilmesi farz haline gelen bu düşman "insan hakları, demokrasi, özgürlük" gibi değerlere karşı çıkma cüretini gösteren "terörist"lerin de başını çekmektedir! Bu noktada söz konusu teröristlere cezasını vermek görevi yine dünyanın jandarması olan fedakar Sam Amca’ya düşmektedir.

İnsan zihni bu iş için hazırlanmıştır. Teröristleri konu alan filmlerde beyin yıkama metotlarından bolca yararlanan Hollywood yüksek teknolojiyle ürettiği yıldız savaşları filmlerinde gelecekte meydana gelecek bir savaşın ipuçlarını vermiştir.

Nihayet, Sam Amca 1991 de körfezdeki savaş gemisinden havalanan uçakların Bağdat’ı bombalamasını televizyon başındaki milyarlarca insana naklen setrettirmişti de seyredenler filmlerden gelen ülfetin tesiriyle olayın insani boyutundan azade bir vaziyette sadece kötüleri alt etmiş olmanın sevinç ve heyecanını yaşamışlardı.

Bombalanan evdeki çocuğun sabah ezanlarına karışan çığlığını duyan olmamıştı. Ezan sesini gören olmadığı gibi.

Görülen Bağdat semalarında havai fişek görünümlü F16 uçaklarının salvolarından başka bir şey değildi.

Yıldız savaşlarındaki uzay gemisinin yerini körfezde konuşlanan uçak gemileri almıştı. Bu gemilerdeki uçakların havalanışı, uçağa yerleştirilen kameralarla çekiliyor, hedefe kilitlenmiş olan akıllı bombaların hedefleri nasıl tarü mar ettikleri canlı canlı seyrettiriliyordu.

Video oyunlarından tanıdığımız resimler geliyordu ekrana.

Bombalanan evlerde diri diri yanan çocuklar görünmüyordu ekranda.

Bu savaş akıllı bombaların sadece askeri hedefleri vurduğu temiz savaştı bir çünkü. Görüntülerine yıldız savaşlarından alışkın olduğumuz bildik görüntüler.

Yabancı değildi bize bunlar.

Sindire, sindire içselleştirmiştik.

ABD teröristlere karşı yürüttüğü savaşı oyuncak BM kararları ile icra ederken tüm insanlığın, insanlık değerleri adına, insanlık dışında olanlara karşı savaştığı bir dönemi başlattığını da ilan ediyordu büyülü kutuların başında bekleyen büyülenmiş toplumlara!

İnsanlığın başındaki bu liderlik vazifesini icra etmekle Sam Amca’nın ne denli büyük fedakarlığa katlandığını göstermek görevi yine Hollywood’a düşmüştü.

Er Ryan’ı kurtarmak filmi bu iş için biçilmiş kaftan idi. Bu film vasıtasıyla izleyicinin bilinç altına ABD ordusuna, ve onun insanlık adına yürüttüğü savaşların haklı olduğuna ve olacağına dair telkinler yerleştiriliyordu.

Savaş bu. Hep iyiler olmayacak ya. Zamanla psikolojisi bozulan askerler yanlış ta yapacaktı.

Irak’ın işgalinden sonra ruh hastası Amerikan askerlerinin savaşın psikolojisi içinde normal gösterilen hayvanca davranışlarını masum göstermek için üretilmiş bir senaryo gerekiyordu şimdi Sam Amca’ya.

Kavanoz kafa filmi bu iş için sipariş edilmiş ve tam zamanında vizyona sokulmuştu.

Hepsi, ve daha sayılabilecek bir çok film, insani değerler adına ABD nin yürüteceği savaşların haklılığının propagandasını yapan filmler.

Netice-i kelam, bir savaş filmi izliyorsanız unutmayın ki…

Savaş için kitleleri hazırlayan film izliyorsunuz demektir...

Söz uzar , kesmek gerek vesselam.

 
Toplam blog
: 79
: 717
Kayıt tarihi
: 30.12.07
 
 

1963 K. maraş doğumluyum. Bir kamu üniversitesinde öğretim üyesi olarak çalışıyorum. Muayyen zama..