- Kategori
- Şiir
- Okunma Sayısı
- 326
Homeros( M.Ö. IX. yy)

“Zeus’un tunç eşikli sarayına vardığında , kokusu yere ve göğe yayılır”.
M.Ö. IX. yüzyıla doğru Sakız’da doğan Homére, yunan şiirinin ve edebiyatının kurucusu olarak kabul edilir. Destanları, kendisini gerçek bir külte adayan çardaşları tarafından ezberden okunmuştur.
Şarkılar olarak parçalara ayrılan İlyada veOdysseia onun çok ünlü eserleridir ve kuşkusuz eski çağlardan beri dünyada en çok okunan eserlerdir.
Daha fazla bilgi için bkz:
Une exposition bien documentée de la BNF
http://expositions.bnf.fr/homere/
Un site complet sur L'Iliade et L'Odyssée
http://www.iliadeodyssee.com/
Homer - İlyada, Şarkı XIV
O (Hera)[1], oğlu Hephaistos’un yaptırdığı odaya girer. Gizli bir sürgü ile donatılmış, uyumlu kapı kanatlarıyla sağlamlaştırılmıştı : hiçbir tanrı açamazdı onu. Gider, parlayan kapı kanatlarını kapatır. Güzel kokularla, arzu edilen bedenindeki tüm kirleri temizler. Daha sonra, kendisi için hazırlanmış koku, krem, tanrısal ve ince bir yağla vücudunu ovar; Zeus’un tunç eşikli sarayına vardığında , kokusu yere ve göğe yayılır. Elleriyle güzel vücudunu ovalar, saçlarını tarar, ve onları tanrısal ve güzel açık alnının üstünde pırıl pırıl sırmalar şeklinde örer. Ardından, Athéna’nın onun için hazırladığı ve pırıl pırıl parlattığı tanrısal giysiyi, bir çok süsler ekleyerek, giyer. Altın takılarını boynuna takar. Yüz püskülle süslenmiş kemerini kuşanır. Delinmiş iki kulak memesinde sonsuz bir çekicilikle parlayan, üç taşlı küpeleri, saç lülelerini süslemektedir. Başını, yepyeni ve tanrısal güzellikte, güneş gibi parlayan bir duvakla örter. Pırıl pırıl parlayan sandaletlerini ayaklarına geçirir. Son olarak , tüm mücevherlerini vücudunun tüm güzelliğini sergileyecek şekilde takarak odasından çıkar[2].
http://www.poesie-erotique.net/Homere01.html
KAYNAK :
POESIE EROTIQUE et autres amusements
http://www.poesie-erotique.net/antiquite.html
[1] Zeus ve Hera hakkında , M.Ö. III. yüzyıl stoacı yunan filozofu Chrysippe de Soli, “Sur les physiologies antiques” adlı eserinde, 600 civarında cinsel oynaşmadan bahsediyordu… Ne yazık ki onlardan çok az bir parça kalmıştır.
[2] Bu metin, İlyada’nın Fransızca çevirisinden alıntılanmıştır. Azra Erhat/ A. Kadir’in Türkçe çevirisinde bu metin aşağıdaki şekilde verilmektedir : “Oğul Hephaistos’un ona yaptığı odaya gitti,/Hephaistos, çok sağlam kapılar yapmıştı,/Gizli sürmesi/vardı kapının, hiçbir tanrı açamazdı onu./Here içeri girip parlak kanatlarını örttü, /Tanrısal merhemle sildi gövdesindeki kirleri,/Tanrılara yakışan kokulu yağla oğundu,/ Zeus’un tunç eşikli evinde salladıkça bu yağı /Kokular göklere, tapınaklara yayılırdı, / işte o yağı sürdü güzelim gövdesine, /elleriyle saçlarını taradı,/ pırıl pırıl , tanrısal örgülerini ördü,/ ölümsüz başından sarkan o güzelim örgüleri./ Sonra tanrısal bir giysi giydi üstüne,/ Süslerle bezeyip Athene işlemişti ona bu giysiyi./ Tutturdu göğsünü altın iğnelerle./ Yüz püskül bir kemer kuşandı./ Küpeler taktı iyice delinmiş kulak memelerine,/ Üç taşlıydı bu küpeler, dut kadar,/ Ortalığa yayılır, göz kamaştırırdı güzelliği./ Örttü başını yepisyeni, güzel bir örtüyle, / gün gibi apaktı bu örtü./ Parlak ayaklarına bağladı güzel sandallar./ Tepeden tırnağa süslenip çıktı odasından.”
(Homeros, İlyada, Destan, Yunanca aslından çevirenler: Azra Erhat/ A. Kadir, Can Yayınları, 18. Basım, İstanbul 2004; XIV. Bölüm, s. 327-328.)
Önerilerine Ekle Beğendiğiniz blogları önerin, herkes okusun.
