Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

10 Ağustos '07

 
Kategori
Gezi - Tatil
 

Homini gırtlak, pufidi şezlong, tumba yatak

Homini gırtlak, pufidi şezlong, tumba yatak
 

Birkaç tişört, etek, şort, istisnasız parmak arası terlikler, tril tril elbiseler, takunya tak tak, incik boncuk, dev ekran gözlük, bikiniler, güneş kremi, güneş sonrası nemlendirici, keyifli bir kitap, nasıl kokoş olunur dergileri, telefon şarj aleti ve fotoğraf makinesi. Hımmm bakayım, evet bavul hazır galiba bu kadar yük yeterli.

Son birkaç telefon görüşmesi. Arkadaşım ben yokum bu hafta yıllık izin zamanı, bizimkilerin yanına kaçıyorum kafa dinlemeye, deniz, kum güneş siz de bu arada İstanbul’a iyi bakın ha gibi nispet konuşmaları ve ardından kıs kıs gülmeler, evet onlar da tamam.

Komşuya, apartman görevlisine buralar önce Allah’a, sonra size emanet şeklinde tembih. Son kez eve göz atış. Çiçeklere yetecek kadar su, vanaları kapat, sigortaları indir, ölüm var, kalım var belki dönemeyiz der annem ev düzenli mi? Evet her şey yerli yerinde, süper…

Uçak biletim, hop çantaya. Alarmı kuralım, hırlısı var, hırsızı var. Ve ver elini havaalanı bir saat sonra iki gün içinde tekrar özleyeceğin bu deli şehirden uzaktasın.

Artık zaman kafa dağıtma zamanı, homini gırtlak kilo alma, şımarma, peynir statüsünden çıkıp biraz bronzlaşma, tanıdıklarla kıkırdama, yazlık komşuları bir bir gezip yalandan fallaşma, pufidi şezlongda hep yatay konumda olma, akşam ay çok yandım diye vızırdanma, tumba yatak kıvamı bol bol uyuma, kumda ayak izi bırakma, denize cumburlop atlama, ufka dalma, çekim yasası niyetine tam konsantrasyon hayal kurma zamanı…

Piyango vurmuş da işe hiç dönmeyecekmiş gibi cıvır cıvır pür neşe olma, hiçbir şey umurumda değil şeklinde ceylan gibi sekme, anlamsız sırıtma zamanı…

Durup durup acıkma, öğünleri salata ile geçiştirmek yerine bilumum zararlı mönü yaratma, kendinden geçercesine yeme, ah ben dönünce bunları nasıl yakacağım diye hayıflanma zamanı…

Amanın da çok eğlendik; bu denizde, bu kumda, bu öğlen güneşinde selülitli, bu da akşam güneşinde selülitsiz halim şeklinde çektiğin fotoğrafları bir hafta sonra göstermeyi bekleyemeyip, cep telefonundan çektiklerinle çalışan arkadaşlara naklen yayın yapma, gıcık verme zamanı.

Güneş altında düşlerken beyninin sulanması sonucu; keşke iş güç olmasa -hatta abartayım- bir yerden düzenli bir gelirim olsa İstanbul’a hayatta dönmem diye atıp tutma, sonra da yok yahu üç gün sonra sıkılırım, sığamam ben buralara deyip kendinle uzlaşma zamanı.

Haydi bakalım, yolcu yolunda gerek, gerçek âleme tekrar dalmadan müsaadenizle benim için buralardan kaçma ve bir haftalık tatilin tadını çıkarma zamanı.


 
Toplam blog
: 118
: 1607
Kayıt tarihi
: 15.01.07
 
 

Bir fikirden bir başka fikre, gerçeği bulana kadar bir halden başka bir hale geçip duruyorum. İncede..