Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

18 Ocak '18

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Homo Ekonomik miyiz? Homo Psikolojik miyiz? Homo Taktik miyiz?

Homo Ekonomik miyiz? Homo Psikolojik miyiz? Homo Taktik miyiz?
 

Homo Ekonomik miyiz?


Homo, modern insanı ve yakın atalarını içeren hominid cinsine verilen ad olup latince “insan” demektir. Homo sapiens sapiens, modern insana verilen addır. Klasik ve neo-klasik iktisadın temel varsayımı olan “homo ekonomik”, iktisadi yaşamda rasyonel davranan varlık anlamına gelir. Ancak, insan her zaman rasyonel varlık değildir. Bazen davranışı belirleyen ağırlıklı faktör, akıldan ziyade, alışkanlık, taklit ve veya sosyal normlar olabilir. İnsan çıkardan ziyade, iş birliği eğilimi içerisinde toplum yanlısı davranabilir mi? Tek başına “homo ekonomik” insan davranışını tanımlamakta yeterli midir?

Klasik ve neo-klasik iktisadın temel varsayımını oluştan “Homo ekonomik”, başka bir ifade ile bütçe olanakları içerisinde refahını maksimize eden birey anlamında kullanılır. “Homo ekonomik”, fayda maksimizasyonu peşinde koşan birey varsayımına dayandığında, ahlak felsefesindeki karşılığı, sadece kendi çıkarını düşünen egoist ve hedonist birey anlamına mı gelir? Buna karşın, birey, başkalarının refahını (aile, dost, arkadaş) dikkate alır mı? İnsan, sosyal bir varlık olarak ele alındığında alturist; tüm toplumun faydasını esas alan varlık olarak tanımlanabilir mi?

Homo ekonomik”, ontolojik ve metodolojik bireyci yaklaşımla, temelini “laissez faire, laissez passer” (bırakınız yapsınlar, bırakınız geçsinler) ve “minimal devlet” anlayışının oluşturduğu, liberal demokrasi ve liberal devlet modeline yol açmaktadır.

Siyasi ve iktisadi doktrinler temelde davranış teorileridir. Liberalizme insan davranışını inceleyen bir disiplin diyebilir miyiz? Davranış, sosyo-psikolojik varlık olan insanın ürünüdür. Liberal iktisatçıların büyük bir kısmı, insanı rasyonel davranan varlık (homo ekonomik) olarak ele almaktadır. Peki, gerçekten insan “homo ekonomik” midir?

Bu sorunun yanıtı, insanın kişilik oluşumuna bakılarak verilebilir. Kişilik, bireysel tutum ve davranışların üretildiği bilinç ve bilinçdışı süreçleri içeren kendine özgü dinamik bir yapıdır. Bu yapının genetik, kimyasal, duygusal ve travmatik boyutları vardır. Tutum ve davranışlar bu faktörlerin etkisi altında gelişir. Tutumun, bilişsel, duygu ve davranıştan oluşan üç bileşeni vardır. Bunlardan ilk ikisi karşılıklı olarak birbiriyle etkileşim içerisindedir. Davranış ise duygu ve kanıya uygun hareket etme eğilimidir.

Yapılan çalışmalar, bireysel davranışı belirleyen baskın faktörün bazen akıl, bazen alışkanlık, bazen taklit, bazen de sosyal normlar olduğunu göstermektedir. Bu faktörlerin ağırlığı kişi ve olaylara göre de sürekli değişir Bu durum gerçek hayatta davranışın çok boyutlu bir optimizasyonu içerdiğini ve psikolojik süreçlerin fomülasyonunun mümkün olmadığını ortaya koymaktadır. Buradan da insanın “homo ekonomik” değil, aksine ağırlıklı ölçüde “homo psikolojik” olarak tanımlanabileceğini ortaya çıkmaktadır.

İnsanın “homo ekonomik” mi? yoksa “homo politik” mi? olduğu sorusuna ilişkin olarak, bireyin tüketici olarak kendi çıkarı peşinde koştuğunu; ancak toplumsal açıdan meseleleri değerlendirirken kendisini ahlakın koruyucusu olarak gördüğünü; bu nedenle, bireylerin özel tercihleriyle toplumsal tercihlerinin gerektiği gibi örtüşmediğidir. Bu durum, bireysel ve toplumsal değerlerin elma ve armutların toplanması kadar anlamsızdır.

“Homo ekonomik” insan davranışının pek çok özelliğinin anlaşılmasında yarar sağlasa da, moral davranışların tanımında yetersiz kalmaktadır. “Bireylerin zevk almaları ya da gelecekte fayda beklentisiyle başkalarının yararına davrandıkları” yolundaki kuramlarla zenginleştirilerek, moral davranışlarının tanımında işlevsel hale getirilmeye çalışılan bu kavram, ne yazık ki, halen yetersizlik sorununu aşamamaktadır

“Homo ekonomik”, alturizm veya toplumsal fayda kapsamında ele alındığında anlamsal gücünü kaybetmekte, bir yandan da “bırakınız yapsınlar, bırakınız geçsinler” ve “minimal devlet” anlayışını temel alan klasik liberal teorilere, diğer yandan da refah devleti modelinden radikal totaliter teorilere kaynaklık etmektedir.

Birey, tek tip davranışa indirgenebilecek bir varlık değildir. Aksine, insan, davranışı üreten bilinç ve bilinçdışı süreçleriyle, kendine özgü kişiliğe sahip bir varlıktır. Bireylerin kendi davranış doğrultusunu belirleyen hayat tarzları ve önyargıları vardır. Hatta tutumlarının neredeyse tamamı büyük ölçüde önyargıdır.

Bireyler, “duyum”, “sezgi”, “düşünce” ve “duygu” işlevlerinin değişik kombinasyonlarını içeren farklı kişiliklerdir. Bu nedenle aynı olguya farklı tepkiler verebilirler. Bireysel davranışı belirleyen ağırlıklı faktör, bazen akıl, bazen alışkanlık bazen taklit ve bazen de sosyal normlardır. Bu nedenle, gerçek hayatta davranışın formüle etmek oldukça zordur.

“Homo ekonomik” ne de alternatif olarak sunulan rasyonel davranış modelleri insan davranışını tanımlamakta zorlanmaktadır. Ekonomik varlıktan ziyade psikolojik varlık olan insanın davranışını belirli bir formülasyon içinde ifade etmek mümkün müdür?

Son tahlilde sizce insan, homo ekonomik mi, homo psikolojik mi, yoksa homo politik midir?

Nizamettin BİBER

 
Toplam blog
: 887
: 2743
Kayıt tarihi
: 06.06.12
 
 

Yeni dünya düzensizliğinde insan olmaya çalışan ve okuyarak ne kadar cahil olduğunu gören, olayla..