Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

24 Aralık '06

 
Kategori
Haftasonu
 

Hora feneri...

Hora feneri...
 

Hoşköy’ ün İstanbul’ a olan mesafesi 260 km. Tekirdağ Merkeze olan uzaklığı ise yaklaşık 100 km. Uçmak dereden gelecek kadar, babayiğitseniz bu mesafeler değişiyor tabi. Ben şimdiye kadar Uçmak dereden gitme cesaretini hiç bulamadım kendimde. O yoldan gelip giden arkadaşlarım var. “Yolda çalışmalar olduğunu ve yolun genişletildiğini” söylüyorlar ama kendi gözümle görmedim. Hoşköy’e, gelebilmek için, kınalıda Tem’den çıkıp Tekirdağ istikametine gitmeniz gerekiyor.

Tekirdağ da soluklanmak için mola vermeyi düşünürseniz. Rakı içmeye vaktiniz olmaz belki ama köfte yemeden geçmeyin. Size önerebileceğim iki tane köfteci var. Bir tanesi Özcanlar, diğeri Köfteci Ali!

Bu iki köfteci de ayrı birer yazı konusu, Özellikle Özcanlar Türkiye’deki en iyi beş köfteciden, bir tanesi.

Yarım kiloluk cam şişelerde buz gibi ayran ve beşer tanelik porsiyonlarda gelen, mis gibi Haso Tekirdağ köftesi.

Tekirdağ’ı geçtikten sonra, trafikteki araç sayısında gözle görülür bir azalma oluyor. Hoşköy’e gidebilmek için iki alternatifiniz var.

İlki İğnecikten sola girip, Sağlamtaş Üzerinden Şarköy’e geçebilirsiniz ki ben genelde öyle yapıyorum, diğeri Tekirdağ’dan çıktıktan yaklaşık elli kilometre sonra, Karıştıran diye tabir edilen bölgeden, sola dönüyorsunuz ve yaklaşık 40 kilometre sonra Şarköy’e geliyorsunuz.

Şarköy’den sonra Hoşköy’e gelebilmeniz için yirmi kilometre daha yapmanız gerekli.

Şarköy ve Hoşköy arasında, üzüm bağları ve zeytinliklerin arasında eşsiz fotoğraflar çekmeniz, mümkün.

Sırası ile Aşağı Kalamış, Yukarı Kalamış, Erklice ve Mürefte’yi geçtikten sonra Hoşköy’e ulaşıyorsunuz. Hoşköy’ün girişinde sizi ilk karşılayan, Hora feneri oluyor.

Bu fener,1861 Yılında Abdülmecit tarafından, Fransızlara yaptırılmış. Tamamen demir olan Fenerin yapımında hiç kaynak kullanılmamış. Tüm bağlantılar vida ile yapılmış. Fenerin yerden yüksekliği, tahmini 20- 25 metre.

Fener kendi ekseni etrafında 360 derece dönebiliyor ve bu dönüşü 20 saniyede tamamlıyor. Bu süre zarfında da dört kez çakıyor.

Eskiden Gaz lambası ile (nasıl bir lambaysa) çalışan Fener şimdilerde Elektrik’le çalışıyor.

1861 yılından bu tarafa, fener aynı aile fertleri tarafından çalıştırılıyor. Önümüzdeki dönemlerde bu aile fertleriyle de tanışıp onları yazmayı çok istiyorum fakat feneri ziyaret etmek yasak olduğu için.

(Bu yasaklamanın Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğünce yapıldığı söyleniyor)

Şimdiye kadar, önünden defalarca geçtiğim Feneri ziyaret etme şansım olmadı.

Anladığınız üzere, Hoşköy’ün eski adı Hora.

1800lü yıllarda, nüfusu 15000 civarında olan Horada yaşayan halkın büyük çoğunluğu Rum’muş ve yaklaşık kırk tanede doktor varmış.

Günümüzde Hoşköy’ün nüfusu 2329 ve bir tane sağlık ocağı var oda yarım gün çalışıyor. Doktora ise yirmi dört saat ulaşmanız mümkün.

Eskiden Hoşköy’ün tek doktoru sevgili dostum Hakan’dı. Şimdi Tekirdağ da görev yapıyor(Kulakları Çınlasın)

Bölge halkı, bağcılık ve zeytincilikle geçimini sağlıyor, buralara göre büyük sayılabilecek büyük birde balıkçı barınağı var.

Bu barınak her daim taze balık anlamına geliyor.

Hoşköy’de, bağların ve zeytinliklerin arasında sağlıklı yaşam yürüyüşleri yapabilir. Balık eşliğinde bölgede üretilen üzümlerden yapılmış şarabınızı yudumlayabilir.

Sabah ben erken kalkarım diyorsanız denizden doğan güneşi izleyebilirsiniz.

Ben en çok kış aylarında balıkçı barınağında gürül gürül yanan sobanın güvenliğinde miskin sohbetler yapmayı seviyorum.

Türkiye’deki butik şarapçılığın öncülüğünü yapan Melen Şarapçılık Hoşköy’de, üç kuşaktır faaliyetini sürdürüyor.

Melen Şarapçılığı ziyaret etmeniz, meşe şarap fıçılarında yıllandırılmış Şaraplardan tatmanız ve renkli kişiliği ile Hayatını bağcılık ve şarapçılığa adam Cem Çetintaş ile tanışmanız benim kişisel tavsiyem.

 
Toplam blog
: 1280
: 1114
Kayıt tarihi
: 09.08.06
 
 

Deniz tutkunu.Amatör kıyı balıkçısı. Aynı Şarkı ve Ilık Havada Hoşça Kal adlı kitapların yazarı ..