Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

07 Haziran '07

 
Kategori
Futbol
 

Hoş geldin aramıza, Roberto Carlos!

Hoş geldin aramıza, Roberto Carlos!
 

A-‘’Roberto Carlos’’

B-‘’Ben bu isimi bir yerden duymuştum. İspanya ‘da oynayan Real Madrid’in Brezilyalı futbolcusu mu ne?’’

A-‘’Evet’’.

B-''Ne olmuş ona?''

A-‘’Duymadın mı, yoksa?’’

B-‘’Neyi?’’

A-‘’Dün geçe geç vakitler de Fenerbahçe’ye transfer olmuş.’’

Şimdi burada duralım. Halen transferden haberi olmayan futbolseverlerle yapılan röportaj tabii ki tepkilerini farklı açılardan gösterirler. Nasıl mı?

Eğer Galatasaraylı ya da bir Beşiktaşlı ile yaptıysanız röportajı tepkileri şöyle olur.

B- ‘’Hayırlı uğurlu olsun’’ derler boynu bükük. Çünkü onların tuttukları takımın yöneticilerin de Roberto Carlos’u alacak kadar paraları yoktur ve kıskanırlar.

Ya peki, Fenerbahçeli olan bir arkadaşlarla bu röportajı yapılmış olsaydık tepkileri nasıl mı olurdu?

B-‘’Yapma ya. Şimdi şöyleyim bu sene de yine Fenerbahçe banko şampiyon olur. Kıskananlar çatlasın.’’ Ve tepkileri aynen de öyle olur. Bir Fenerbahçeli olarak tuttukları takımın yöneticilerine sanki mesaj yollayarak memnuniyetlerini belirtirler.

İşte Fenerbahçe’nin büyüklüğü buradan kaynaklanmaktadır.

Süper Ligimizde eskiden Ali-Feyyaz-Metin dönemi vardı. Başlarında Milne ile Beşiktaş başarıdan başarıya koşuyor yeri göğü inletiyordu. Başkanları Süleyman Seba idi. Kendisini hep takdir etmiştim. Beşiktaş’a 16 yıl başkanlık yapmıştır. O zamanlar da keşke bizimde böyle başkan gelsin istiyordum. Nitekim de geldi. Şu an Aziz Yıldırım 8 yıla aşkın Fenerbahçe’de başkan.

Bir zaman sonra Fatih Terim diye bir antrenör geldi Galatasaray’a. Ortalığı dağıttı. Takımını üst üste 4 sene şampiyon yaparak bu dalda rekor kırdı. Bu da yetmedi. Galatasaray’ı Avrupa’ya taşıdı. 1999-2000 sezonun da serüvene Şampiyonlar Liginde başladı. Yapamadı UEFA Kupasında devam etti serüvenine. 17 Mayıs 2000’de emeline ulaştı. Arkadan da Avrupa Süper Kupası da geldi.

Fatih Terimin yarattığı bu takım 2002’de ki Dünya Kupasında Milli Takımın adı altında Dünya üçüncülüğünü yakaladı.

Onlar bir dönemler güzeldi yaşandı ve geçti. Geçmiş ola. Çünkü Galatasaray UEFA Kupasını kaldırırken hazırlıksız yakalanmıştı. Ve kazandığı paralar gereken yerlere harcanmadı ya da temel atılmadan UEFA Kupası geldiği için Avrupa’ya giden futbolcuların yerine takım oluşturulamadı. Değil Roberto Carlos gibi oyuncuları transfer edebilmek şurada dursun, onlar ilk önce kendi borçlarını ödesinler, bir görelim.

Roberto Carlos. Fenerbahçe’ye mi transfer olmuş? Olmuş işte! İnanmadım ve hemen Milliyetin İnternet sayfasına girdim ve haberi okudum. Arkadan yorumlara geçtim. Galatasaraylı ve Beşiktaşlı bazı arkadaşların yorumları fena değildi ama bazıları hiç hoş olmayan yorumlar yapmışlar. Üzüldüm onların adına. Neymiş Roberto Carlos 34 yaşındaymış. Pili bitmiş ve onun için baston lazımmış. Ha bu laflara gülerim işte. Onlar ilk önce Hakan Şükür’ü eleştirsinler sonra Roberto Carlos hakkında yorum yazsınlar.

Ve ben Roberto Carlos’un transferini gerçekleştiren yöneticilerin alnından öpmek istiyorum. Bakalım göreceğiz kimler haklıymış.

Şimdi inanmaya başladım. Fenerbahçe takımı diğer takımlarla arasında fark açılmaya başlandı artık.

Çok kısa zamanda yavaş yavaş başarılar gelecek. İlk önce onlardan şampiyonluk beklemiyorum, yalnızca Şampiyonlar Liginde takımımızı ilk 8 takımların arasına her sene sokma başarısını gösterebilirsek eğer, elbette bir gün de şampiyon oluruz. Bundan şüphem yok.

Temelleri attık, artık çıtayı hiç indirmemek üzere yükseltmeliyiz!

Başarıların daim olsun, Şampiyon Fenerbahçe’m!

Saygılarımla.

 
Toplam blog
: 540
: 3176
Kayıt tarihi
: 02.01.07
 
 

Hiç bir motorlu araca binmeyi sevemedim. Daha doğrusu sevdiremediler. Onun yerine iki tekerlekli ..