Hoş Gelsin Ramazan!

Hoş Gelsin Ramazan!

Yine bir Ramazan, aslında bereket ayı, öte yandan oruç tutuyor musun, tutmuyor musun dolaylı ya da direk sorularıyla taciz etmeler, diğer yandan saygılı olması gerekenler bu durumu tam bir kışkırtma ortamı yaratmak, karşı tarafı germek için kullanan sözde din düşmanları özde saygısızlar.

Tut ya da bırak, kime ne? İslam’da sadece oruç mu var? Oruçtan başka neler, neler var ki oruç ibadetlerden sağlıklı ve akıllı insanların yapabileceği özel ibadet şekillerinden birisi. Zorla, mahalle baskısıyla olacak bir ibadet de değil neticede aslı beden terbiyesi olmasa gerek, ruh da bundan nasiplenmeli bu sadece bedenin aç bırakılması olsa, rahmetli babam bu durumu kendince şöyle tarif ederdi: “eşeğin de ağzını bağla, eşek de oruç tutar” derdi. Mevzu oruç tutmak değil, mevzu yalan söylememek, mevzu diğer insanlara zarar vermemek, mevzu diğer canlılara da kendine saygı duyulmasını istediğin kadar saygı duymak. Yarısı öz kardeşiyle kavgalı dünyamızda, herkes birbirine bir sebepten ötürü beddua ederken, hiç tanımadığı insanların oruç tutmadıkları için cennete gidememelerine üzülmek ne derece ve kime inandırıcıdır. Sahteliğin olduğu yerde daha fazla sahtelik değer görür. Bu böyle büyür de büyüttüğü bir hayra alamet bir durum değildir. Bilakis hayırlar zannederiz, aslı şerdir. Şerlerde kim bilir nice hayırlar…

Kim ne derse desin, bir yerde durması gerek bu gidişatın ama duracağa pek benzemiyor. Ramazan ayı belki bir umut olur, daha fazla düşünmek için zamanımız olur diye bir umut, bekleyelim görelim "Mevla’m ne eylerse hayreyler" diyerek…