- Kategori
- Gündelik Yaşam
- Okunma Sayısı
- 385
Hoşçakal ilk beş yıl
Artık okulların kapanacağı son haftaydı. Herkes birbirine hatıra yazdırır, birbirlerinin fotoğraflarını çeker, imza attırır, son günlerini birlikte geçirirlerdi. Ama arkadaşımla ben bunları takmaz, okula gidip gelirdik. Birbirlerine sarılan arkadaşları, ağlayan kişileri görünce gülerdik. Fakat son gün gelince işler değişti. Akşam yapılacak ilk iş; hatıra defterlerini, imza atmaları için eski bir tişörtü, dijital fotoğraf makinesini ve en önemlisi de şiiri hazırlamaktı. Şiir için çok düşündüm, hayatımda hiç bu kadar düşündüğümü hatırlamıyorum. Ve yazdım güzel olmuştu:
Beş yıl su gibi akıp geçti Sevgili sınıfım
Ayrılık günü geldi. Acaba kader
Akıp giden yıllar, Buluştur mu tekrar bizi.
Sanki bir sel idi. Şundan emin olun ki özleyeceğim tek tek her birinizi
Sevgili Emine öğretmenimiz
Aramızda sen olmasan da
Bil ki seni gururla
Temsil edeceğiz hepimiz
Okula gittiğimde çok üzgündüm çünkü okul bitecek, altıncı sınıfa geçecektim en önemlisi de arkadaşlarımdan ve öğretmenimden ayrılacaktım. Son gün arkadaşlarım ve öğretmenimle fotoğraf çektirdim. İmza attırdım. Ve hatıra yazdırdım. Şimdi de en sevdiğim arkadaşımın yazdığı hatırayı yazacağım. “Merhaba Kübra, giriş biraz saçma oldu ama olsun. Öncelikle sana çok teşekkür ederim herkes temiz sayfa ayırdığın için teşekkür eder ama ben beni arkadaşın olarak kabul ettiğin için teşekkür ederim. Senin kalbin çok temiz hem de güzelsin inşallah kaderinde öğle güzeldir. Ömrün elma şekeri gibi tatlı, tren yolları gibi uzun olsun. Seni unutmayacağım.” Güzel değil mi? hepinizin üzüntüleri bir kum taneciği kadar küçük sevinçleri okyanuslar kadar büyük olsun.
Önerilerine Ekle Beğendiğiniz blogları önerin, herkes okusun.

Çocukken pardon yetişkinliğe adım atarken hepimizin geçtiği yollar bunlar. Biz de takmazdık pek çok şeyi... Tabi zmaanla bazı şeyler değişmiş bizde eski tişört imzalatma yoktu. Bizim zamanımızda herşey kıymetliydi. Çoraplara 3-4 yama yapılmadan atılmazdı. Şimdi bir kere giyip atıyorum çoğu zaman. Vay be. Ne güzel. Vallahi çok mutlu oldum seni tanıdığıma. Sevgiler...
karga 28.08.2007 16:10Oysa ben seni erkek çocuk olarak düşünmüştüm her nedense. İki oğul alışkanlığından olsa gerek. Benim oğlumda senin bu yaşadığın ayrılığı seneye yaşayacak. Ne yazık ki hayatımız buluşmalardan ve ayrılıklardan ibaret. Fakat ömür boyu unutamayız özellikle de o ilk beş yılda ki arkadaşlarımızı, ilk öğretmenimizi. Umarım arkadaşlarının çoğu ile yeniden buluşursun. Aynur.
Ayrıntıda gezinmek 02.08.2007 13:35sevgili kübra yazını okuyunca yıllar öncesine gittim.doğan kardeş dergisinin her c umartesi evimize gelmesi ne büyük bir mutluluktu .dünyaya açılan penceremizdi o bizim. şimdi yediden yetmişe milliyet blog ile çok renkli bir dünyadayız.bir öğretmen olarak ne kadar yol aldığımızı görmek beni çok mutlu ediyor.bu nedenle sana ilk hoşgeldin mesajını ben yazmak istedim .yazılarını zevkle okuyacağız.
özgül atabay 01.08.2007 22:19- Cevap :
- Çok değerli öğretmenim, yazıma duyduğunuz ilgi ve samimiyet için size nasıl teşekkür edeceğimi inanın ki bilemiyorum. 02.08.2007 14:55
"Hepinizin üzüntüleri bir kum taneciği kadar küçük, sevinçleri okyanuslar kadar büyük olsun." Hoş geldin küçük arkadaş..."Küçükler vardır büyür gözlerde, büyükler vardır küçülür sözlerde" Ben de seni bu veciz sözlerle selamlayayım. Selamlar, sevgiler. H.Hüseyin Dulun
Hasan Hüseyin Dulun 01.08.2007 20:24- Cevap :
- Selamınızı içtenlikle kabul ediyor, yazılarıma gösterdiğiniz, beni yüreklendiren yorumlarınız için size çok teşekkür ediyorum. 02.08.2007 14:58