Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

06 Eylül '11

 
Kategori
Aşk - Evlilik
 

Hoşçakal

Hoşçakal
 

Korkularla yüzleşmek gerek:))


Neydi gerçek ? Gerçek olan neydi? 

Başından beri gerçek olamayacak kadar güzeldi her şey? Ama çok çabuk tükettik tüm güzellikleri. En iyi yaptığımız şey de bu öyle değil mi? Tüketmek… 

Bize sunulan bir armağan, bir şans, bir lütuf olarak göremiyoruz başımıza gelen güzellikleri. Oysa şanssızlık dediklerimizi hayatımızdan çıkarmamak, unutmamak için ne çok çaba harcıyoruz değil mi? 

Seni anlamadığımı mı sanıyorsun? O kadar iyi anlıyorum ki hem de… Sana sunulmuş bir hayatı yaşadığının daha doğrusu yaşıyor(muş) gibi yaptığını fark etmediğimi mi sanıyorsun? Böyle hayal etmemiştin hayatını pek çoğumuz gibi. Şimdi sorumlulukların ve arzuların arasında sıkışıp kaldın ve ne yapacağını bilmiyorsun. Korkuyorsun deli gibi. Başaramamaktan, pes etmekten ya da sevdiğin yegane varlığı tek başına bırakmaktan... Tıpkı kendin gibi… Sen yaşadın o yaşamasın istiyorsun. Tüm acıları sen çekmiş ve bitirmiş olasın, O’na sadece iyilikler, güzellikler kalmış olsun. O, hep mutlu olsun. Senin için her şey ‘O’ artık. “Başka bir ‘Sen’e, başka bir hayata gerek yok.”değil mi? 

Sözcüklerin yetersiz kaldığı an sevgilim. Ne demem gerekir bilmiyorum. “Birlikte geliriz üstesinden”mi? “Yeterince istersek olur”mu? “Biz birlikte olalım. Her şey kolaylaşacak”mı? “Tek başına üstlenmek zorunda değilsin bunca yükü'mü? 

Hiç biri yeterli gelmez sana biliyorum. Bana da; senin tüm acılarından, kırgınlıklarından, aşklarından damıtılmış, artık bir sevgi yeterli gelmez ? Keşke seni mutlu edebilseydim. Ama ‘keşke’ öyle saçma bir sözcük ki… Ne geçmişe, ne geleceğe, ne şu ana bir faydası var. 

‘Hoşçakal’??? 

‘Sen hoşçakal.’ 

Evet tüm kalbimle diliyorum bunu. Yaşadığın her ana, gittiğin her yere, her durağa, baktığın her manzaraya, öptüğün her yanağa, dokunduğun her tene, kokladığın her şeye biraz ben de karışmış olayım istiyorum. Çünkü sen bana öyle bir karıştın ki… ‘Ben’ yok artık. Senle karışmış, seninle atan koskoca bir yürek var sadece. Mutlu muyum? Evet, mutluyum. Böyle daha çok benlesin çünkü. Benimsin. Hep istediğim gibi her yerdesin. 

Sen de mutlu ol ‘Yaramaz Serseri’. Kızarsın bilirim ‘yaramaz’ dememe. Bak bir de bu iyi tarafı var. Sana istediğim gibi seslenebiliyorum ama sen kızamıyorsun duymadığın, bilmediğin için. 

Mutlu ol yaramaz serseri. Yüzün hep gülsün. Gözlerin hep güzellikleri görsün. Yüreğin yeniden çarpsın. Silinsin tüm tereddütlerin. Öldürme kendini toprağa girmeden. Toprak, karanlık. Karanlıkları sevmezsin sen. Aydınlığa ait gözlerin. Kaybetme yüreğindeki serseriyi sakın. Sakın değiştirme çocukluk aşkımı. Maskeni, zırhını at. Sen, öyle çok daha ‘Sen’ sin. Sen, öyle çok daha ‘Ben’sin, benimsin, benimlesin. Sen, öyle daha çok ‘can’sın, canımdasın. 

Seni Seviyorum. 

 

(22.07.11-15:20) 


(çokkk gerilerde de kalsan bu yazi sana ait, hep de öyle olacak)

 
Toplam blog
: 27
: 295
Kayıt tarihi
: 12.08.11
 
 

Bazen kelimeler içinize sığmaz olur ve taşar. İşte o zamanları yaşadığım şu günlerde yazdıklarımı..