Hoşgeldin şehr-i ramazan

Ramazan geldi hoş geldi.

Kavuklu ile Pişekar çoktan sahnede, bir orta oyunudur süregiderken Türkiye’de seyircinin derdi bir başka bu günlerde.

On bir ayın sultanı geldi Ramazan, et fiyatları yıktı eyledi sofraları viran…

Evet bir başkadır Ramazan gürültü patırtının ortasında bir sessiz kuytu köşe gibi herşeye, herkese, açlığa, işsizliğe, bu karmaşık korku ve endişe dolu siyasi gündem içinde bir hoş seda’dır Ramazan...

Sofrasında bir tas çorba, bir lokma ekmeğe rağmen özlenen imecelerin, misafirperverliğin, güzel olan her türlü geleneksel paylaşımların özlemi ile güldürür yüzümüzü, serinletir yüreklerimizi. Ve televizyon kanalları yarış içindedir sanki ‘iftara doğru’ ve ‘sahur özel’ programlarıyla bir ay boyunca yemek programları, farklı damak tatları ile iftar sofralarının bol çeşitli menülerini sunarlar bizlere.

Nasıl olsa izlemesi bedava Ramazan-ı Şerifleriniz Hayrola…

Yetkili ağızlar enflasyonu her ne kadar düşürdük dese de yoksul vatandaşın bütçesin de marketler, manav reyonları, pazar tezgahları bunun aksini göstermekte.

Pahalılık yüzünden yanına varılmaz olan et, sözüm ona büyükbaş hayvan ithalatıyla ucuzlayacak yoksul vatandaşta bu Ramazan bunun keyfini azda olsa çıkaracaktı. Halbuki neredeyse davulla zurnayla karşıladığımız ithal ve bir o kadar gösterişli öküz’ler yurdumuz da boy göstereli aylar oldu, kasap vitrinlerinde yerlerini de almalarına rağmen kırmızı et fiyatlarında beklenen düşüş yaşanmadı.

Neyse canım çok söze gerek yok. Her türlü sıkıntı ve soruna alternatif tıpçılarımız sayesinde alternatif çözüm üreten, 24 saat vatandaşı aydınlatan basınımız var artık nasılsa

‘Hamdolsun’.

Her türlü protein ve vitamin eksikliğine karşı çeşitli otlar bitkiler tavsiye ederek dolu dolu sağlıklı yaşam önerileri ile bizleri yönlendiriyor. ‘Et yiyemiyorsan ot ye’, balık ye, çeşitli bakliyatlarla bu açığı kapat. B12 vitamini eksikliği muhtemel olasılıkla yoğun yaşayan vatandaş ‘hafıza kaybı’, ‘unutkanlık’, uyuşukluk, halsizlik v.s gibi sorunlarla karşılaşabilirmiş.

Bütün bunlardan söz edince Başbakanımızın önerisi geldi şimdi aklıma; ‘alkol almak yerine meyve, sebze tüketin. Şarap içmek yerine üzüm yiyin’ demesi…

_İyi de Sayın Başbakanım, önemli olan niyetse sahur da yediğimiz üzüm mide asitiyle alkole dönüştüğünde orucumuza fesat karıştırmaz mı? Düşünmeden edemedim doğrusu.

Bütün bu önerilerin üzerine ‘ekmek bulamıyorsan pasta ye’ sözünü de eklerlerse açlık sınırının altında yaşam mücadelesi veren vatandaşın tüm sorunlarına hassasiyetle çözüm bulmuş oluruz.

‘Hamdolsun’.

Bu mübarek günün evvelin de duygularımı kaleme alırken zaman öyle çabuk akıp gitmiş ki saatler 19:00 ‘u göstermekte…

Akşam haberleri başladı ben gidiyorum sevgili okurlar, bakalım bizim Kavuklu ile Pişekar bu gün meydanın orta yerinde hangi oyunu sergilemekte…

"Her ne kadar sürç-i lisan ettiysem affola!"

Hepinize ‘HAYIR’ lı Ramazanlar.

Rahşan ATAR 09/08/2010