Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

19 Ağustos '13

 
Kategori
Deneme
 

Hoşgörü, anlayış

Hoşgörü, anlayış
 

SEVGİYİ PAYLAŞABİLMEK


Bir Dünya, Kâinat içinde öyle bir Dünya düşünün ki içinde savaşın olmadığı, sadece ve sadece mutluluğun ve sevinç gözyaşlarının aktığı bir dünya. Sadece hayali dahi güzel olsa gerek. Peki, zor mu bunu başarabilmek?. Tabi ki zor değil. Anlaşılır olmak, karşındakine saygılı olmak, onun fikirleri sana terste olsa onu anlayarak saygıda kusur etmeden ya doğruluğunu ya da yanlışlığını anlatmak, ortak payelerde birleşerek huzur ve mutluk içerisinde yaşamak, karşılıklı iyi geçinmek zor olan şeyler midir? gerçekten.

Yaşam içerisinde öğrendiğimiz tek şey düzen içerisinde bir varsın ve bir yoksun olgusudur. Bu olgu içerisinde başlangıç ve sona kendimiz karar vermez iken iki nokta arasındaki zamanı nasıl kullanacağımıza ise kendimizin karar vermesi olarak görünmektedir yaşam. Yaşam süreci içerisinde yine kendi kendimize vereceğimiz kararlar yanında bir de bakıyorsunuz ki başkalarının kararları da yaşamımızı etkilemeye başlamış, bu etkileşimlerle birlikte topluluklar ve topluluklarla birlikte milletler, ülkeler ve ülkelerle birlikte de Dünya oluşuvermiş. Tabi ki bu

Dünya yaradılana bahşedilen yaşam döngüsü içerisinde olması gerekenlerin sunulduğu eşsiz bir hazine. Yaradan hiçbir zaman yarattıklarını yalnız bırakmamış, her zaman diliminde onlara yaratıldıklarından itibaren yaratılış amaçlarını hatırlatmak üzere ve hayatlarını düzenlemeleri için çeşitli zamanlarda kendilerinden olan elçiler ve kitaplar göndermiş bu kitapların ve elçilerin özünde barış kardeşlik yaşama sevinci itaat ve dünya nimetlerinden yararlanmanın nasıl olacağı anlatılmıştır. Her toplum Dünya nimetlerinden faydalanma ve üzerinde yaşadığı toprak parçası üzerinde ve toprak altındaki nimetlerden nasiplenmeyi kendine bahşedilen nimet olarak görse de bunlar üzerinde hakkı olmadan hak sahipliği yapmaya kalkanlar olmuştur. Bu nedenlerle karşıt görüşler ve hatta zulümler hatta hatta savaşlarla yok etmeler yaşanmaya başlamıştır.

Var oluş her inançta değişiklikler göstermekle birlikte hak dinlerde Âdem ile başladığı kabul edilmektedir. O dönemden bu döneme kadar yüzlerce elçiler, Peygamberler, firavunlar, imparatorlar, krallar, paşalar, beyler, ağalar, köleler, işçiler, hür olanlar olmayanlar, hizmet edenler edilenler gelip geçtiler peki yanlarında ne götürdüler tabiî ki koskoca bir hiç peki bu zulümler bir koskoca hiç için mi acaba? Kendilerini bu var oluş içerisinde yüce olarak tanımlayanlar Dünyanın Jandarması sıfatıyla her topluluğa hükmedenler istediklerini yaptırmakta ve istedikleri toplumları istedikleri kıvama getirerek yok veya köle olmaya zorlayanlar bu yaptırımlarını bu kötülük üzerine kurmaktansa kısa süren hayat mücadelesinde güzellikler içerisinde huzurca yaşama yollarını neden kendilerine bir görev olarak addetmezler ki. Bende bulunan Dünya hazinesini ben kullanamazken veya kullanmasını bilmez iken bunu kullanmayı öğreterek tüm insanlık için kullanılır hale getirmek.

Dünya hazinesine sahip olanı da gözeterek bu hazineyi kullanıma katsa zulüm yerine şefkat gelse, kavga yerini hoş görüye bıraksa, elde edilmiş ve yaşam tarzı haline gelen haklar ve özgürlüklerden her yaradılan nasiplense, bilmeyen bilenlerden örgense, bildiklerini baba oğul, ana kız edası ile bilgileri aktarsa hoş olmaz mı? Hayal edilen Dünya, daha huzurlu olmaz mı? Yine zengin zenginliğinde, yöneten ile yönetilen olsun her insan insana hizmet etsin amma huzur ve mutlulukta birlikte olsun. Yaratılırken çıplak geldik dünyaya bir nefes ile açtık gözlerimizi bize bahşedilen hayata. İnsanlığın kendi eliyle yaptığı iyilikler ve kötülükler ile karmaşa haline gelmiş dünyada, bahşedilen nefesin geri alınması ile biten hayatta. Bak ta gör çevrene kazandıklarını yanında götüren var mı? yine çıplak gidiyoruz, kazandıklarımızı, malımızı mülkümüzü ve uğrunda kim bilir kaç kişinin canını yakarak, kalbini kırarak yaşadığımız günleri geride bırakarak yine yapayalnız ve tek başımıza. Dünyanın güzelliğini kendi elimizle yaptığımız yaşanmaz halini geride bırakarak


19.08.2013.SHG

  

 
Toplam blog
: 84
: 2161
Kayıt tarihi
: 21.08.07
 
 

Sağlık sektöründe toplum sağlığı teknisyeni olarak çalışmaktayım. Yüksek okul mezunuyum. Konuşmay..