Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

14 Şubat '14

 
Kategori
Sosyoloji
 

Hoşgörü ve karşılıklı yüceltme...

Hoşgörü ve karşılıklı yüceltme...
 

Hoşgörü, uygarlığın biricik sınavıdır.”

                   Arthur Helps

Hoşgörü: Dayanma, katlanma, görmezden gelme ya da göz yumma, başkalarını eylem ve yargılarında özgür bırakma, kendi görüşümüze ve çoğunluğun görüşüne aykırı düşen görüşlere sabırla, hem de yan tutmadan katlanma demektir. İzin verme, aldırmama, iyi karşılama anlamlarını da içerir.

Yaşadığımız toplumda sporcular olsun, siyasetçiler olsun ya da başka insanlar olsun, biraz da kıskançlık yaklaşımı ile birbirlerini yere batırmak ya da olumsuzlaştırmak davranışlarını sergilerler. Böylesi acımasızlığın iç kanatan ilginç örneğine Genç Osman’ın ve Şehzade Mustafa’nın katledilişlerinde tanık olduk!

Kimileri esenlikte olmayı böyle elde edeceklerini sanırlar. Sporcu sporcuyu çekemez, siyasetçi siyasetçiyi... Çamur atmakla da kalmazlar bunu iftiraya dek götürürler. O zaman usumdan: “Kötülenen şahıs ünden olursa / İftira eyleyen dinden olmaz mı?” dizeleri geçer.

Birlik ve beraberliğe, barış ve kardeşliğe daha çok ihtiyaç duyduğumuz bu günlerde dilden dile dolaşan aşağıdaki kısa öykü, insanlar arasındaki hoşgörülü davranışı ve karşılıklı birbirlerini yüceltmeyi derin anlamda sergilemektedir. Ders çıkarmak amaçlı, sindire sindire birlikte okuyalım:

Adamın birisi, toplumun onaylamadığı yoldan para kazanıp bununla bir koyun alır. Neden sonra, yaptıklarından pişman olur ve hiç olmazsa iyi bir şey yapmış olmak için bunu Hacı Bekaş-ı Veli'nin dergâhına kurban olarak bağışlamak ister. O zamanlar dergâhlar, aynı  zamanda aşevi işlevi görüyordu. Durumu Hacı Bektas-ı Veli'ye anlatır ve Hacı Bektaş-ı Veli

— Helal değildir, diye bu kurbanı geri çevirir.

Bunun üzerine adam Mevlevi dergâhına gider ve ayni durumu Mevlana'ya anlatır. Mevlana bu hediyeyi kabul eder.

Adam, ayni şeyi Hacı Bektaş-ı Veli'ye de anlattığını ama onun bunu kabul etmemiş olduğunu söyler ve Mevlana'ya bunun nedenini sorar.

Mevlana söyle der:

—Biz bir karga isek Hacı Bektaş-ı Veli bir şahin gibidir. Öyle her leşe konmaz.
O yüzden senin bu hediyeni biz kabul ederiz ama o kabul etmeyebilir. Adam üşenmez kalkar Hacı Bektaş dergâhı'na gider ve Hacı Bektaş-ı Veli’ye, Mevlana’nın kurbanı kabul ettiğini söyleyip bunun nedenini bir de Hacı Bektaş-ı Veli'ye sorar.

Hacı Bektaş da söyle der:

Bizim gönlümüz bir su birikintisi ise Mevlana'nın gönlü okyanus gibidir.
Bu yüzden, bir damlayla bizim gönlümüz kirlenebilir ama onun engin gönlü kirlenmez. Bu nedenle o senin hediyeni kabul etmiştir…

H.Wilhelm Van Loon: “İnsanlığın kurtuluşunu sağlayacak en büyük erdem hoşgörüdür.” Derken, DaleCarnegie: “Toplumsal hayatta en yararlı erdem hoşgörüdür.” Sözcükleriyle öz düşüncesini ortaya koymaktadır. Bilmem siz nasıl düşünürsünüz?

 

 

 

 

 

 
Toplam blog
: 782
: 1295
Kayıt tarihi
: 18.08.08
 
 

Kırşehir Erkek İlköğretmen Okulu'nu, İzmir Buca Eğitim Enstitüsü Türkçe Bölümünü, İstanbul Çapa M..