Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

04 Mayıs '17

 
Kategori
Öykü
 

Hotel California'nın gerçek hikayesi

Hotel California'nın gerçek hikayesi
 

Hotel California'nın Gerçek Hikayesi


Kapkaranlık çölün ortasında yolda ilerliyordum o gece. Serin rüzgar saçlarımı okşuyordu. İnsanın içini ısıtan kenevir kokuları vardı havada. Birden göz alıcı bir ışık belirdi önümde. Biraz ilerleyince bu ışığın bir otel tabelasından geldiğini gördüm. Hotel California yazıyordu. İşte, Hotel California hikayesi böyle başladı. Sıradan bir kişinin yine sıradan bir gecesinde… Gözlerim ağırlaşmıştı uykum vardı. Daha fazla devam edemeyeceğime karar verince geceyi burada, otelde, geçirmeye karar verdim. Otel girişine geldiğimde bir kız gördüm orada öylece duran. Öyle bir hali vardı ki… birine cennetti de yaşatabilirdi cehennemi de! Düşünceler, resepsiyon zilinden gelen çınlama seslerine karışıyordu. Sonra bir mum aldı eline kız ve aydınlanan yolda kalacağım odaya doğru yürüdük birlikte. Odalardan çeşitli uğultular geliyordu ya da o uğultular beynimdeydi. “ Hotel California’ya hoş geldiniz” diyordu birileri. Başka bir ses “Yılın her zamanı birçok boş oda bulabilirsiniz bu güzel otelde” diyordu. Benimse düşündüğüm tek şey oydu…
 
Aklını Tiffany marka mücevherler ve Mercedes marka arabalarla bozmuştu kız. Çevresinde sürekli, arkadaşlarım dediği birçok yakışıklı çocuk vardı. Sıcak yaz günlerinde ıslak tenleriyle dans ederlerdi. Bazı danslar hiç unutulmamak için, bazıları da sonsuza dek unutmak içindi… Buna dayanamıyordum bu yüzden barmeni çağırıp viski istedim, içip unutacaktım onu. Fakat istediğim içki 1969’dan bu yana ellerinde olmadığından başka bir yolla kafayı buldum... Hala gecenin bir yarısında o sesleri duyarak uyanıyorum “Hotel California’ya hoş geldiniz”…
 
Kendime geldiğimde, önce otel tavanının boydan boya ayna ile kaplı olduğunu fark ettim. Sonrasında buz ile dolu kovada pembe bir şampanya... Sonra sen belirdin yanımda ve kulağıma fısıldadın “Hepimiz bu otele hapsolmuş birer mahkumuz”...Yanından apar topar ayrıldıktan sonra otelin özel toplantı odasına geçtim. Herkes büyük ziyafet için toplanmış bıçakları ile sofradaki şeye saldırıyorlardı ama çelikten de olsa bıçakları hiçbir zaman öldüremeyeceklerdi şeytanlarını…
 
Korkmuştum, hatırladığım son şey otelin çıkışına doğru kaçmamdı. Otoyola, geldiğim yere çıkabileceğim bir geçit bulmalıydım. Birden bir ses duydum.“Sakinleş” dedi biri ve ekledi “Biz sizi ağırlamaya programlandık. İstediğin zaman otelden ayrılabilirsin fakat ruhun hiçbir zaman burayı terk edemez”…
 
DipNot
 
Tarafımdan yazılan Hotel California çeviri öyküsü. Hotel California çevirisi ile Hotel California hikayesinin birleşimi ile oluştu. Kanımca şarkı orta sınıftan bir kişinin zengin, şımarık bir kişiye aşık olması ve onu unutamamasıyla ilgili. Aslında bu şımarık ve zengin kız “lüks hayat”ı da simgeliyor olabilir. Şarkının sonunda geçen “İstediğin zaman otelden ayrılabilirsin fakat ruhun hiçbir zaman burayı terk edemez”… sözü ise kişinin kızdan fiziksel olarak istediği zaman ayrılabileceği fakat kıza olan aşkının sona ermeyeceği ve kalbinin her zaman Hotel California’da o kıza ait kalacağını anlatıyor. Diğer bir olasılık ise kişinin içinde bulunduğu lüks hayatı istediği zaman terk edebileceği fakat bu arzunun (lüks bir hayat yaşama arzusu) ebedi olarak içinde kalacağıdır.
 
Buradaki blog sayfam haricinde web site adresim : http://akorgezegeni.com dur.
 
Toplam blog
: 3
: 6779
Kayıt tarihi
: 04.05.17
 
 

Yabancı dil gurusu, orta derecede Piyano, İleri derecede Gitar çalabilen, " Renkler "adında albüm..