Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

23 Ocak '07

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Hrant'a açık mektup

Hrant'a açık mektup
 

Sireli Hrant Yeğpayris,

Bir Cuma günü Şişli'de yürürken arkandan boynuna ve başına gelen üç kurşundan sonra olanları sireli Hrant, hayal etmekte zorlanabilirsin. Aslında sen de bu "hayal"in peşinden koşuyordun, zira artık durum hayalden gerçekliğe dönüştü, tam da senin istediğin gibi, ama neye yarar sen öldükten sonra?

"Neler mi oldu?", anlatayım sana. Hani seni Türk düşmanı ilan etmişlerdi ya 301den yargılanan ve hüküm giyen tek kişi olarak, hani seni vatan haini ilan etmişlerdi ya, hani avukat Kerinçsiz ve yandaşları bu ülkeyi senden koruyorlardı ya, hani mahkeme koridorlarında ırkçı sözlerle saldırıp, yaklaşık 2,5 senedir tehdit ediyorlardı ya seni ve aileni; insan görünümlü bir yaratık arkandan yaklaşarak boynuna ve başına üç el ateş etti. Eh artık, sen "vatan haini" olduğuna göre bir "milli kahraman" da ortaya çıkmıştı. Ancak ne var ki sireli Hrant, işler bu şekilde gitmedi, "milliyetçilik perdesi" insanların gözünden çekilince, gerçek tüm çıplaklığıyla ortaya çıkmıştı. Ama sireli Hrant, perdenin çekilmesi için senin ölmen mi gerekiyordu?

Milliyetçilik perdesi insanların gözünden çekilince senin ölümünle beraber herkes aslında senin vatansever, insan görünümlü yaratığın isminin de vatan haini olduğu anlaşıldı, dünyada en bol vatan haini olan ülkemizde. Laf aramızda kalsın sireli Hrant, senin ne kadar bu ülkeye aşık olduğunun ortaya çıkmasından sonra, acaba avukat Kerinçsiz de aklından geçirmiş midir, ben tüm bu davaları "bu Hrant'a" mı açtım diye?...

İnsanlar sözleşmeden, örgütlenmeden Taksim'den gazete binasına önüne yürüdüler, tepkilerini en demokratik biçiminde göstererek. Katil kaçmıştı kaçmasına ama herkes katilin peşindeydi artık. Genelkurmaydan başbakana, cumhurbaşkanından tüm sivil örgütleri sana sıkılan kurşunların aslında Türkiye'ye sıkıldığını, birlik-beraberlik mesajları yayınladılar haklı olarak, ama sen yaşarken yapılması gereken bu tür konuşmalar neye yarar sen öldükten sonra?

Senin de bildiğin gibi, hakkında atıp tutmaya çalışanlar çok oldu, birçok komplo teorileri üretidi, güya inandığın doğruları söylerken Batı'dan para alıyormuşsun'u da içeren daha neler neler. Ancak sireli Hrant, cansız bedenin beyaz bir örtünün altında yatarken Şişli kaldırımları üzerinde, ayakkabılarının delik olduğu görüldü. Peki ya, ayakkabıların delik olmasaydı, o zaman tüm komplo teorileri gerçek mi olacaktı? Veya şu şekilde soralım soruyu, hakkında yapılan bu komplo teorilerinin asılsız olduğunun anlaşılması ölmen mi gerekiyordu? Gerçeği bugün herkes biliyor sireli Hrant, ama neye yarar sen öldükten sonra?

5 senedir düzenli olarak aldığım gibi 2 hafta önce de gazeteni okumaya başladığımda, son sayfada kendini "bir güvercin tedirginliği içinde" olduğunu okudum ve o zaman anladım sana ve ailene yapılan tehditlerin dozajının bir hayli arttığını. Sen de çok iyi biliyordun ki istersen gidebilirdin bu topraklardan Avrupa'ya veya Amerika'ya. Ama sen burada kalıp direnmeyi seçtin, tıpkı diğer Ermeni asıllı Türk vatandaşları gibi. Zira savunduğun değerler, Türk demokrasisinin gelişmesi içindi, ifade özgürlüğünü bu kadar ön plana çıkartman. Evet, sen Türkiye'de "Ermeni Soykırımı oldu" dedin ama aynı zamanda da dedin ki, Fransa'da eğer soykırım yasası çıkarsa, oraya gider, Fransa'da ise "Ermeni soykırımı olmadı" derim. Diaspora Ermenilerine ise Türk kanı üzerinden gönderdiğin mesaj yanlış anlaşıldı, çarptırıldı. Yurt içinde ve dışında gelişen çeşitli olaylar, ülkemizde milliyetçi dalgayı kabarttıkça kabarttı, ve aslında senin Türk-Ermeni ilişkilerinin inşası için çalıştığın görmezden gelindi. Yeri geldi Diasporayla fikren ters düştün, yeri geldi Patrik'le fikren ters düştün, ama ne mutlu sana ki, sen her zaman inandığın doğrular peşinden gittin. Ve ancak sen öldükten sonra değerin anlaşıldı, öyle ki sen kendini bir güvercine benzettin, tüm Türkiye de seni bir güvercine benzetti, ama neye yarardı sen öldükten sonra?

Eşi benzeri görülmemiş bir cenaze töreni düzenlendi senin için. Yüzbinlerce kişi senin için, savunduğun değerler için yürüdü, Şişli'den Kumkapı arasındaki 8 km.lik yolu. Ve tahmin et, ne? İnsanlar "Hepimiz Hrant'ız, hepimiz Ermeniyiz" dediler ve öyle oldular bir günlüğüne, hem biraz öyle düşündükleri için, hem de biraz Türkiye'nin imajına aldığı bu ağır darbeyi, bir nebze de olsun düzeltmek için. Öldürüldüğün yer ise, hiç boş kalmadı, toplumum hemen hemen her kesiminden gelen insanlar, güller getirdi ve mumlar yaktılar. Eşin ve Patrik "anlayabilen için anlaşılması oldukça kolay" mesajlar verdi sireli Hrant. Cenazende Diaspora, Ermenistan ve Türkiye buluştu, senin yaşarken istediğin onların buluşmasını istediğin gibi. Katil ise çok geçmeden yakalandı, ama neye yarar arkasındaki güçler ortaya çıkarılmadıktan sonra?

Ah sireli yeğpayrıs, kusura bakma sana sen öldün dediğim için, çünkü gerçek anlamda "insan" olan her kişi biliyor sen yaşıyorsun aslında. Sen ölmedin ki!

Çukurumu kazıp beni gömseler de/ yasa bürünmüş sevdiklerim

Ağlayıp ayrılsalar da/ bilin ki hala yaşıyorum.

Ama eğer bir köşede /unutulup giderse mezarım

ve hatıram da solarsa/Ah, işte o zaman ölürüm ben.

Bedros Turyan

Not: Bakalım seni kaybetmemiz, bir fırsat olabilecek mi dialog için? Belki de, Türk-Ermeni ilişkilerinde eksik olan dialoğun nedeni, fondaki olmayan "Sarı Gelin" türküsüydü. Belki de, Türk-Ermeni ilişkilerinde eksik olan dialoğun nedeni, Türkiye'nin Türkçe, Ermenistan'ın Ermenice konuşması, her iki halkın senin sütununun da ismi olan "Şapparigce" konuş(a)mamasıydı.

Ne dersin?

 
Toplam blog
: 112
: 3643
Kayıt tarihi
: 22.07.06
 
 

İstanbul'da doğdum. Metalurji ve Malzeme Mühendisliği mezunuyum. Felsefe, sanat tarihi, müzik özel i..