Hrant Dink'in ardından (III): "soykırım, şehit cenazeleri ve Ankara'da top sesleri"

Soykırım nedir? Ermeni soykırımı nedir? Tehcir ve mübadele nedir? Bu konuda yazılmış binlerce makale ve dökümandan sonra benim söyleyecek yeni bir şeyim yoktur. Sadece Türkiye’nin şaşılacak derecede aldığı doğru bir kararla, bu sorunu Lahey Adalet Divanı’nına taşıma teklifidir. Şimdilik Ermeni diasporası tarafından bu teklife bir yanıt gelmemiştir. Suskunlukları haksız olduklarını mı gösterir, ya da fırtına öncesi sessizlik midir, ya da Amerika’da bu meseleyi yasalaştırıp, ellerini güçlendirdikten sonra mı hareket edecekler bilinmez. Gerçek olan şudur ki, bu meselede biz soykırım olmamıştır diyeceğiz, Ermeni diasporası var diyecek ve bu iş uzayıp gidecek. Buyrun Lahey Adalet Divanı orada, herkes açsın arşivini, belgelerini döksün ortaya, ak koyun kara koyun belli olsun. Bizden sonraki kuşak da rahat etsin, bizde rahat edelim.

"Hepimiz Ermeni’yiz" sloganına duyulan öfke ile ülkemizin doğusunda 30 yıldır sürmekte olan kirli bir savaşa duyulan öfke birbirine karıştı. Hrant Dink’in cenazesinin kamuoyunda bu kadar yankı uyandırmasını hazmedemeyenler hemen bayrağa sarılarak doğuda hayatını kaybeden 30000 şehit cenazelerinde neden aynı tepkinin verilmediğini sorguladılar. Doğrudur, haklıdırlar. Aynı biçimde hatta daha sert, daha geniş, daha coşkulu kalabalıklarla bir nesil süren bu savaşa dur denmeliydi. Bunu söylemek için illaki bizden olmayan, bizim gibi düşünmeyen, bizim dinimizden olmayan birinin öldürülmesine karşı durulması mı beklenmeliydi? Hrant Dink cinayeti işlenmeseydi, Anadolu’nun dört bir yanından kalkan Türk bayrağına sarılı şehit cenazeleri alışagelmiş görüntü ve protestolarla kalkmayacak mıydı? Şehit ailelerinin evine düşen ateşten başka herkes işine gücüne dönüp, ertesi gün bunu unutmayacaklar mıydı? Kendimizi kandırmayalım, ülkemizin doğusunda 30 yıldır bu ülkenin sırım gibi gençlerini toprağa götüren, ekonomik değerlerini silaha ve savunmaya aktarmak zorunda bırakan, dış destekli bir bölücü örgütle gerilla savaşı süregelmektedir.

Uğur Mumcu neden öldürülmüştür? Cinayetin perde arkasında kimler vardır? Bu soruların cevabını veren biri olursa, "hepimiz Ermeni’yiz" diyen de, "hepimiz Türk’üz, Atatürk’çüyüz" diyende ortak paydada biraraya gelecektir. Uğur Mumcu’nun öldürülmeden önce bölücü örgütle ilgili geniş kapsamlı bir araştırma içinde olduğu biliniyor. "Tarikat- Siyaset- Ticaret", "Papa- Ağca- Mafya" gibi kitaplardan sonra birçok karanlık ilişkileri günışığına çıkaran Uğur Mumcu ölecek kadar kimlerin çıkarına dokunmuş olabilir? Uğur Mumcu’nun ortadan kaldırılması kimin ya da kimlerin yararınadır? Cinayeti üstlenen Müslüman kardeşler örgütünün ismini Uğur Mumcu cinayetinden sonra duyan olmuş mudur? Yine ülkemizde faaliyet gösteren yabancı vakıflarla ilgili yaptığı çalışmalarla tanınan Doç. Necip Hablemitoğlu cinayeti neden aydınlatılamamıştır?

Kafkasya’nın jeopolitik açıdan öneminin artmasından sonra Karadeniz bölgesinde cirit attığı söylenen Rus, Gürcü, İsrail, İngiliz, ABD ajanları hangi psikolojik operasyonları gerçekleştirmiş ve bölgenin hassas ulusal ve milliyetçi çizgisi üzerinde ne gibi unsurlarla oynamışlardır? Trabzon’da sahipsiz kalan gençleri, karanlık oyunlarına alet edebilecek bağlantıları olmuş mudur? Trabzon’da F tipi cezaevi olmamasına rağmen Tayad’lılar protesto için neden Trabzon’u seçtiler? Neden Tayad’lıları darp edenler hakkında işlem yapılmadı? BTC petrol boru hattı ve yeni anlaşması yapılan Bakü-Tiflis-Kars demiryolu bölgede hangi taşları yerinden oynatacaktır?

Ermenistan sınır kapısının açılması için önkoşulsuz görüşmelere hazır olduğunu bildirdi. Ama Türkiye Azerbaycan’da 20000 kişinin ölümüne neden olan Dağlık-Karabağ’ın işgali nedeni ile Ermenistan’la diplomatik ilişki kurmuyor. Ermenistan’da Türkiye’nin toprak bütünlüğünü tanımıyor. Uluslararası platformlarda olası bir soykırım kabulümden sonra toprak ve tazminat talepleri için Türkiye’ye karşı konumunu koruyor. Önkoşulsuz demek ne anlama geliyor?

Kıbrıs açıklarında petrol arama anlaşmaları yapan Rum yönetimi ile gerilen ilişkiler ile Kerkük’te bu yıl yapılacak referandum, ülkemizin gelecekteki pozisyonu açısından kritik süreçleredir. İçeride mayıs ayında yapılacak cumhurbaşkanlığı seçimi ve sonbahardaki genel seçimler siyaset arenasını bir hayli hareketli geçeceğini göstermektedir.

Bütün bu bilgiler, cevaplı ve cevapsız sorular ışığında, Türkiye gibi dini ve milliyetçi damarı hassas bir ülkeyi karıştıracak siyasi bir cinayet olarak değerlendirilmeliydi Hrant Dink cinayeti. "hepimiz Ermeni’yiz"sloganından önce bir duvar gibi önünde durmalıydık ülkemizin doğusundaki kirli savaşın. "Dur" demeliydik, "Ali’lerin, Mehmet’lerin kanı akmasın artık" demeliydik, şehit cenazeleri bir Ermeni vatandaşımızın "milliyetçi duygular" kılıfı ile katledilmesinden sonra akla gelmemeliydi.

Kurtuluş Savaşı sırasında işgal ordusu Haymana’ya kadar gelir, top sesleri Ankara’dan duyulmaya başlar. Meclisin ve başkentin Kayseri’ye taşınması gündemdedir. Düşman artık ensemizdedir. Ancak büyük komutan Mustafa Kemal’in irade ve idaresi ile ayağa kalkan ordumuz, dünyada eşi benzeri görülmeyen bir şekilde bu kuşatmayı yarmış ve ulusumuzun tarihten silinmesini engellemiştir. Uzay çağında meyden savaşlarına yer olmadığı için, ulusları içeriden, yavaş yavaş çökertmek, illegal örgütlenmeler ile bölmek geçerli bir yol olmuştur. Mit’in kuruluş yıldönümünde sayın Mit Müsteşarı "ulus devletlerin ortadan kalkabileceği bir yeni dünya düzeninden" bahsetmiştir... Dikkat ediniz, bunu söyleyen Mit müsteşarıdır.

Ben 1922 lerin Ankara’sında duyulan top sesleri gibi sesler duyuyorum. Ya sizler...