Hrat Dink'in Ölümünün 2. Yılında

” Adalet İçin, Eşitlik İçin, Bebeklerden Katil Yaratan Karanlığa Işık Düşürmek İçin”

Dün Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink ölümünün 2. yılında, vurulduğu yerde binlerce kişi tarafından anıldı.

Konu ile ilgili 20.01.2009 tarihli Radikal Gazetesinin yaptığı habere yorum yazan “ard_a” rumuzlu okuyucu “SEN bu ülkeye fazla geldin Hrant Dink. Olabildiğine açık sözlülüğünle ... rant elde edip, cebini doldurup sonra da gidip o hazır özgürlükler cennetinde yaşamamanla fazla geldin. Katillerinin istediği gibi ırkçı olsaydın Ermeni’yim ama Anadoluluyum deyip de onların tek millet ideolojisiyle dolu yüreklerine fenalıklar geçirtmeseydin şimdi yaşıyordun.” (radikal) şeklinde üzüntülerini dile getiriyordu. katılıp katılmamak okuyucuyu ilgilendirir.

Bu ülkede hem solcu hem de azınlık olmanın zorluklarını biliyordu Hrant.

Enverist yapılanmanın sonuçlarından sadece biriydi Hrant Dink cinayeti. Bu topraklar üzerinde yaşayan insanların etnik kökenleri dikkate alınmadan Türkleştirme çabaları Enverist yapılanmanın temel özelliğidir.

“Ya sev, ya terk et!” mantığının kaynağıdır Enverist yapılanma.

Sivas Kongresi sırasında “Milli mücadele önderlerinin İttihatçı olmadıklarını kanıtlamaları adeta mükellefiyetti.” (atam.gov.tr)

Anadolu topraklarında yaşayan değişik etnik kökenli halkların kurtuluş mücadelesine katılmalarındaki en büyük pay Atatürk’ün bu insanları kucaklayıcı tavırları olmuştur. Bu nedenle Atatürk Milli mücadelede Ermeni tehciri gibi ayrıştırıcı davranışlara neden olanları mücadeleye kabul etmemiştir.

Ne olduysa oldu Cumhuriyetten sonra (özellikle Atatürk'ün ölümünden sonra) bu zihniyet yavaş kadroları ele geçirmiş ve günümüze gelinmiştir. Hem de Atatürk maskesini kullanarak.

Her ne kadar Kontrgerilla, Gladyo, Ergenekon, Susurluk gibi kavramların Türkiye’nin NATO’ya girmesinden sonra şekillendiği biliniyorsa da hazır olan zihniyetle örtüşmeleri çok kolay olmuştur. Her şeyin en iyisini onlar bilirler çünkü. Avamın düşünmesine gerek yok.