- Kategori
- Blog
Hu dostlar huuu. BLOG'cu geldi Blog'cuuu. Müstameli, İpte kurutulmuşu, öpülesi bloglarım var
Bartın'ın genel görünüşü ( Panoromik)
İnsan bir hoş oluyor. Dalgın dalgın, Facebook’ta geziniyorken, “Pat” diye, altın değerinde bir nesne ile karşılaşıyorsunuz. Hem “sürpriz mi sürpriz” oluyor. Şaşırıyorsunuz. O şimdi tam karşınızda ve size bakıyor. Siz de ona bakıyorsunuz. Bir müddet karşılıklı bakıştıktan sonra, “Vay canına” deyip de bir daha baktığınızda ne görüyorsunuz? Son kitabım olan, henüz dumanı üstünde olan “Kelebekler Ağlamaz mı?” ile burun buruna geliveriyorsunuz. Nerede mi? Söyleyeyim “Bolunun, Abant'ın karlı zirvelerinde.”
“Vay bacaksız”diyorum sevinçle. “Elin kolun uzadı ha” diyorum. Daha ortalığa düşeli bir hafta oldu bre. Bizi bırakıp nerelere gitmişsin, haberimiz yok.
Kapaktaki kavuni renklerden tanıdım seni. İzmir’in ünlü Ressamı Elvin Öztürk’ün bir çalışmasını “kapak” yapmıştım. Ve kendisine de, “Şimdi sen, demiştim. Kitap yayınlanınca beni mahkemeye verirsin. Eserimi kitap kapağı yapmışsın der, tazminat davası da açarsın değil mi?” diye de sormuştum.
Elvin Hanım görgülü ve kibar insan. İnce bir kahkaha atarak “öyle şey olur mu? Gurur duyarım “ demişti.
KARŞIYAKA' LI ÜNLÜ RESSAM FATMA ELVİN ÖZTÜRK ÜN CAZİP BİR POZU. KİTAP KAPAĞININ RESMİNİ, KENDİSİNDEN ALDIM.
" Elvin Hanım Huuuu. Senin resim, benim kelebeklerle bir olmuş, dağlara pikniğe gelmişler. Gördün mü sen şimdi n’apacağız?
Bu kış kıyamette dağ başlarında gönül gönüle vermişler, bir o yamaçtan bir bu yamaca uçuyorlar. Eh, bizlere de buralardan el edip, “İyi tatiller” demek düşer. Değil mi Elvin Hanım. Eh, n’apalım, başa gelen çekilir.
Bir gurup Bartınlıymış meğer, onları dağda tatile çıkaran. Ki kendisi hem tanınmış foto direktörü, hem havada yamaç paraşütçüsü, hem motorsikletçisi, hem pervaneli uçuculardan. Üstelik bıçakla manda yoğurdunu bir kesişte kesebilenlerden. Nerden gelmişse akıllarına, benim kitabı da yanlarında alıp, temiz hava aldırmağa götürmüşler Abant Dağlarına.
İzmir nire, Bartın nire, Abant nire, Dayanmak marifet, dayan bre. Gözlerime inanamamıştım.
Hadi vitrinlerde gördün kitabını. Çaktırmadan duraklayıp da dönüp bakarsın “ vitrinde nasıl duruyor” diye. İçin mıncıklanır, muzip muzip gülümsersin. O bakışlardaki gururu yakalarsın farkına varmadan. Gözlerin kitabının kapağından ayrılamaz.
Tarık Dursun K, ilk kitabım çıktığında “ Boynun uzadı mı?” diye sormuştu. Cevabını da kendisi vermişti “ Uzamaz” diye.
Dur bakalım. Şimdi top bende. Elbet Bartın’a giderim. Kitabımı seyahatlere götürenleri bulurum. Elbet bir aralık seninle de baş başa kalırız. O zaman anlatırsın, “Dağda” neler oldu diye. Eh, o günleri sabırsızlıkla bekliyorum.
Ha, bu akşam Mete Fırıncıoğlu ile konuştum. Bartın’ın sayılı tanınmış kişilerinden. Kitaptaki şiirleri çok beğenmiş. Bir tomar kitabı, dostlarına hediye olarak dağıtmış. Kendisi İstanbul’da yaşayan Bartınlılar Derneğinin saygın Başkanı aynı zamanda. Beni diğerleri ile tanıştıracak kendisi. Mar t- Nisan ayında beni misafireten çağırıyor piyanolu bir gece yaşamak için.
Valla bu seferki şu kitap, benden hızlı davrandı. Her yere benden önce gidip kuruluyor. Herkes tebrikler etti de BLOG’ların hamisi, hayat, BLOG’ ile kaimdir diyenlerin önde gideni, Sayın Cunduz, kaldı. O şimdi, BLOG’u ve prensiplerini yeni baştan imara, açıyor. Yeni üyeleri de şey yapıyor “motive” ediyor. Hiç de fena etmiyor. Böylece BLOG’u parsel parsel zimmetliyor. Böylece idarenin de yükünü azaltacak, hafifletecek, Yönetmenimiz Temiztaş da kendisine daha çok vakit ayırabilecek.
Ya ya ya, şa şa şa. Blog Blog, Cunduz Cunduz sen çok yaşa!
“Blogcu geldi blogcu. Eşantiyon bloglarım var. Blog kapısından girip, bacadan nasıl çıkılır? Üç derste blogculuğun incelikleri, 6 derse motivasyonunu, acele öğretilir. 50 Euro'ya ısmarlama blog yazılır, Bir bardak suda fırtına koparma sanatını sıkıntısız öğretir. Isırmak bir sanattır. Gülerken nasıl ısırılır? Blogcu geldi blogcu. Eşantiyon, müstamel ve öpülesi bloglarım var.
Hu dostlar huuuuuu. BLOG’cu geldi BLOK’cuuuuuuu. İpte kurutulmuş blog’larım var. Altın suyuna batmış olanları var. Blogcunuz geldi Blog’cu…
Ört ki, ölem!
KELEBEKLERİ BİR TÜRLÜ AĞLATAMADIK. KELEBEKLER AĞLAMAZ MI VE ABANT... NERDEN NEREYE Dİ Mİ?
BARTIN' IN VE YÖRESİNİN ÜNLÜ FOTOĞRAF DİREKTÖRÜ MÜFİT YÜKSEL VE KIZI İPEK, ANİ BİR KARARLA BARTIN' IN KARLARI YETMEZMİŞ GİBİ ABANTA GİTMİŞLER.
VE ABANTTAN SES VE ÇİZGİLER BİR ARA
MANGAL KEYFİ DE CABASI
KİTAPTAN MUHTELİF PASAJLAR
ÖN VE ARKA KAPAK
NEFİS BİR ABANT MANZARASI
M Ü F İ T beyden en son not, Facebook'tan yollamış. Aynen şöyle diyor: " Kitabım çıkınca, boyum uzamadı demişsin ağabey. Ben de uzasın diye kitabını, Abant'in yüksek tepelerine çıkardım" diyor. İlahi...