Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

28 Temmuz '08

 
Kategori
Haber
 

Hukuk Sistemimiz ve Ergenekon Davası

Hukuk Sistemimiz ve Ergenekon Davası
 

Ergenekon Davası İddianamesi ve istenen yüksek cezalar düşündürücü.


Ergenekon Davası ile ilgili hiçbir blog yazmadım. Sebebi herhangi bir şeyden çekinmemden kaynaklanmıyor; ben yazarsam yayına girmez, reddedileceğini bildiğim yazıları da yazmam. Zira Ergenekon Davası'nın, AKP kapatma davasına karşı bir misilleme olduğunu düşünüyorum. Esas yargılanması gerekenler, Türkiye'nin laik ve çağdaş düzenini bozup, nereye gideceği belli olmayan bir yola sürüklemek isteyenlerdir.

Dünkü gazetelerde Ergenekon Davası ile ilgili olarak tutuklanan kişiler hakkında istenilen cezaları okudum, güleyim mi ağlayayım mı, çelişkiye düştüm.

İstenen cezaların bazıları:

İlhan SELÇUK: 2 yıl ağırlaştırılmış müebbet. 256 yıldan 524 yıla kadar hapis.

Veli KÜÇÜK: 2 kez ağırlaştırılmış müebbet. 239 yıldan 524 yıla kadar hapis.

Prof. Dr. Kemal ALEMDAROĞLU: Müebbet hapis cezası. 256 yıldan 524 yıla kadar hapis cezası.

Doğu PERİNÇEK: 2 kez ağırlaştırılmış müebbet. 244 yıldan 497 yıla kadar hapis.

M. Fikri KARADAĞ: 2 kez ağırlaştırılmış müebbet. 256 yıldan 524 yıla kadar hapis.

Muzaffer TEKİN: 2 kez ağırlaştırılmış müebbet. 258 yıldan 524 yıla kadar hapis.

Sevgi ERENEROL: 1 kez ağırlaştırılmış müebbet. 238 yıldan 512 yıla kadar hapis.

47'si tutuklu, 86 sanıklı Ergenekon Davası'nın lider kadrosu olduğu söylenen tutuklular için istenen cezalar bunlar.

İnsan şöyle bir gözlerini ovalayıp, "Acaba yanlış mı okuyorum?" diye kendi kendine sorabilir. Gözler sağlam da olsa, hatalı da görse rakamlar bunlar.

Bu sefer aklımıza şu soru gelebilir: "Bu savcı saymasını bilmiyor mu acaba?" Saymasını bilmese, rakamlarla arası iyi olmasa 1991 yılında hukuk fakültesini bitiremezdi. Hadi diyelim ki 256'ya kadar saymasını öğrenmeden fakülteyi bitirdi, o zaman da 1 yılda yazdığı "İddianame" kabul edilmezdi.

Demek ki savcının okuma yazmasında, saymasında bir problem yok. Peki problem nerede?

Hukuk Sistemimizde. Yıllardır köklü reformlar yapılamayan bir sistem. Caydırıcılığı olmayan ama yüksek tepelerden atan bir hukuk sistemi, biz buna kısaca "Guguk Sistemi" diyebiliriz.

Savcının müebbet hapis cezasıyla yargılanmasını istediği tutukluların bir kısmı beraat ediyor. Kimse de o savcıya hesap sormuyor. Ya da soruyorlar da cevap alamıyorlar veya biz farkında değiliz.

Abi, burası Muz Cumhuriyeti mi yoksa Türkiye Cumhuriyeti mi? İnsanın ömrünün bir ortalaması var, değil mi? Bu ortalama, ülkemizde 70 yılı geçmiyor. Peki 512 yıla mahkum edilmesini istediğimiz kimseler öldükten sonra mı çekecekler cezalarının geri kalan kısmını? Yani demem o ki, bizim adalet sistemimizi beğenmiyoruz ama Cennet ve Cehennem'de de mi teşkilatlandılar da farkında değiliz?

Bir insanı 512 yıl hapse mahkum etmek için iddianame hazırlayan savcının ben şahsen aklından da şüphe ederim, her bi şeyinden de.

Hukuk Sistemi'mizde mi hata? O zaman yıllardır niye reaksiyon göstermiyorlar? Niye "Gülünç duruma düşüyoruz, böyle ceza olmaz." demiyorlar.

Bence bu hukuk sisteminde avukatlık, hakimlik, savcılık yapan herkes hatalı. İtiraz etmeliler. Siz de Neşe Evrim Hanım:))

Kimse adalete inanmıyor. İstenen cezaların yüzde biri verilirse, inandırıcı olur mu? Tamamı verilirse de inandırıcı olmaz. Cehennem'deki zebanilerle de mi anlaşma yapılmış acaba?

Avrupa'nın gelişmiş ülkelerinde durum nasıl mı? İşte şöyle:

Müebbet hapis var, idam yok. Ağırlaştırılmış müebbet de var. Çoğunda af maf yok. Cezaların 1/3'ü, hapishane yaşantısı boyunca iyi hal devam etmişse tecil ediliyor. Yani tahliyeden sonra 2-5 yıl adli kontrol altında tutuyorlar. Topluma uyum sağlamayı kontrol için. En ufak bir kanunsuz davranışta, tecil edilen ceza çekilmek üzere marş marş hapishane.

En yüksek ceza 15 yıl. Birçok suçtan yargılanan kimselerin cezaları birleştiriliyor. En ağır ceza neyse o geçerli, onun dışındakiler geçersiz. Müebbet hapis cezası almış mahkumlar da 15 yıl içeride yattıktan sonra tahliye için dilekçe verebiliyorlar ama tahliyeleri mucize. Çoğu içeride çeşitli sebeplerle ölüyor. Huzuru bozanlara da cezaevinin uyguladığı etkisiz hale getirme metotları var.

Hukuk Sistemimizde köklü reformlar şart. Caydırıcılığı kalmamış, gülünç durumdaki sistemle toplum düzenini korumak zor. Gülünç duruma düşüyoruz. İnsana, normal yaşamından 8 kat fazla ceza verilmesini talep etmek de vermek de komik.

Saygı ve sevgilerimle.

Mustafa Mumcu 28 Temmuz 2008 Saat: 09:00

 
Toplam blog
: 324
: 2811
Kayıt tarihi
: 10.04.07
 
 

06. 06. 1945 İzmir doğumluyum ve İzmirli olmaktan da gurur duyuyorum. 1968 yılında birkaç yıllığın..