Hukuk skandalı

Türkiye'nin son günlerde şahit olduğu hukuk skandalına şöyle bir seyrüsefer eyledik. Olayın skandalın da üzerinde tam bir rezalet olduğunu gördük. 

Düşünün son şahit olduğumuz olaylar modern bir Avrupa ülkesine olsaydı neler olurdu? 188 kişinin ölümünden sorumlu tutulan kişilerin serbest bırakılıp dışarıda kahraman gibi halaylarla ve tekbirle karşılanması; cinayet, tecavüz gibi suçlardan yargılanan suç makinelerinin topluma geri salıverilmesi çağdaş bir Avrupa ülkesinde gerçekleşseydi ne hükümet kalırdı ortada ne de sorumlu yargı mensupları. 

Bir yargılamanın on yıl sürmesi ve hala bitirilememesi nasıl açıklanabilir? Ya da olaya tam tersinden bakalım. Bir adam hüküm giymeden on yıl tutuklu tutulabilir mi? Bu adalet anlayışına sığar mı? 

Toplum vicdanı yara almıştır. Teröristler, katiller, tecavüzcüler dışardadır. Böyle bir hukuk sistemi ile Türkiye'nin devam etmesi mümkün değildir. Acilen köklü reformlara ihtiyaç vardır. Mahkemeler dosya dolu. En basit davalar bile yıllar sürüyor. 

Elbette hukukta bu reform isteği ve gerekliliği kafasının arkasında gizli düşünceler besleyen siyasetçilere bahane olmamalıdır. Hukuku kendi isteklerine göre yontmak isteyenler bu krizden nemalanmamalıdırlar. Çünkü Türk hukuk sitemini düzeltecek olan çağdaş düzenlemelerdir. Siyasi iktidarı hukuken destekleyecek düzenlemeler Türkiye'ye ve Türk hukukuna yapılacak en büyük kötülüktür. 

Cumhurbaşkanı bile " Geç gelen adalet adalet değildir " demişti. Gelgelelim o makam şikayet makamı değildir. O zaman elinden hiç bir şey gelmeyen sade vatandaştan farkınız kalmaz. Zaten Cumhurbaşkanı da Adalet Bakanı ile bir görüşme gerçekleştirecekmiş. Bakalım ne çıkacak? Pek umudum yok ama umarım faydalı kararlar alabilirler. 

Özetle şu anda Türkiye'de yaşanan tam bir rezalettir. Türk hukuku adalet sıkıntısı yaşamaktadır. Yapılması gereken çağdaş, laik ve sosyal hukuk devleti çerçevesinde çağdaş Avrupa ülkelerindeki düzenlemeleri örnek alan köklü reformlar yapmaktır.