Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

13 Aralık '11

 
Kategori
Hukuk
 

Hukuk uyuşmazlıklarında arabuluculuk

Hukuk uyuşmazlıklarında arabuluculuk
 

Yargı sisteminin sürekli olarak karşılaştığı sorunlar, bir çözüm üretme sürecini gerekli kılmaktadır. Yargının karşılaştığı temel sorun, yargılama sürecinin gerektiği gibi verimli ve etkili işleyememesidir. Yani, yargıya intikal eden davaların makul bir süre içinde çözülememiş olması, adil yargılanma hakkının bir unsuru olan makul sürede yargılanma hakkının bir ihlali olarak ortaya çıkmaktadır. Davaların süresindeki uzunluğa paralel olarak yargılama giderlerindeki artış, dava sürecinin hasımlı yapısı ve bu sürecin belirsiz ve karmaşık olması dava yoluna alternatif olacak çözüm arayışlarını gündeme getirmektedir.

Ülkemizde bu yönde bir adım atılmış ve 03.06.2008 tarihinde Başbakanlık tarafından Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı’na sunulmuş olan ve halen Türkiye Büyük Millet Meclisi Adalet Komisyonu’nda, “Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanun Tasarısı” 1/603 sayı ile beklemektedir. “Alternatif Uyuşmazlık Çözümü” uygulamasının hayat bulmadığı ülkelerde olduğu gibi ülkemizde de bu konuya olumsuz bir yaklaşım söz konusudur. Bu yaklaşımın temel nedeni ise avukat olmayanların da arabuluculuk yapabilmesi ve yargı dışında bir çözüm arayışının yaygın hale gelerek avukatlara olan gereksinimin azalacağı yönünde bir algılayış ve arabuluculuğun yargının yerini alacak olmasına inanılmasıdır. Böyle bir endişenin var olması bu sürecin tıkanmasına sebep olmakta ve sorunlar gittikçe büyümektedir.

Bu sorunların çözülmesi için, öncelikle var olan bu endişelerin ortadan kaldırılması ve bu konuda yargıçların ve avukatların bilgilendirilmesi gerekmektedir. Yargıçların ve avukatların arabuluculuk sürecinin yargılama sürecinden daha farklı işlediğine ve arabuluculuğun daha esnek olduğuna inanması gerekir. Böyle bir uygulamanın mevcut bulunması halinde uyuşmalıkların yargı önüne gitmeden önce çözülmeye çalışılacağı ve böylelikle yargının yükünün hafifleyeceği gerçeği göz ardı edilmemelidir.

Bu yöntemin uygulamaya konulması ile ihtilaflı kişiler, uzun yıllar sürecek bir dava süreci yerine, var olan uyuşmazlıklarını müzakere ederek daha kısa bir sürede çözmeyi deneyeceklerdir. Böylelikle ülkemizde belki de insanlarımız arasında en büyük sorun olan ve de birçok sorunun kaynağı olan iletişimsizlik ortadan kalkacaktır. Bu yöntem, insanların bir şeyleri daha kolay fark etmelerini sağlayacak ve insanlar tarafından yargı yoluna başvurulmadan da sorunların çözüme kavuşturulabileceği gerçeği daha kolay bir şekilde anlaşılacaktır.

Bu yöntemi uygulayan Amerika Birleşik Devletleri’nde, uyuşmazlıkların yaklaşık % 90’ı yargılama öncesinde çözülmektedir. İngiltere’de 26 Nisan 1999’da, Lord Woolf Raporu doğrultusunda hazırlanan yeni Hukuk Usulü Kuralları’nın öngördüğü reformun bir parçası olarak mahkemeler, mevcut davaları, yargılamanın başında çözmeye teşvik edilmektedir. Bu yöntemin sunduğu faydaları gören kanun koyucular, yaptıkları yasal düzenlemelerle, giderek arabuluculuk ve diğer alternatif uyuşmazlık çözümü usullerini esas alan bir hukuk sistemi oluşturmaya yönelmektedirler.

Alternatif uyuşmazlık çözümü ve arabuluculuk ile ihtilaflı tarafların iletişim kurarak soruna çözüm aramaları sağlanacak ve “kazan-kaybet” anlayışı yerine “kazan-kazan” anlayışı benimsenecektir. Yargı yoluna gidildiği durumlarda genel itibariyle kazan-kaybet yönünde sonuçlar oluşmakta ve böylelikle kazanan tarafın memnun olacağı bir sonuç mevcut iken; kaybeden tarafın memnun olmadığı bir sonuç mevcut olup ihtilaflı kişiler arasındaki iletişim tamamen kopma noktasına gelmektedir. Zaman açısından olaya bakıldığında ise bu şekilde işleyen bir süreç ile uyuşmazlığın süratle çözülmesi sağlanacaktır. Bu yöntem sayesinde, yargılama harç ve masraflarından tasarruf edilmesi sağlanacak ve bu yöntemin sunduğu gizlilik ile tarafların istemediği bilgilerin alenileşmesi de önlenecektir. Arabuluculuk, dava yolundaki duruşmalardan farklı olarak, tarafların uyuşmazlığın çözüm sürecinde ve sonucunda verilecek karar üzerinde tam bir kontrole sahip olmasını sağlar. Eğer ki, taraflar arabuluculuk süreci sonucunda bir anlaşmaya varamazlarsa, tarafların dava açma hakları saklıdır.    

“Geciken adalet, adalet değildir.” sözü ortadan kaldırılmak isteniyorsa yargının yükü hafifletilmeli ve çözüm yolları uygulamaya konulmalıdır. Kadük olan “Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanun Tasarısı” gündeme alınmalı ve kısa bir zaman içinde uygulamaya konulmalıdır. Birey olarak bizler de, ortaya çıkabilecek uyuşmazlık durumlarında müzakere edebilmeli ve çözümün bir parçası olabilmeliyiz ki, kâğıt üzerine dökülen kanunlar uygulama alanında hayat bulabilsin.

 

 

 
Toplam blog
: 102
: 1428
Kayıt tarihi
: 24.06.11
 
 

Çukurova Üniversitesi Maliye Bölümü mezunuyum. 8 Nisan 1987 doğumluyum ve Adana'da Seyhan ilçesin..