Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

28 Haziran '11

 
Kategori
Siyaset
 

Hukuksuz hukuk…

Hukuksuz hukuk…
 

Dün şöyle yazdım…

Siyasiler, “Yargı, iradenin önüne geçti” veya “Yargı aldığı kararlar ile…” diye başlayan cümleler kurarken, aslında söyledikleri şeyi tercüme etmek isterim.

Diyorlar ki “Ey yargı… Ey hâkimler, savcılar… Siz karar verirken eğer ‘siyaseti’ ilgilendiren bir taraf varsa, bizim ‘Yasama’ olarak TBMM’den çıkarttığımız kanunları uygulamayı bir kenara bırakın, bizim ‘Ulemalara’ sorun, onlar ne diyorsa onu yapın…”

Toplumun “Bilen (!) aydınları” ve “Önemli hukukçuları” ve dahi “Siyasilerin” ağız birliği etmişçesine “Darbe anayasası” dedikleri, ancak kabul edildiği günkünden çok az şeyi kalan 1982 anayasasında üç temel unsur vardı “Demokratik yönetim” adına…

Bir; yasama erki…

İki; yürütme erki…

Üç; yargı erki…

Bunların üçü de birbirine bağlı, ancak birbirinden bağımsız hareket ederler… Bunlardan “Yasamanın” temel özelliği, hepsinin üzerinde olmasıdır. Bir başka deyişle, milletin iradesinin tecelli ettiği (Oluştuğu) yerdir.

Yürütme, yasamanın içinden çıkar, bağımsız ancak “Hukuk” içinde hareket etmek zorundadır, “Yargı” ise “Yasamanın “Hür iradesi” ve “Millet adına” çıkardığı, yürürlüğe koyduğu yasaları, yine “Millet adına” uygulamasıdır, zorundadır da.

İşte aydınların, bir takım hukukçuların ve siyasilerin akıllarının almadığı durum budur. Bu durumu içlerine sindirip akıllarını erdirebilseler, tüm sorunlar ortadan kalkacaktır.

Hemen “Bunları içlerine sindirdiklerinde, akıllarını erdirdiklerinde tüm sonun nasıl çözülür” diye sorulabilir. Cevabı çok basit, çünkü sorunları çözecek yer, yine “Yasama” zeminidir. Yani “Tavuk yumurtadan çıkar, yumurta da tavuktan” misali…

Demokrat Parti Tekirdağ milletvekili adayı (sonradan istifa etti) 87 yaşındaki sadece okur-yazar anam bile bunu biliyor. Diyor ki “Önce olan kanunlara uyacaksın, sonra TBMM’ne 550 dene adam gibi adam göndereceksin, doğru dürüst kanun yapacaklar, sonra onlara uyacaksın. Yoksa müşkülatlar çözülmez” diyor…

Anam bile anlamışken, bu kadar zevatın hala bu temel kuralı anlamamış olmaları…

Hayret doğrusu…

Son “Kaos”un nedeni, hiç kuşku yok ki “uygulamadan” kaynaklanıyor. Neyi uyguluyoruz?

Yasaları…

Kim çıkardı bu sorun yaratan yasaları? Türkiye Büyük Millet Meclisi…

O zaman çözüm yeri de orasıdır, güreşteki kural gibi arkadan dolanıp üç puan almaya çalışmanın bir anlamı yok, çünkü güreş yapmıyor, “Yasama” “Yürütme” ve “Yargı” yapıyorsunuz…

Şimdi anayasanın şu maddeleri, ceza yasasının bilmem neresi, adli sicil yasası, seçim yasası filan deyip de kafa bulandırmayayım, ama bir şeyi çok net söyleyeyim.

Eğer bu yasaları çıkaran bilmem ne cumhuriyeti değil de Türkiye Büyük Millet Meclisi ise, yargının da, hâkimin var olan takdir yetkisi ile de, YSK’nın da verdiği kararların hepsi de, mevcut yasalar dâhilinde ve Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından çıkarılan yasalara uygundur.

Siz olsaydınız, o yasaları başka şekilde uygulayamazdınız, ama takdir yetkisini başka türlü uygulayabilirdiniz. O da yasalara aykırı olmazdı zaten.

Ortada olan ve “Yargı” veya “Yüksek Seçim Kurulu” kararları sonuna kadar doğru olduğuna göre, aksayan yer, sorun çıkaran yer neresi?

Orası da belli…

Arkasını önünü hesaplamadan, düşünmeden ve siyasilerin kendi istikbal çıkarları doğrultusunda çıkardıkları “Hukuksuz” hukuk kuralları, yani kanunları…

Eteğinizdeki taşı boşaltın, doğru ve hukukun temel ilkelerine aykırı olmayan kanunları “Yasama” olarak yapın. Yaptıktan sonra da bir gün işinize gelmeyen böyle kararlar çıkınca da “Ulemaya” danışmak yerine, gelin TBMM zeminine, çözüm oradadır çünkü…

28 HAZİRAN 2011

İBRAHİM PEKBAY

 
Toplam blog
: 1104
: 918
Kayıt tarihi
: 28.01.07
 
 

Emekliyim ama “Tekaüt” değilim. 1961 yılından beri değişik “Anadolu” gazetelerinde yazdım. 1984-8..