- Kategori
- Güncel
Hukukun özü
Hukuk teorisi ilgili olarak deniyor ki, usuller, biçimler o kadar önemli değildir, önemli olan esastır.
Acaba bu gerçekten öyle midir? Tabi ki hayır.
Tersine, hukuk için usul, esastan daha önemlidir.
Bir kişinin suçlu olup olmadığından, doğrudan yüzde yüz emin olsaydık, örneğin suç işleyenlerin alnında ben şu suçu işledim diye yazsaydı hukuka pek gerek olmazdı.
Çünkü bir kimseyi suçlu mu değil mi diye yargılamak işi ortadan kalkardı.
Ancak doğrudan kimin hangi suçu işlediğini bilmek mümkün değil. Bunu anlamak için ise hukuk ile onun usül ve yöntemleri vardır.
Bir kişinin suçlu olup olmadığının anlamanın aracı hukukun usül ve yöntemleridir, biz bu sayade, suçluyu suçsuzdan ayırabiliriz, suçsuzu, suçludan ayrı muameleye tabi tutabiliriz, onun hakkını korumuş olabiliriz. Siz bir insanın hiçbir araç kullanmadan, yani hukuken yargılamadan suçlu olduğuna inanırsanız, yani güya esası biçimden önce çıkartırsanız, yapacağınız hata, aslında bir hata değildir, başka tür bir suçtur.
Örneğin Ergenekon soruşturmasına ilişkin bazı kimselerin yaptığı budur. Bu kişilerin geçmişteki söylemlerinden dolayı, bunların suçlu olduğuna kişisel olarak inanıyorlar ve gerçekten suçluymuş gibi davranıyorlar. Bunlar güya esası usulünden daha önemli görüyorlar, oysa esasen başka tür bir suç işliyorlar.
Esası usülden önemli görmek, hukuk bilincine sahip olmamak demektir. Hukuku hukuk yapan, usulleridir. Hukukçuyu hukukçu yapan bu usüllere uymasıdır. Cezalıya ceza vermek hukuk değildir. Kimin cezayı hak ettiğini belirlemek hukuktur. Suçsuzu korumanın, savunmanın, hakkını korumanın ve adaleti sağlamanın yolu hukuk adı verilen kurumun usüllerini uygulamaktan geçer.
Esası, güya usülden önemli görmek herhalde zamanında Nazilerin çok bağlı olduğu bir anlayış olsa gerekir.