Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

18 Aralık '08

 
Kategori
Ben Bildiriyorum
 

Hükümet krizin tetikçisi mi önleyicisi mi?

Hükümet krizin tetikçisi mi önleyicisi mi?
 

Sizler bilmiyorsunuz, belki başbakan da bilmiyordur. Görün tarım ve hayvancılığımızın ne durumda olduğunu.


Anlatacaklarım gerçek bir hikayedir. Duyduğum, işittiğim değil bizzat içinde yaşadığım olaylar zinciridir.


Bizim 200 baş kapasiteli bir hayvancılık işletmemiz var. Alt yapısını kendi öz kaynaklarımızla yaptık. Yapım aşamasında Ziraat Bankası yetkilileri ile görüştüm. Bana “Siz inşaatı bitirin, merak etmeyin biz içini doldururuz.” dediler. Nihayet ahırı hayvan konulabilecek hale getirdik. Ziraat Bankasına yeniden gittim. Bana sordular:

“Tapunuzu getirdiniz mi?”

“Evet, işte buyurun.”

Tapuya baktılar:

“Olmaz bu tapu, hisseli.” dediler.

“Traktörüm, otomobilim var.”

“Kaç model?”

“Biri 99, diğeri 2000.”

“İpotek koyamayız, beş yaşını aşmış.”

“Ahırda hayvanlarım var. Yüz dekardan fazla yer kiralamış, yem bitkisi üretiyorum. Hem de emekli maaşımı var. Benimle çalışan kardeşim besicilik okulu mezunu. Bunların bir değeri yok mu?”

“Maalesef.”

“Peki, ne yapacağız?”

“Ev tapusu getir.”

“İyi de benim üstüme kayıtlı evim yok. Eşim zaten bu işe gönüllü değil.”

“Öyleyse, tapuda cins tahsisi yaptır.”

“Nedir cins tahsisi? İlk defa duyuyorum.”

“Kadastro Müdürlüğüne gideceksin. Onlar ölçüp, biçecek. Tek tek bahçedeki ağaçları, binaları, ahırı tapuda gösterecekler. Bu suretle arazinin ipotek değeri yükselecek.”

Kadastro Müdürlüğüne gittim. Adamların işleri haddinden fazla. Yakala yakalayabilirsen. Nihayet bir gün yakalayabildim. Araziye götürdüm.

“Hissederların hepsini bulup onayını alacaksın.” dediler.

Ara ki bulasın. Bul ki derdini anlatasın. Üstelik hayli masraflı bir iş. Düşündüm, yaptığım iş ürküttüğüm kurbağayı değmeyecekti. Vazgeçtim.


Bu durumda Ziraat Bankasının bize kredi sağlamayacağı açıktı. Tarım Kredi Kooperatifine üye oldum. Neyse iyi bir müdür geldi de traktöre ve otomobile rehin koyarak kredi kullandırmayı kabul etti. On tane süt ineği aldık krediyle. Borcumuzu zamanında ödeyelim diye besiye hayvan koyduk.


Bu süreçte mazot, gübre ve yem fiyatları arttıkça arttı. Süt fiyatı 40 kuruşa kadar düştü. Yanımızda çalışan işçiyi çıkarmak zorunda kaldık. Günübirlik çalıştırdığımız insanları çağırmaz olduk. Elimizden geldiğince işleri kendimiz yürütmeye başladık.


Girdiler oldukça fazlaydı. Kooperatifteki kredi limitimiz doldu. Gidip Denizbank’tan üretici kart aldım. 4000 YTL’ye 3 ayda 550 YTL faiz geldi. Daha fazla düşmeden bu karttan kurtulayım istedim. Kasım sonunda vadesi doluyordu. Ahırdaki hayvanlardan bir kısmını kesime götürmeye, vadesi gelen borçları ödemeye, temkinli olmaya karar verdim. Her zaman hayvan kestirdiğimiz işletmeyi aradım. İşletme sahibi:

“Vademiz 30 güne çıktı, peşin ödeme yapamıyoruz.” dedi.

Et Balık Kurumu da 1. kalite eti 30 gün vadeyle kesiyordu. “Ne olur ne olmaz, işi garantiye alalım” diye Adana Et Kombinasını aradım. Her zaman “kesim yapmıyoruz” diyen Et Kombinasından ne hikmetse:

“Getirin, keselim.” dediler.

5 Kasım 2008 tarihinde hayvanları Adana Et Kombinasında kestirdim. Vadesi dolan Denizbank’ın 4550 YTL alacağını sağdan soldan borç bularak ödedim.

Kurban Bayramı öncesi 30 günlük süre doldu. Kombinaya gittiğimde yetkililer:

“Ankara’dan para gelmedi.” dediler.

Kurban kesilecekti, diğer kredi kartlarımın borçları ödenecekti.

Durumumu Et Balık Kurumu merkezine mail atarak bildirdim. Yardımcı olmalarını istedim. “Tık” diye ses çıkmadı.

Nihayet bayramı geride bıraktık. Yine Ankara’dan para çıkmadı. Yeniden mail attım. Telefonla finansman müdürünü aradım.

“Belki haftaya.” dedi dün itibariyle.


Bu arada kredi kartlarımın asgari ödenmesi gereken tutarı ödenmedi. Borç aldığım insanlar karşısında yalancı durumuna düştüm.


Sonuç olarak Devlet bana hakkım olanı vermedi, taahhüt ettiğini zamanında yerine getirmedi.


Şimdi soruyorum. Devleti yönetmekle yükümlü hükümet krizin tetikleyicisi mi önleyicisi mi?


Ortada zora düşen, çeyrek kapasite çalışan 200 başlık bir işletme var. Üç kişi buradan ekmek yiyor, birçok kişi dolaylı olarak yararlanıyor. Tam kapasite çalışılabilse belki çalışan sayısı daha da artacak. Destek olmuyorsunuz bari köstek de olmayın.


Bizimki sadece bir örnek. Eminim bizim gibi daha nice işletme vardır derdini anlatamayan, zor durumla boğuşan.


Tarım ve hayvancılıkla uğraşan bizim boyuttaki işletmeler krizi aşmak için son derece önemli. Deneyim kazanmışlar, işlerini büyütmeye hevesliler. Ama borçlarını çevirmekte, finasman sağlamakta zorlanıyorlar.


Sorunları çözmek için kahin olmaya gerek yok. Ne yapacağınızı bilmiyorsanız, sorun söyleyeyim.


Hani paket açacaktınız, açsanıza. Hani can suyu verecektiniz, versenize.


İşletmeler iyice batsın diye mi bekliyorsunuz?

 
Toplam blog
: 114
: 860
Kayıt tarihi
: 29.12.06
 
 

Osmaniye Düziçi doğumluyum. Sınıf öğretmenliği, ilköğretim müfettişliği, il milli eğitim müdürlüğ..