Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

07 Kasım '06

 
Kategori
Sosyoloji
 

Hükümsüzdür

Hükümsüzdür
 

Örneğin korkularınızdan bahsettiğinizde "şuraya uzanıp çocukluğunu anlat bana" esprisine hala gülen bir çevrede misiniz bilmiyorum... Karşısındakine "eşek" diyen birine koskoca sinema salonunun güldüğü bir ortamda en azından kulaktan dolma dahi olsa psikanaliz çeşitlemesi ekleyenlere halen gülünüyor olabilir. Marifet olsun diye değil, içimden gelmediği için gülemiyorum. Terkedeli çok oldu. Gülenleri terketmeyi ise tam olarak başaramadım. "İnsanım, o halde sosyal bir varlık olmalıyım" kuralını, her sabah içmem gereken acı bir ilaç gibi şifa niyetine yutuyorum. Sosyal bir varlık olduğum için ters yönde araç sürenleri, gece yarısı bağırıp çağıran komşularımı, emniyet şeridini tahsisli yol olarak kullananları, sıraya girmeyi aptallara mahsus bir özellik sayanları, parayı verip istediği düdüğü çalanları, alfabeyi zar zor söküp iki şarkı okudu diye bir haftada sanatçı olanlara alkış tutanları ve daha nicelerini anlayışla karşılıyorum. Omuz omuza yürüdüğümüz hayat yolunda şifa niyetine sokaktaki, okuldaki, iş yerindeki güruhun aslında ne kadar ince ruhlu olduğunu, bütün hatanın benden kaynaklandığını düşünüp rahatlıyorum. Sosyal bir varlık olmanın dayanılmaz hafifliğiyle kaldırımlarda kuş gibi kanat çırpıyorum.

Kimlik kaybedilince yenisini çıkarmak için gazete ilanı vermek gerekiyor: "Kimliğimi kaybettim, hükümsüzdür." Kişiliğini, kimliklerinde taşıyanlar için çok zor bir durum. Yeni bir kimlik çıkarana kadar kişiliksiz kalma riskleri var. Sadece kaybeden için değil, kimliğe göre kişilik yakıştıranlar için de zor bir hal bu. Hükümsüz kimlikler hükümlü kılınana kadar ilişkileri askıya alıyor olmalılar. Kendimi şanslı saymalıyım... Kimliklerden bağımsız kişiliklere değer verdiğim için kafam daha az karışıyor.

İşin frenkçesi iç içe geçmiş halkaları görmek için iyi bir fırsat yaratıyor: Statü, statüko ve statükocu. Bulunduğu konuma muhtaç olmak bir insan için en acınası ruh hallerinden biri olsa gerek. Tüm yaşamını kabul görür bir statü için heba etmek ve bu içi boş çuval için pırıltılı kostümlere bürünmek... Sosyal bir varlık olmanın dayanılmaz hafifliği bu şatafatlı kostümleri taşıyacak güce sahip olamıyor ne yazık ki. Kostümü taşıyabilmek için çoğu zaman kişiliği bir kenara fırlatıp atmak gerekiyor.

Kişiliksiz bir kimlik mi, kimlik olmasa dahi sahip olunan bir kişilik mi? Rağbet edilir bir kimlik, sosyal bir varlık olmanın olmazsa olmaz şartıysa eğer, "kimliğimi kaybettim; hükümsüzdür."

 
Toplam blog
: 33
: 2040
Kayıt tarihi
: 07.07.06
 
 

Evli. Baba. Ailesine düşkün. Mühendis. Fenerbahçeli. Suya yazar.   ..