Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

04 Haziran '10

 
Kategori
İlişkiler
 

Hulian'ın düşleri (Birinci Bölüm)

Hulian'ın düşleri (Birinci Bölüm)
 

Öner Samanlı, kadın ve erkek ilişkilerine değiniyor


SAHİLE VURAN ANILARLA ŞİİRSEL SÖYLEŞİLER…

(BİRİNCİ BÖLÜM )

Her gece giderim o ateş yakıp da, sıcağında ısındığımız, aydınlığında, kırmızı şarabı içtiğimiz sahile…

Geçen süreçte kumlar yok etmiş görünse de…

Güzel anıların tanığı külleri, elimdeki okaliptüs ağacından kopmuş dal parçası ile eşelediğimde, göz kırparlar tozlu taneli, grili siyahlı, sanki yanmamış bir meşe edasıyla bana…

Sonra soluklanırlar derinden ve hüzünlerime ortak olarak gelirler dile…

Üzülme terk edilişler görecelidir ekseri, dürüstse yaşanılanlar kaygılanma görünür yakında “Sevgilim bak söz vermiştim ya, işte geldim” diye…

Tesellim olurlar, anılarıma saklı sevgilerimin külleri, işte bu tesellilerin umarında her gece…

Aaaaaa,

O da ne..?

Hani olur ya romanlarda, filmlerde, aynen öyle….

Bir şişe var sahilde, kumlar üzerinde….

Aldığımda ellerime üstelik ağzı mantar tapalı, içine özenle rulo edilmiş yazılı kağıtların bulunduğu bir yetmişlik şarabın içilip de boşaltıldığı beyazdan yeşile çalan bir şişe…

Sanılarımca, bir yabancı memleketten atılmış olsa gerek, üzerinde bir kadın eli, kadının elinde kadehi…

Silinmiş olsa da kısmen okunup seçiliyor üzerindeki etiketi…

“ L’amour Vin de Rouge” yazısı ince ve zarif bir kadın elinin resmi üzerinde…

…arsilya diye yırtılmış bir kısmından anlaşılıyor ki, Marsilya….

Demek unutmadın ha…?

Demek unutmadın beni…?

Unutmadın demek, “Konstantinopolis Dükü” diye namı değer, bu beşeri ademi…

….

….

Ne güzeldir…

Güzel anıların artanı, “ahhh” o gençliğimin anılarında kalan, Marsilya….

Gözleri Akdeniz sıcağında bakan, zarif ve estetik, güzel giyimli, güzel kokulu, nasıl unutulur o tertemiz ve alımlı, bakmanın bile yettiği uzağından, ince zarafetin uğrağı Fransız kadınları….

Birden sanki geliverdi yanıma, “behhh” diye korkuttu beni onlardan birisi “Cristian”…

….

….

Sanki ışınlandım da onunla oralara, kaşla göz arası dedikleri gibi oralara, buralardan…

Bir tarafında, Lion Körfezinin meltemli esintisi, akşamların en güzel ortağıydı, Toulon (Tulon)’un vişne çürüğü kadar koyu kırmızısıyla, esrik tatlı şarabı..

Nasıl unutulur, o muhteşem sevdaların yaşam otağı, hafta sonlarının yaşam uğrağı;

Cannes, Antibes, Nice (Nis) sonrasında, gecelerin aymaz eğlence durağı Monaco…

Monaco’da, “Stephane Cristian” anıların o zaman ki sevgi yumağı…

Şimdilerin uzaklardan yansıyan güzelliğinde kundaklı, ölmemiş de yaşıyorsa eğer, bende saklı anıları…

Anımsamaması mümkün değil ki beni…

Ben ki;

Konstantinopolis Dükü, “Onners Samanli”

Ah Marsilya, bir başka Akdeniz sahilinden demek ki anımsayıp da seni, diyecekmişiz çeyrek asır sonra, merhaba…

Öner SAMANLI

DİPNOT:

“ Yaşama Geldiğinde Zaten Hançerlenmişti Yüreği, İşte Bu Yüzden Suçu Yok Acılarda Kimsenin ”

“Şiirsel Söyleşiler” Betiğinden

(Türkiye ve Dünyanın En Kapsamlı Atatürk Sitesi Kurucusu ve Editörü)

http://www.ataturksitesi.com/

Lütfen Ziyaret Ediniz, ettiriniz, internetten tüm mecralara linkini veriniz…!

 
Toplam blog
: 295
: 3087
Kayıt tarihi
: 22.08.08
 
 

Prof.Dr. Öner Samanlı, yıllarını eğitim ve öğretim faaliyetlerine adamış, birçok bilimsel makalen..