Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

28 Ocak '11

 
Kategori
Edebiyat
 

Hülya Soyşekerci İle Okuma Yolculukları* Üzerinden Eedebiyata Doğru Kısa Kısa…

Hülya Soyşekerci İle Okuma Yolculukları* Üzerinden Eedebiyata Doğru Kısa Kısa…
 

"RESİM:ALINTI"


Sevgili Soyşekerci, “Okuma Yolculukları”, edebiyat dünyasının ustalarının çalışmaları ile günümüz yazarlarının çalışmalarına ışık tuttuğu gibi, okuyucuya da pek çok yazar ve eseri hakkında bilgi verirken doyumsuz bir şölene imza atıyor. Bu şölen hakkında neler söylersiniz bizlere? 

Sevgili Sibel Unur Özdemir, kitabımla ilgili güzel düşünceleriniz için teşekkür ederim. Okuduğum ve etkilendiğim kitaplar hakkında eleştirel denemeler tarzında kaleme aldığım ve gazete kitap ekleriyle edebiyat dergilerinde yer almış yazılarımdan bir demet var kitabımda. Okuma Yolculukları’nda istedim ki, okurlar değerlendirdiğim kitaplara uzanan başka bir okuma yolculuğuna da açılabilsinler; işaret ettiğim ya da açılımladığım yapıtın içindeki anlamlar dünyasını, kendilerine özgü yepyeni anlam ve yorumlar aracılığıyla daha da zenginleştirsinler. Biliyorsunuz, “hiçbir kitap değerlendirmesi asıl eserin yerini tutamaz, ancak bazıları vardır ki aslını okutturacak kadar güzeldir.” Okuma Yolculukları ile bunu gerçekleştirebildiysem ne mutlu bana. 

Kitaplar arasında okuma yolculuğuna çıkma fikri nasıl oluştu? Bu yolculuk sırasında keyif aldığınız ya da içinizi sızlatan anlar oldu mu? 

Pek çok kitapsever gibi küçük yaşlardan bu yana devam eden uzun bir okuma yolculuğu içindeyim aslında. Bu yolculuk öylesine benden bir parça halinde geldi ki artık bir yaşama biçimine dönüştü. Anlayacağınız, hep yolculuk halindeyim ben. Okuma serüvenimi bir yolculuk metaforuna bağlamam, Jale Parla’nın Don Kişot’tan Bugüne Roman adlı kitabının içinde yer alan bir paragraftan sonra gerçekleşti. O nedenle, kitabımın en başında Jale Parla’nın sözlerine yer verdim. “Yaşam ve yaşamla gelen her şey bir kişisel yolculuktur. Buna okumak da dahildir.” diyen Jale Parla, bu yolculukta yazar ile okurun tam anlamıyla birer yoldaş olduklarını ifade eder. Bu düşünceler, yolculuk fikrine esin kaynağı oldu diyebilirim. Kitaptaki okuma yolculuğumda elbette keyif aldığım ve içimi sızlatan pek çok anlar oldu. Kurmaca dünyası, yaşamdan izdüşümler taşıyor; dikkat etmediğimiz ayrıntılar, incelikler, kurmaca dünyasının içinde bambaşka bir boyut kazanabiliyor. “Durup ince şeyleri görmemizi”, duyarlılıklarımızı geliştirmemizi, insan hallerinin çelişkili gerçekliğine odaklanmamızı, kurmacanın sunduğu çok katmanlı gerçekliğin içindeki insan hikâyelerine de borçluyuz bence. 

Okuma Yolculukları’nın yazım süreci ne kadar sürdü? Zira çok detaylı bir araştırma yaptığınız okuyucuya ulaşan her cümleden belli. 

Okuma Yolculukları’nda yer alan yazıların önemli bir kısmı uzunca bir süreç içinde yazıldılar. 2003 ten 2010 a kadar yazdığım yazılardan bir seçki sunuyor bu kitap. Her yazı öncesinde kapsamlı bir araştırma yapmaya dikkat ettim; bir de anlaşılabilir, duru ve etkili bir dille yazmayı önemsedim. Ayrıca, seçkiyi oluştururken nitelikli edebiyat yapıtlarını önceledim. 

Bu yolculuğa çıkarken varmak istediğiniz bir hedef var mıydı? Ulaştınız mı? 

Her zaman için hedefim ya da idealim; iyi edebiyata edebi bir biçimde dikkat çekebilmektir. Bu idealime ikinci kitabım olan Okuma Yolculukları ile biraz daha yaklaştığıma inanıyorum. 

Okuma Yolculukları ile ilgili olarak okuyucudan ya da yazın dünyasından size ulaşan söylemler var mı? 

Okuma Yolculukları hakkında Radikal Kitap’tan Zaman Kitap’a kadar geniş bir yelpazede olumlu değerlendirme yazıları yayımlandı. Edebiyat dergilerinden Varlık’ta ve Lacivert’te Çiğdem Ülker, Sözcükler’de Zehra Ünüvar, ÇiniKitap’ta Suna Güler, Milliyet Blog’da Oğuz Tümbaş, kendine bloğunda Melike Şenyüksel yazılarıyla Okuma Yolculukları’nı incelediler. Sizin Karşın’daki içtenlikli yazınız benim için ayrı bir mutluluktu. Okurlardan da olumlu söylemler geliyor; özellikle kitabımdaki tanıtma ve değerlendirmelerin ışığında birçok kitabı alıp okuyan ve “iyi ki bu kitapları değerlendirmişsiniz” diyen kişiler oldu. Okura yeni anlam pencereleri açmak ve okurun dikkatini iyi edebiyata çekmek, zaten en önemli hedeflerim arasındaydı. 

Okuma yolculukları üç bölümden oluşuyor. “İç Denizler”, “ Buluşmalar”, “ Başka Kıyılar” Bu başlıkları biraz açar mısınız? 

Bu yolculuklar, üç ana yolculuk biçiminde kaleme alındı. Bir deniz yolculuğu metaforunu kullanarak, yerli edebiyat eserlerimizle ilgili yazılarımı İç Denizler’de; yerli ve evrensel edebiyatın buluştuğu eserleri ve edebi yaklaşımları Buluşmalar’da; evrensel edebiyattan örnekleri de Başka Kıyılar’da topladım. Pupa yelken bir yolculuktu benimki… 

Sevgili Soyşekerci, ilk yazınızın 1983 te Yazko Edebiyat’ta yayınlandığını, daha sonra çeşitli gazete ve dergilerde deneme, kitap tanıtımı, inceleme, eleştiri, günce ve öykü türelerinde de yazılarınız olduğunu biliyoruz. Yazınsal sürecinizde hangi türde eserler vermek sizi daha çok heyecanlandırıyor? 

Bana en çok, değerlendirdiğim kitaplarla ilgili yazılarımdan sonra yazarların ve okurların yüzündeki o ışıltı heyecan veriyor; edebiyata yön verme sorumluluğu, okurla yazarı iyi edebiyat şemsiyesi altında buluşturmanın önemi, içimde bambaşka duygular yaratıyor. Bu heyecan, edebiyatın tarihsel akışının yüreğimin içinden geçtiğini hissetmemden kaynaklanıyor. 

Edebiyat dergileri ve kitap fuarları hakkında neler düşünüyorsunuz? İzmir’in edebiyat ortamı hakkında neler söyleyebilirsiniz bizlere? 

Edebiyat sanatındaki yeniliklerin, gelişmelerin odak noktasında edebiyat dergileri olduğunu düşünenlerdenim. Kalıpları aşan, öncü ve devrimsel edebiyat her zaman için dergilerin içinde doğmuş ve topluma yayılmıştır. Genç yazarların önce edebiyat dergilerinde yer almasının büyük önemi olduğuna inanıyorum. Eleştirmenin de asıl mekânı dergilerdir. Dergilerdeki yazılar edebiyat dünyasına şekil verir; yazınsal eğilimler, akımlar, yönelimler dergilerden başlayarak suda halkalar gibi yayılıp genişler. Kitap Fuarlarının okur, yazar ve yayıncıyı buluşturan önemli organizasyonlar arasında yer aldığı kanısındayım. 

Edebiyat ve İzmir deyince aklıma, önce Halit Ziya Uşaklıgil, Tarık Dursun K, Samim Kocagöz, Necati Cumalı, Attila İlhan gibi ustalar, sonra İhsan Oktay Anar, bir de Füruzan’ın Gül Mevsimidir adlı muhteşem öyküsü geliyor. Ayrıca, Dönemeç, Ünlem, İle, İzmir İzmir, İzmir Tarih ve Toplum, İzmir Life, Dize, Kurşun Kalem gibi İzmir’de yayımlanmış ya da halen yayımlanan dergiler… İzmir’de nitelikli ve yaratıcı okurlardan oluşan oldukça geniş bir kitle de var. 

Bize kısa da olsa kendinizi anlatır mısınız? Hülya Soyşekerci nasıl bir insandır? 

1957 yılında dünyaya geldim. İzmit Körfezi kıyısındaki Darıca’da iki katlı, ahşap cumbalı ve bahçeli bir evde geçti çocukluğum. 1975 te Üsküdar Kız Lisesi’ni bitirdikten sonra Boğaziçi Üniversitesi Bilgisayar Programcılığı’nda okudum. Küçük yaşlardan itibaren kitapların ve yazının büyülü dünyasında yaşamayı öğrendiğim için bilgisayar öğrenimimi yarıda bırakıp Ege Üniversitesi Sosyal Bilimler Fakültesi’ne girdim. 1982 de bu okuldan mezun oldum. Bir süre doğu bölgesinde çalıştıktan sonra İzmir’de çeşitli liselerde yazın öğretmenliğine devam ettim. 2007 de İzmir Kız Lisesi’nden emekli oldum. 1983 ten bu yana gazete ve dergilerde deneme, kitap tanıtımı, inceleme, eleştiri, günce ve öykü türlerinde yazılar yazmayı sürdürdüm. Mart 2008 de Kanguru Yayınları tarafından yayımlanan Yazarlara ve Yapıtlara Yönelik Okumalar başlıklı, okuma günlüğü türünde bir kitabım var. Egeli Kadın Yazarlar Platformu’nun çıkardığı Savur Saçlarını Ege adlı ortak kitapta bir öykümle yer aldım. Şubat 2009 da yayımlanan İzmirli Öyküler adlı kitabı Ferda İzbudak Akıncı ile birlikte hazırladım. Sel Yayıncılık’ın Kadın Öykülerinde İzmir (Kasım 2009) ile Şenocak Yayınları’nın Kadından Sakıncalı (2009) adlı ortak kitaplarına birer öykümle katıldım. Heyamola Yayınları’nca Eylül 2010 da çıkarılan 12 Eylül Sabahı adlı kitapta bir anım yer aldı. 

“Hayatı edebiyat” olan insanlardan biriyim galiba. 

Son olarak sormak istiyorum ki… Ufukta yeni çalışmalarınız var mı? 

Şu an Bornova’yla ilgili bir yerel tarih- anı kitabı hazırlıyorum. Ufukta yine bol bol okumak var. Okumak ve yazmak yaşama biçimim olduğuna göre yolculuğa devam… 

Ne güzel bir haber verdiniz bize. Yolunuz açık olsun o zaman. İçimizi ısıtan samimi sohbetiniz için sonsuz teşekkürler. 

Ben teşekkür ederim Sibel Hanım. 

......................................................................................................................................................... 

*Hülya Soyşekerci, Okuma Yolculukları, eleştiri, Pupa Yayınları, İstanbul, Nisan 2010. 

NOT : Sevgili Hülya Soyşekerci ile yaptığım bu röportaj KARŞIN Dergisi'nin 22-23. sayısında yayınlanmıştır.  

 
Toplam blog
: 755
: 776
Kayıt tarihi
: 13.06.07
 
 

Ankara'da doğdum. İlk, orta, lise ve üniversite eğitimimi Ankara'da tamamladım. AÜİF iş idaresi b..