Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

07 Mayıs '14

 
Kategori
Felsefe
 

Huri ve Gılman neden diğer dinlerde yok ? (2)

Huri ve Gılman neden diğer dinlerde yok ? (2)
 

Şarap sunan bir gılman


Tevrat’ta zamanların sonundan, ceza ve dirilişten söz edilir, ancak, dirilmeyi hak eden insanlar yeryüzünde yaşayacaklardır. Göksel bir cennet yoktur. Ölüm uykuya benzetilir. Diriliş uykudan uyanır gibi olacaktır. Ölüm, kötülük, acılar ve savaşlar yok edilecek ve seçilen insanlar Tanrının çocukları olarak barış içinde sonsuza dek dünyada yaşayacaklardır. (İşaya 25:8, 26:19, 21; Vaiz 1:4, Mika 4: 3)

İncil ise bu yeryüzü cennetine ek olarak göksel bir cennetin (Göklerin Krallığı) de kapılarını açar. Ruhsal beden alarak dirilmiş inanlıların İsa ile birlikte sonsuza dek egemenlik sürmek üzere seçileceğinden söz eder. Kötüler “Ateş Gölü” ne atılarak yok edilecektir. Ölüm, ağlayış, matem, hastalıklar vs yok edilecektir. (Matta 5, Vahiy ’in tümü, 5 ve 14. Bölümler)

Ancak, her iki din de zamanla Yunan-Roma kültürü ve felsefesinin etkisiyle helenize olduğundan diriliş yerine ruhun ölümsüz ve yok edilemez olduğu ve dolayısıyla, sadece göksel bir cennet ile cehennem inancı baskın olmuştur.

Görüldüğü gibi dünyada İslamlık gibi kutsal kitabının yarıya yakın bölümünde cennette huriler ve gılmanlar vaat eden başka bir din yoktur. Bu araştırma kapsamında ulaştığımız şaşırtıcı sonuç gılmanların da huriler gibi cinsel bir işlevi olduğu yönünde ağır basmaktadır. Ancak, eğer gılmanlar hurilerden farklı olarak değişik seksüel fantezileri tatmin etmeye yönelik yaratıklar  ise pederasti (oğlancılık) veya pedofili dediğimiz cinsel sapkınlığın söz konusu olması kaçınılmazdır. Sigmund Freud (1856-1939) bu tür cinsel sapmaların ya da anomalilerin nevroz ve psikonevrozlarda daha sık görüldüğünü saptamıştır.

O halde, şeriata uygun yaşayıp cennete gitmeye hak kazananlar içinde nevroz veya psikoz hastaları çoğunlukta mı olacaktır? Yoksa bunlar sonradan mı hasta olacaklardır? Ya da bu tür  görüşlere inananlar, veya bu tür görüşleri ortaya atanlar mı nevrotik veya psikotik itkiler taşımaktadırlar?  "Derinlik Psikolojisi" kuramcılarından davranışbilimci (behaviorism) Prof. Alfred Adler (1870-1937) "Eşcinsellik Sorunu" adlı yapıtında bunu erkek egemen toplumun kaçınılmaz bir sonucu olarak görür. Bunda erkeğin kadın cinselliği karşısında duyduğu aşağılık kompleksinin de etkisi vardır. 

Kadını bu dünyada salt bir seks ve çocuk doğurma aygıtı olarak görüp onu kara çarşafların altına gizleyerek cinselliği yok sayarken, öbür dünyada hurili-gılmanlı bir seks hayatını müminlere armağan olarak sunmaya kalkışmak psikotik bir çelişkidir. Adler kuramına göre bu bir çelişki olmayıp, önceki “kısıtlı” ve “baskıcı” durumun "telafi edilmesi" veya “dengelenmesi” olarak da görülebilir.

İster çelişki deyin, ister telafi deyin, hangi koşullar altında olursa olsun,  dince bu dünyada haram kılınan  şeylerin, yiyeceklerin, içeceklerin ve cinselliğin öte dünyada  tamamen serbest olacağını ve buna inanmayanların kafir olacağını iddia eden bir zihniyetin sağlıklı bir düşünce ve ruh yapısına sahip olduğunu ileri sürmek mümkün değildir. Freud, Adler ve modern psikiyatrinin gösterdiği gibi bu tür kişilerde  bilinçaltında bastırılmış derin cinsel hezeyanlar, saplantılar, psiko-seksüel davranış sapmaları, şizoidi veya paranoya gibi ruhsal bozukluklar olduğu açıktır. Cahil, fakir ve kendilerini ancak ahret inancıyla avutmaya çalışan kitlelerin bunlara inanarak vecd ve hezeyan halinde böylesi umutların ve özlemlerin peşinden sürüklenmeleri ancak psikiyatri ve psikopatoloji ile açıklanabilir. Bireyleri tek tek tedavi etmek mümkündür, ama toplumun tümü hastalıklı inançlar içinde bocalıyorsa bu nasıl tedavi edilebilir?

Freud insanlarda oral dönem (0-1 yaş), anal dönem (1-3 yaş), fallik dönem ( 3-6 yaş)   olarak 3 cinsel dönem olduğunu belirlemiş ve inançların kökenini bu dönemlerin ergenlikte süre duran etkisine bağlamıştır. Bu durumda fallik dönemde yaşanan cinsel sorunlar, Oidipus Kompleksi ile aşırı çekingenlik, cinsel güvensizlik ve değişik cinsel tercihlerin etkisiyle 3-6 yaş döneminde tıkanan, "bastırılan" veya "doyuma ulaşamamış"  psikopatolojik saplantı veya sapmalar, ileri yaşlarda huri ve gılmanlarla süblime veya telafi edilebilir.  

Cennetteki ne insan, ne de cin  eli değmemiş, ceylan gözlü, beyaz tenli, bakire  kızlar,    inci gibi tenleri olan gümüş bilezikli oğlanlar, şahnişli köşkler, divanlar, yeşil yastıklar, ipek giysiler, altın tepsiler, kadehler, sınırsız et yeme ve şarap içme serbestisi gibi salt cinsel ve maddi zevkleri tatmin etmeye yönelik vaatlerin, ilahi bir mükafattan ziyade, cahil, parasız, doyumsuz ve gelecek güvencesi olmayan halk yığınlarını  güdülemeye yönelik psikolojik taktikler olması akla daha yakın gözüküyor.

Genelde tüm dünya mitolojilerinde bu dünyada veya öte dünyada insanlarla cinsel ilişkiye giren boğa, keçi, kuğu, yılan, at gibi hayvan veya yarı-hayvan varlıkların (pan, satir, kentoros, minotoros, harpi, gorgonlar)  yanı sıra huri ve gılman benzeri varlıklar olsa da başka hiçbir dinde müminlere cennette tahsis edilecek gılman ve hurilerden söz edilmez. Bu herhalde Tevrat ve İncil’in muharref olmasına en büyük kanıt, ya da, bu kitapları yazanların böylesine ilahi ve uhrevi konuları görmezden, bilmezden gelmesinden kaynaklanıyor olabilir diye bir sonuca varmak ne kadar gerçekçi olacaktır bilemiyorum. Kuşkusuz böyle bir sonuca ulaşmak özellikle dindarları sevindirecektir sanırım. Ancak, böyle bir sonuca ulaşmayı ulemaya bırakıyorum…

 

 
Toplam blog
: 129
: 1871
Kayıt tarihi
: 27.07.06
 
 

1968 yılından bu yana dinler tarihi, mitoloji, sosyoloji, antropoloji, dinbilim, teozofi, metafiz..