Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

29 Ekim '10

 
Kategori
Siyaset
 

Hüsamettin Cindoruk'un çelişkisi

Hüsamettin Cindoruk'un çelişkisi
 

Cindoruk, Soylu'nun ihracını savunurken geçmişi unutmuş görünüyor.


DP Eski Genel Başkanı Süleyman Soylu, 12 Eylül referandumunda oyunun EVET olacağını açıkladığı ve bazı toplantılara katıldığı gerekçesiyle partisinden ihraç edildi. Bir eski genel başkanın apar topar partiden ihraç edilmesi düşündürücüdür.

Ben vatanın bölünmez bütünlüğüne ve manevi değerlere kastetmedikçe düşünceleri ve bu düşüncelerini ortaya koyuş yöntemleri nedeniyle insanların partilerden ihraç edilmesini demokratik ve etik bulmuyorum.

1. Referandumda parti kararı alınması çok büyük bir yanlıştı. DP'nin yapması gereken kararı halka bırakmaktı. Sayın Genel Başkan kendi fikrini ifade edebilirdi, yönetim topyekün HAYIR oyu da kullanabilirdi, ama biliyoruz ki parti tabanında hatta Genel İdare Kurulu'nda aykırı sesler vardı. Tabanın sesine kulak vermeden bu karar alındı. Sonuçta halkın %58'i EVET verdi ve DP, %42'nin içinde ne şekilde temsil ediliyor, hesaplanamıyor bile. Kaldı ki iddiam şudur: DP tabanının EVET oyları, HAYIR oylarının çok çok önündedir. Çünkü taban dün Adnan Menderes'e yapılanların bugün Recep Tayyip Erdoğan'a da yapılarak mağdur görüntüsü çizilmesini istemiyor. Altını çizerek söylüyorum: 12 Eylül ürünü kurumların yürüttüğü stratejinin Tayyip Erdoğan'ın ekmeğine yağ sürdüğünü siz göremediniz ama DP tabanı bunu gördü. Ve oyunu bu şekilde kullandı.

2. Hal bu iken parti Süleyman Soylu'yu düşüncelerinden ve düşüncelerini kamuoyuna dile getirme yöntemlerinden dolayı ihraç yoluna gitti.

3.Aklıma Sayın Hüsamettin Cindoruk'un yıllar önceki tutumu geldi birden. Sayın Cindoruk 1996 Haziran'ında yapılan ara seçimlerde (yanlış anımsamıyorsam Bakırköy belediye seçimleri idi) DYP'nin adayını değil ANAP'ın adayını desteklemiş ve bunu soranlara "ANAP İstanbul adayı benim çok yakın arkadaşım" demiştiniz. DYP üyesiydiniz ya da ihraç edilmek üzere idiniz ve gittiniz ANAP adayını desteklediniz. Ondan sonraki siyasi süreçte de ANAP'la aynı çizgide ilerlediniz zaten.

Hangisi doğru idi? Sizin partiden ihracınız mı? Soylu'nun benzer gerekçelerle partiden ihracı mı? Sizi o gün ihraç etmek isteyenleri sert sözlerle eleştirmiştiniz ama aynı ihraç mekanizmasını siz çalıştırdınız. Üstelik Soylu, alenen başka bir partinin adayının savunusunu yapmadı. Onlarca sivil toplum örgütünün, akademisyenin, siyasi partinin desteklediği bir referandum paketine desteğini ve bunun gerekçelerini açıkladı. Haklıdır, haksızdır; bunun kararını hiçbirimiz veremeyiz. Kararı halk verdi zaten, öyle değil mi?

4. Mesela 1 yıl boyunca bugün CHP Parti Meclisinde olan Prof. Dr. Süheyl Batum ile aynı fotoğraf karelerinde yer aldınız. Şimdi siz CHP'ye mi çalışmış oluyorsunuz? Ya da Süheyl Bey CHP'deki gizli DP'li mi? Bir siyasi yeri geldiğinde hükümetin ya da muhalefetin çeşitli unsurlarıyla ortak görüş bildiremez mi? Aynı noktada buluşamaz mı?

SONUÇ: En başa dönüyorum. Tabana, siyasi aktörlere danışmadan aldığınız partiyi bağlayıcı kararın yanlışlığı bu yanlış ihraca neden oldu. Yargının bunu geri döndüreceğini umuyorum. Hukuk ve demokrasi bunu gerektiriyor. Bir eski genel başkan 10-11 kişinin iki dudağı arasından çıkan bir kararla koskoca bir partiden ihraç edilmemeli idi. Adı DEMOKRAT olan bir partiye hiç yakışmamıştır. Artık ihraçlarla eksilmeye değil katılımlarla çoğalmaya ihtiyacınız var, görmüyor musunuz?

Keşke bunca deneyimden, bunca fırtınalı bir siyasi yaşamdan sonra ayrıştırıcı değil, birleştirici bir siyaset izleyeseydiniz sayın Cindoruk. Parti içi demokrasiyi güçlendirecek adımlar atarak örnek olsaydınız. Kimbilir, belki hiçbir şey için geç değildir. Aralık'taki kongreye kadar Tansu Çiller ve Süleyman Soylu'ya partiye dönüş ve yönetime ortak oluş için bir çağrı yaparsınız belki ve böylece Haziran 2011'de önemli bir alternatif olmaya hak kazanırsınız. Tarih de sizi saygıyla selamlar. Ne dersiniz?

 
Toplam blog
: 78
: 1198
Kayıt tarihi
: 12.10.10
 
 

Alice'in harikalar diyarındaki cennet bahçesinden sesleniyorum sizlere. Burada önyargı, olur olma..