Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

03 Ocak '08

 
Kategori
Kültür - Sanat
 

Hüseyin Alptekin Atölyesinden veda etti dünyaya

Hüseyin Alptekin Atölyesinden veda etti dünyaya
 

Hüseyin Alptekin 1957- 2008


Geç vakit internette dolanırken okudum kara haberi. Değerli sanatçımız Hüseyin Alptekin yeni yılın ilk gününde atölyesinde... kalp krizine ... yenilmiş. Hüseyin Bahri Alptekin öldü diyordu Ayşegül Sönmez Radikal'deki haberinde.

Birden elim ayağım kesildi. Çünkü Hüseyin Alptekin'i Bilgi Üniversitesinde geçtiğimiz güz yapılan konferansın ikinci günü felsefeci Zizek'i ilgiyle dinleyen ve en sonunda ilginç soru ve açıklamalarıyla katkıda bulunan filozof yönüyle tanımıştım ilk. Gerçi açıklamalarına başladıktan sonra , kendisinin ülkemizin önde gelen sanatçılarından biri olduğunu da öğrendiğimde çok utanmıştım kendi bilgisizliğimden...

Toplantı salonu dışındaki küçük sohbetimizde Bu yıl 10. Uluslararası İstabul Bienali bünyesinde Garanti Sanatta sergisi olduğunu da söylemişti . İzleyemediğim için üzülmüştüm.

Eve dönüp de internette araştırma yapmış ve 52. Venedik Bienalinde Şikayet Etme ( don't complain) adlı enstelasyonuyla Türkiye'yi 15 haziran- 21 kasım tarihleri arasında temsil eden değerli sanatçımızın söyleşilerini okumuştum. Aslında Venedik Bienaline katılan sanatçıyı ve Vasıf Kortun'la birlikte bir tv programında da dinlemiş olduğumu hatırladım.

Daha önce de 2005 yılında yapılan 9 Uluslararası İstanbul Bienaline de Venedik'teki San Marco Bazilikasının cephesindeki dörtlü at heykeline duyduğu saplantının projesinin ilham kaynağı olduğunu öğrenmiştim. Projesinin adı H -fact -H faktörü.

NTV de yapılan röpotajını sanatçının kendi cümleleriyle verelim:

Hüseyin Alptekin (sanatçı):

1204 yılında Bizans’ın Haçlılar tarafından düşürülmesi sırasında buradan alınarak Venedik’e götürülen 4 tane Bizans heykelinin tarihiyle uğraştım. Serüvenleriyle uğraştım. Bu heykeller nasıl seyahat ettiler İstanbul’dan çıkarak. Onları geri getirmek istedim. Onları, alındığı yere koymak istedim. Ama bunlar son derece maliyetli iş ve kültürel miras, çeşitli ideolojik çatışmaların olduğu birşeydi.

Sanatçının, heykellerin hikayesini anlatmak için kullandığı malzeme ise çini ...

Hüseyin Alptekin:

Çini malzemesinin Osmanlı, Selçuklu, Bizans hatta Endülüs’e varan bir serüveni var. Bizi cezbeden bu İstanbul bâbında cezbeden nokta, işin bu çinilerle ifade edilmesi.

Çocukluğumda kaybettiğim Falada adlı atla ilgili öykümü anımsatan eserleri yaratan Hüseyin Alptekin'in sergilerini bir daha kaçırmama kararı almıştım. Yitirdiğimizi duyunca ben de çok üzüldüm.

Dünyanın pek çok yerinde sergiler açan sanatçımızın 2004 yılının 11 Haziran'da İspanya'nın Bask bölgesinde San Sebastian'da Manifest 5 adıyla sergilenen çağdaş sanat bienaline katıldığı otel adlarının yazılı olduğu 20 kadar panodan oluşan eseri 1. günü taşlarla saldırıya uğramış ve sanatçı durumu soğuk kanlılıkla karşılayarak "usta yaratıcılığın bir parçası, Bu eserin akışında ileri bir adım olarak algılanabilir" sözleriyle hoşgörüsünü yansıtmıştı.*

İKSV nin sayfasında

Hüseyin Alptekin
1957İstanbul. İstanbul'da yaşıyor diye yazıyor halen.


Ve İstanbul'da dünyamızdan ayrıldı. 1 Ocak 2008'de. Kalp krizinden...atölyesinde...

50 yaş gibi en verimli ve üretken olduğu zamanda aramızdan ayrılan değerli santçımıza Tanrı'dan rahmet ve geride kalan yakınlarına, dostlarına ve sevenlerine de sabır diliyorum.

http://www.radikal.com.tr/haber.php?haberno=243254&tarih=02/01/2008 ( fotoğraf ve ölüm haberi)

http://www.maksimum.com/kultursanat/haber/39/3861.php

http://www.iksv.org/bienal/bienal9/turkce.asp?Page=Artists&Sub=Az&Content=Huseyin_Alptekin

http://www.ntvmsnbc.com/news/336000.asp

 
Toplam blog
: 566
: 1338
Kayıt tarihi
: 11.07.06
 
 

Edebiyatla ilgileniyorum. Ayrıca amatörce belgesel film çalışmaları yapıyorum ve kültürel etkinlikle..