Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

05 Mayıs '08

 
Kategori
Güncel
 

Hüseyin Üzmez'i savunanlara!

Hüseyin Üzmez'i savunanlara!
 

Vakit savunmazsa eğer, sorumlu tutulamaz tabii ki!...


Hüseyin Üzmez Olayı ile alakalı, bu üçüncü yazım.

Aslında, o konu tam netleşene kadar bir daha yazı yazmam diyordum ama olmadı işte...

Vakit'te, Abdullah Büyük isimli Zat-ı Muhterem'in; ''Hüseyin Üzmez ağabeyimize dair..'' başlıklı yazısını okuyunca dayanamadım.

Bakın ne diyor Abdullah büyük Bey, Vakit Gazetesi'nde, kendisine ayrılan köşede;

''Bizler hatalar işlesek de, günahlara dalsak da, neticede Müslümanlarız. İsmimizi bizzat Rabbimiz Hac Süresi'nde ''Müslümanlar'' olarak koymuştur. Böyle Olunca, Müslümanların nasıl konuşacağını, hadiseler karşısında nasıl bir yol izleyeceğini, günah ve isyanlara karşı nasıl bir duruş sergileyeceğimizi Rabbimiz açıklamıştır.'' (02.05.2008, cuma-Vakit Gazetesi-sayfa:12)

Güzel...

Keşke günümüzde de müslümanlar olarak, konuştuklarımızla, yaptıklarımız Müslüman'ca olabilse...Bütün hâdiseler karşısında duruşumuz, muhterem'in dediği gibi, Müslüman'ca olabilse!

Neyse, konu Hüseyin Üzmez Olayı ve devâm ediyor sayın yazar; <ı>''Gerçek kimliğini bilemediğimiz bu ve benzeri tüm konularda izlenecek yol açıklanmıştır. Ne var ki nefs, şeytan ve insan şeytanları boş durmayacak ve Müslümanların iftiraya ortak olmasını sağlayacaklardır. Hz. Aişe Validemize atılan iftiraya karşı ne yazık ki bazı Müslümanlar da katılmış ve Rabbimiz konuyu şu şekilde beyan etmiştir:
“Bu iftirayı işittiğinizde erkek ve kadın, kendi vicdanları ile hüsnü zanda bulunup da; "Bu apaçık bir iftiradır" demeleri gerekmez miydi?” (Nur Sûresi, 12)'' diyor.(a.g.g)

Bu da güzel... Bir Müslüman'a yakışan da budur zâten. Keşke bütün Müslümanlar böyle olabilse!

Sayın yazarımız devam ediyor; ''Cumhuriyet döneminde Müslümanların aleyhine olacak ne varsa hepsini deşifre eden ve yalan-yanlış çirkin bilgi ve haberleri yayan birtakım basın-yayına göre hareket etmenin, düşünmenin faturası çok ağır olur. Bu hassas konuyu dile getiren Kur"an, şöyle der: <ı>“İnananlar arasında çirkin şeylerin yayılmasını arzulayan kimseler için dünyada da, ahirette de çetin bir ceza vardır.” (Nur Sûresi, 19) (a.g.g)

Kur'an'ımızın bir harfine kurban oluruz!

Bundan sonraki paragrafa geçmeden, Allah için bir düşünün, Nur Sûresi'nin bu 19. Âyeti'nden ilk anda, ne anlıyorsunuz? Ondan sonra da Yüce Kitab'ımız Kur'an meal ve tefsirine bir bakın. Kur'an'ımız burada açıkça, inananlar arasında kötü söz ve hareketlerin yayılmasının yanlışlığından bahs'ediyor. İftira, zina, küçük yaştaki kız-erkek çocuklara tecavüz ve her tür sapıklık, yalan söyleme, adam kandırma vs. gibi, İslam'ın yasakladığı her şey...

Bakın bu mûbârek âyetten sonra sayın yazarımızın ifâdelerine: <ı>''Diyelim ki haberler doğrudur...İslâm"a göre insanın değeri imanına bağlıdır. Eğer kulaklarınıza gelen haber doğru olsa bile, Hüseyin Üzmez ağabeyimiz, Müslüman bir insandır. Mü"min bir insandır. Buna milyonlarca insan şahittir.''

Eee...N'olmuş yani Abdullah efendi? Ne demek istiyorsunuz? Lütfen açık konuşun! Yâni; < ''zina'yı,="" sapıklığı="" vs.'="" yi'',="" mü'min="" bir="" kişi="" irtikâb="" eylediğinde="" mühim="" değil,="" o'na,="" mü'min="" olması="" dolayısıyla="" hüsn-ü="" zan="" edeceğiz;="" ehl-i="" şirk="" ve="" ehl-i="" küfür="" irtikâb="" eylediğinde="" 100="" deynek="" vuracağız,="" öyle="" mi?="">

Yâni sizin bu mantığınıza göre; Kur'an-ı Kerim ehl-i imanın uyması gereken bir kitap değil(hâşâ) de, ehl-i küfr'ün uyması gereken bir kitap öyle mi?

Yapmayın etmeyin n'olursunuz? Tamam, Hüseyin Üzmez sizin çok sevdiğiniz bir şahsiyyet olabilir. ''<ı>''Diyelim ki haberler doğrudur...'' diyorsunuz. Haberlerin doğru çıkması durumunda, bir Müslüman, bir inanan olarak, her şeyden önce bir insan olarak; bu ifâdeleri mi kullanmalıydınız, yoksa en hafifinden; '' Bu âbimiz bunları yapacak bir insan değildi. Her hâlde meleke-i akliyyesini kaybetti! Veya gerçekten böyle birisi idi de biz fark'edememişiz! Yanlış yapmıştır! Bizleri mahcup etmiştir. Bu hareketi tasvip etmiyoruz!'' mu demeniz gerekirdi?

Eğer fikr'inizde hâlâ ısrarlıysanız, bırakalım Yüce Kitabımız Kur'an'ımızın o mûbârek ayeterini saptırmanızı; size, madalyon'un öbür tarafını çevirip bakmanızı tavsiye ediyorum. Yâni; (Eğer Hüseyin Üzmez bu pis işi yaptıysa şâyet, -diyorsunuz ya siz; <ı>''Diyelim ki haberler doğrudur...'' diye <ı>- ki ben, doğru olduğuna hâlâ inanamıyorum-) Hüseyin Üzmez 14 yaşındaki bu kıza değil de (Allah göstermesin), sizin 14 yaşındaki torununuza veya kızınıza aynı pis şeyleri yapmış olsa idi, yine de Hüseyin Üzmez hakkında aynı şeyleri söyliyebilir miydiniz? İşte bu, madalyonun diğer yüzü Abdullah Bey...Öyle tahmin ediyorum ki şu an vucudunuz titredi, mideniz bulandı, tiksindiniz değil mi?

İşte onun için, İslâmî kâideler, eş-dost'a göre yorumlanamaz! Rabb'imiz'in sözleri, umuma şâmildir Beyefendi.

İlâhiyatçı mısınız, hoca mısınız, imam mısınız bilmiyorum. Fikr'inize, İlm'inize saygı duyarım. Üstelik, Kur'an'ımızın her Sûresi'nin, her âyeti'nin bizim için ayrı bir değeri vardır. Onun için size MÂÛN Süresi'nin meâl ve tefsirlerini tekrar tekrar, yeniden okumanızı öneririm...

Yazınızın sonlarına doğru;

< çocukluk="" yaşından="" itibâren="" 50-60="" senedir,="" islâmî="" çizgide="" hizmet="" etmiş,="" müslümanlığı="" ve="" müslümanları="" her="" zaman="" savunmuş,="" korkusuz="" ve="" cesur="" tavırları="" ile="" ülkenin="" her="" tarafını="" karış="" karış="" gezerek="" mesajlar="" vermiş="" bir="" insanın,="" itham="" edildiği="" konu="" daha="" netleşmemişken,="" el="" birliği="" ile="" hareket="" edercesine="" kartel="" medyasının="" ekmeğine="" yağ="" sürmenin,="" objektif="" tavır="" ile="" bağdaşmayacağına="" inanıyorum.="">

“Düşenin dostu olmazmış ezelden” şarkı ve türküleriyle hayat süren zihniyete karşı, düşenin dostu vardır, demeliyiz. Müslümanlar olarak suçu övmeyiz; ancak suçlu olarak, günahkâr olarak el uzatılması gereken bir insana ise cimrilik yapmayız. Bu ölçü, her Müslüman kardeşimiz için geçerlidir. Bu Müslüman bir de Allah"ın dinini yaşamak ve yaşatmak için mücadele ederken, ayağı sürçer, hata yapar ve günaha bulaşırsa, daha fazla destek, daha fazla ilgi ve daha fazla iletişim içine gireriz. (a.g.g)>> demişsiniz.

Doğrudur, aynen katılıyorum...

Fakat, diğer din kardeşimiz hem de hayatının daha baharında olan, O, 14 yaşındaki kızımızın durumu ne olacak? O'nun hiç desteğe ihtiyacı yok mu sizce?

Adamın daha ifâdeleri ve ne'yin ne olduğu ortaya çıkmadan, yargısız infaz ve linç girişimlerinin yanlış olduğunu, hattâ işin içinde daha başka iş'lerin olabileceği ihtimalinin olduğunu, Milliyet Blog'da yayınlanan; 28.04.2008 tarih'li ve '' Hüseyin Üzmez olayı! Bu işin içinde bir iş var'' başlıklı yazımda belirtmiştim.

Fakat sizin; <ı>''Diyelim ki haberler doğrudur...'' diyerek, böyle âdi ve pis bir işe destek verir pozisyonuna düşmeniz, hiç te şık olmamış Abdullah Bey.

Kulların, yapmış olduğu hatâları Yüce Rabb'imiz, affeder-affetmez O bizi ilgilendirmez.

Mühim olan, (doğru ise eğer) Ortada olan bu pis ve iğrenç bir fuhş'iyyat karşısında bizim duruşumuzdur.

78 yaşındasın, milletin gözü önündesin, yıllarca savunduğun ve bayraktarlığını yaptığın bütün değerleri (Yine söylüyorum; Yaptıysa eğer!) bir UÇKUR SEVDASINA unutacaksın...Biz de, o 14 yaşındaki kızcağızın hâlet-i rûhiyyesini falan düşünmeden, sana destek vereceğiz öyle mi(!)?

Bırakın Allah aşkına! Bu mu adalet? Bu mu hakperestlik? Bu mu haklının yanında olmak?

Buna, ''bir çuval inciri berbat etmek'' denir beyim!

Bu bir komplo değil, gerçekse eğer, acınacak olan ve destek verilecek olan, O kızcağızdır...

Hiç kimse lafı eveleyip-gevelemesin lütfen...

Sağlık ve Muhabbetle...

Bektaş Azizoğlu
04.05.2008, pazar
Gölyaka-DÜZCE

 
Toplam blog
: 344
: 580
Kayıt tarihi
: 24.11.07
 
 

İlkokul'u Düzce'nin Gölyaka İlçesi, Açmaköy'ünde bitirdikten sonra, Ortaokul'u Gölyaka'da okuyup,..