Hüseyin Üzmez on dört yaşındaki kızı üzmemiş meğerse!

Gülmeyin, ciddi söylüyorum, adli tıp raporu aynen böyle dememiş elbet ancak “Beden ve ruh sağlığının bozulmadığı” şeklinde rapor yazmış, hem de kırk gün içerisinde halloluvermiş bu rapor mevzuu!

Adli tıp raporlarını beklemede olduğunuz bir durumunuz varsa, “Oh çok şükür, kırk günde çıkıyormuş rapor” diye pek de sevinmeyin diye söylüyorum, normal şartlar altında altı ayı buluyormuş, haberiniz ola!

İkircikler içinde kalma nedenim inanın yalnızca zaman değil, böyle bir ayrıcalık maalesef var ülkemizde, vatandaş = sıradan insan, önemli şahsiyet = iktidar partisine yakın kişiler..

Bir de dokunulmazlıkları olanlar var, elle de, dille de dokunulamıyorlar!

On yedi yaşındaydım, bakkala giderken bir yaz akşamüstü, günlerden Pazar’dı hiç unutmam, çayın yanına bisküvi almaya gidiyordum ki, bir şaplak hissettim popomda, aniden de geçti gitti bisikletiyle hergelenin biri!

Babamla karakola gittik, rahmetli askeri adliyede yazı işleri müdürüydü, polisler buldular çocuğu, vesaire, neyse…

Onca özgüvenime rağmen, günlerce yolda arkamdan kim geliyor, taciz mi eder, fazlasına mı cesaret eder kaygısını taşımıştım…

Bir şaplak ile bunları yaşamışken, on dördündeki kız cinsel istismardan nasıl psikolojik hasar görmez, hele ki bu kadar medyaya, bu kadar adli kurumlara yansımışken ve hattı zatında annesi de yataklık suçundan yirmi yıl gibi hapis istemiyle yargılanırken!

Yemin ediyorum, ben bunu anlamadım!

Annesini kurtarma içgüdüsü, isteği olabilir, bunu anlayabilirim hakikaten, annesinin suçu da olmayabilir, sonuçta kaç kadın birlikte olduğu adamdan bekler böyle bir şeyi, kendisi ile birlikteyken kız çocuğuna cinsel istismarda bulunabileceğini, kendisi yerine kızıyla evlenmek istediğini mahkemede söyleyebileceğini?

Değiştirilen ifadeler “anne” amaçlı olsaydı, inanın, doğrudur, kim ister ki annesinin hapislerde yatmasını derdim ama maalesef düşüncem ve korkum şu ki, “Kızını fuhuşa teşvik” cezası ile otuz altı yaşındaki annenin yargılanması, hüküm giymesi söz konusu olacak da, on dört yaşındaki kız çocuğunu üzmediği raporlanan yetmiş altı yaşındaki Hüseyin Üzmez tahliyesini istemeye hazırlanacak!

İkircikler dedim ya, bir tanesi de şu: kırk yaş küçük kadını bulmuş adam, yetmemiş, altmış dört yaş küçüğünü canı çekmiş!

Otuz yaşındaki adamların iki yaşına varmamış bebeleri helak etmelerini yadırgamamak mı gerekir, bu durumda?

Çocuk pornosu yaş sınırı kaçtı ki?

On dört yaş muaf mıdır acaba, evlilik için muaf olsun diye Hüseyin Üzmez’i üzmemek adına çareler aranıyorken bir yerlerde, hakikaten merak ettim: Çocuk pornosunun üst yaş sınırı nedir?

Ve her şey Kuran’a göre yanıtlanmaya çalışılırken hani şu günlerde, hangi suresine, hangi ayetine sığabiliyor?

Hiç okumadım ama beni epey bir üzen Hüseyin Üzmez, ah bir yanıtlasa, hangi surelere dayanarak vicdanını rahatlattığını, hem de bu hakkı nereden ve kimden aldığını?

Korkuyorum, yarın öbür gün, kız tahrik etti de denilebilir, anne de, kız da hatta hüküm giyebilir ve birileri köşelerinde namus ve edep üzerine yazılar yazmaya devam edebilir!

…….

Susma vaktim gelmiş!

“Kaldırmazsan kaldırırlar gülüm, hadi beni dansa kaldır” diyordu ya bir şarkımsısında Banu Alkan,

“Susmazsan sustururlar gülüm, hadi yeter artık” diye bir versiyonla cezalandırıyorum kendimi, ceza puanı alacak olursam iyi halden yırtarım diye, tahminen!

……..

Gülgün Karaoğlu
Ekim,28/08