Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

07 Kasım '09

 
Kategori
Müzik
 

Hüseynik'den şeher yoluna...

Hüseynik'den şeher yoluna...
 

'Hüseynikten Çıktım Şeher Yoluna


Hüseynikten Çıktım Şeher Yoluna
Can Ağrısı Tesir Etti Koluma
Yaradanım Merhamet Et Kuluna

Yazık Oldu Yazık Şu Genç Ömrüme
Bilmem Şu Feleğin Bana Kastı Ne

Telgırafın Direkleri Sayılmaz
Ati Hanım Baygın Düşmüş Ayılmaz
Böyle Canlar Teneşire Konulmaz

Yazık Oldu Yazık Şu Genç Ömrüme
Bilmem Şu Feleğin Bana Kastı Ne

Lütfü Gelsin Telgırafın Başına
Bir Tel Versin Musulda Kardaşıma
Bu Gençlikte Neler Geldi Başıma

Yazık Oldu Yazık Şu Genç Ömrüme
Bilmem Şu Feleğin Bana Kastı Ne'

Elazığ Türküsü, Derleyen: Hafız osman Öge

Hüseynikten şehre inen yolu bildiğimden midir? Türkünün rivayet edilen öyküsünü küçücük kulaklarımla dinlerken kocaman gözlerimle ağladığım çocukluk yıllarımı hatırlattığından mı? Yoksa kaçınılmaz sonlara duyulan kabullenme duygusu ve uysal isyanları anlattığından mı?

Bu türkü içimi acıtır...

Evde tek başıma geçirdiğim bir cuma akşamıydı dün, gözüm 'Hanımın Çiftliği' dizisine takıldı . Baş kahraman Gülü'ye çok aşık bir zavallı olan 'Zaloğlu'nun' kızı kaçırmasından sonra Güllü'nün 'kendine bir bak seni kim sever ki' sözüyle kızı geri getirişine denk geldim. Zaloğlu uğruna ölmeyi göze aldığı karşılıksız aşkını orada bıraktı. Bilenler bilir, dayısından temiz bir dayak yedi. Ölesiye dayaktan sonra kalkıp da uzaklaşmaya başladığında bu türkünün nağmeleri derin bir hüzünle başladı. Hemen tanıdım. Tanıdık bir burultu kapladı içimi, acıdı...

Bu türkü çocukluğumda dinlediğim gerçek öyküsünün dışında böylesi bir yenilgiye de yakışmıştı...

Kaçınılmaz sonları isyanla kabullenmeyi ve uysalca isyan etmeyi anlatıyordu ne de olsa...Sonun neyle olduğu, vedanın kime yapıldığı, yakarışın isyanın hangi makama olduğunun ne önemi vardı...

Rivayetten duyduğum asıl öykü mü?

Bir kadına duyulan çaresiz bir aşkla hiç alakası yok. Bu yaşanmış, türküyeyazmış olay bir postacının başına gelmiştir:

Hüseynik Harput'a yakın yükseklerde bir köydür. Postacı, oradan ovadaki şehre mektup taşırken ani bir kalp krizi geçirir. Issız yolun ortasında tek başına ölümün soğuk yüzüyle karşılaşan genç ve yağız bir delikanlıdır. Türkü de onun yolda bulunuşu sonrasında yakılmıştır.

Gencecik bir yaşamın beklenmedik sonu için isyankar bir kabullenişi, uysal bir isyanı anlatır...

Ötesi var mıdır?..

 
Toplam blog
: 146
: 1061
Kayıt tarihi
: 05.12.06
 
 

Hep yazmak istedim. İnsan düşüncelerini yazıya dökünce kendi başınadır çünkü, kaygısız, katıksız ..