Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

05 Ağustos '14

 
Kategori
Kişisel Gelişim
 

Huşu Guru ile sohbetler – 2: Melekler ile aynı eve çıkılabilir ve kızlı-erkekli sohbet edilebilir mi

Huşu Guru ile sohbetler – 2: Melekler ile aynı eve çıkılabilir ve kızlı-erkekli sohbet edilebilir mi
 

“Dostum;

 Güneşe bak, toprağa bak, suya bak, buluta bak

 Fakat asla arkana bakma!

 Kimin geldiği önemli değil,

 Gelmediği de...”Halil Cibran

 

Yolcu: İlginç bir vakasın gerçekten. Senin yolun neden diğer yolları kesmek zorunda. Tezgâhtarlığını yapmakla kalmıyor; pazarlamanın cılkını çıkarıyorsun. Yol kendi başına alınır unutma. Toplum içinde elbette bir münzevi şeklinde değil. Her şey dengede olmalı. Sen yaptıkların ve söylemleri ile ne kadar dengeli görüyorsun kendini?

 

Huşu Guru: Kendi içime döndürmeye, bana ayna tutmaya çalışıyorsun ama bunu bir yaparsam içi boş tezgâhtarlık ile paracıkları kazanma hevesim sekteye uğrar. Bu yüzden seni aktif dinlemiyorum ama çok pis dır dır konuşuyorum.

 

Yolcu: Önce dikkatli dinlemeyi öğrenmek lazım; bunu yaparsan daha nitelikli konuşursun. Gurucuğum benim, sana önceden de dediğim gibi kırıntıları süsleyip satmakla uğraşıyorsun. Gel derinlere dal, bol bilgin o ölçüde fikrin olsun. Bilgiden bilgelik çıkarmak için de teoriden pratiğe geç. Yaşamın ışık dolsun. Varsın sonra gelecek ise paran da gelir.

 

Huşu Guru: Gelir mi gerçekten? Yaa aslında ben de bu sürekli sersem sersem gülümseme oyunundan; sabah akşam içinde evren, sevgi, aşk, koşulsuz, enerji geçmeden cümle kuramamaktan sıkılmıştım. Ama bu işin kestirmesi yok mu hiç?

 

Yolcu: Yolculuk sana bağlı Kardeşim, kadim gelenek tüneli tüm öğretileri, inanç sistemlerini içerir, eklektiktir yani ya o ya o demezsin hem o hem o diye yol alırsın. Hem bak hepimiz de eşitiz bu yolculukta. Mutluluk bir başkasınca yontulmak değil, kendi kendini yontmaktır. Kimse beni fabrikasyon usulde istediği gibi şekillendiremez.

 

Huşu Guru: Çok pis gaza getiriyorsun ama bundan karın ne?

 

Yolcu: Bu kafayı değiştir işte birader. Kızılderili’nin biri şehre gelir, şehirli arkadaşı ile öğlen şehrin kalabalık yollarında yürür. Bir kuş sesi duyar, arkadaşı ise duyamaz. Az sonra arkadaşı bir bozuk para sesi duyar döner arar durur yerlerde; Kızılderili ise işitmemiştir bu tip bir para sesi. İşte böyle önceliğin ne ise, neye odaklı isen ona kulakların açıktır.

 

Huşu Guru: Yerin dibine soktun beni Yolcu. Peki, senin biat ettiğin pirin, gurun, öğretmenin yok mu?

 

Yolcu: Hepimiz hepimize öğretmen değil miyiz; yaptığımız göreceli olarak doğru ya da yanlışlar ile. Elbirliği ile yürünen çok geniş bir yol bu. Bu devir öğretmenin bol öğrencinin ise mum ile aranır olduğu bir devir. Hedef ise bu yolda her daim öğrenen yolcu olabilmek. Bir “öğreten” olarak anılmak hiç istemem, sadece hayatı doğru yaşayarak, okuyarak, bilerek, tanıyarak, gerçekleştirerek, öğrenerek iyiyi daha iyi yapmak isterim. Kötü yönümü ise bulup ona egemen olmaktır amacım.

 

Huşu Guru: Resmen sistemin kölesi olmuşuz bile bile de. Ağzımıza para sokula sokula bünyeye kabul ettirmişiz. Ben de biliyorum benim eğitimini aldığım yeniçağ moda akımlarının aslında büyük bir bütünün kırıntılarını sunduğunu ama işime gelmemişti.

 

Yolcu: Aslında bu akımların faydası var Kardeşim. Şöyle ki, insanoğlu üçe ayrılıyor: Bir yola koyulanlar ki azınlıktır; yiyip, içip üreyenler ki ekseriyettir ve bir de ikisinin ortak kümesi arayış halinde olanlar. Birinci bölümdekiler zaten buradan doğar. Arayış ise temel olarak ben olduğumdan daha fazlasıyım, ben kimim, nereden geldim, nereye gidiyorum diye başlayan bir farkındalık zinciridir. Kendini bilmek, tanımak ve gerçekleştirmek olarak devam eder ve güncelden sıyrılarak yaratıcı olunur. Hedef bilmek değil, olmaktır. Düşünmek değil, yapmaktır. Belki bu süslü yeni isimli akımların faydası öze giden kırıntıları etrafa serpiştirmesi olabilir.

 

Huşu Guru: Sana teşekkür ediyorum. Beni bir yolun bir şeridine inatla zorlamayacak mısın? Kitap, eğitim, öğretmen önermeyecek misin? Balıkçılık yapıp arayan insanları bir havuz bilip onların arasında avlanma ahlaksızlığını yapmayacak mısın?

 

Yolcu: Yol senin yolun içindeki üstadı uyandıracak dostları yolunda mutlaka bulursun onlar sadece yollarını paylaşarak senin içinde potansiyeli olan ışığı güçlü bir güneşe çevirmene yardımcı olurlar. Etiket, paye, hiyerarşiyi bir kenara bırak. Kendin ol! İşte o zaman ben de sen de “ben olan ben” de birleşiriz hem de kendimiz olarak. Bir Bütün içersinde silinip gitmeden ama tüm birikimimizi taşıyarak yola sonsuzlukta devam ederek. Kimleri bu açıklamaya ölüm korkusu vs… diye balıklama atılırlar. İşte onlar da diğer uçtur Huşu-Guru. Onlar “ruhunu kaybetmiş insanlardır” Jung’un deyimi ile. “Görmediğime inanmam, hani bana ruhu göster”cilerdir. Tek çapalı yaşamın sonu budur maalesef. Gelişim iki yönde(dikey ve yatay) eşzamanlı olmazsa; ya bilinmeyen yine bilinmeyen ile aranır, cehalet kutsanır, akıl aşağılanır ve birliğe gideceğim derken kaybolur ekseriyet ya da diğer bir uç ise bilimi ve aklı kutsarken sırtını döndüğü yanı o fark etmeden ona sahip olur. Sezgi, kalp gözü, vicdan görünmeyen değerler, ruh küçük görülür. Yatay eksen tek yön kabul edilir. Makul asla iki uçta bulunmaz. Dinamik denge evrenin kanunudur. İnsan da bir dengeler manzumesidir.

 

Aklın ve sezginin kalp ile birleştiği bilgi ve bilimin önder olup ruhun dışlanmadığı altın orta yol önerilir kadim gelenekte. Her birey kendi yolunda elbette istediği karışımı yaşamakta özgürdür, bir diğerinin yoluna söz söylemediği müddetçe. Okumadan, bilmeden, aklı kullanmadan yatay eksende düalitede yol alınamayacağı bir gerçektir. Bu sebepten akıl öncüdür. Dikey eksende sevgi, birlik ekseninde ise için, bütünleşme için geniş bir bakış ve kalp gözü gerekir. İki eksende birlikte daha yüksek kesişimlerde dengeli yol almak tercihimdir. Bir başkası yatay gelişimi salt aklı ve beş duyuyu tercih ederken bir diğeri de sadece dikey yükselmeyi ve aklı yetersiz bir araç olarak basitleştirmeyi hayatında yaşayabilir. Yol geniş yollar kişiye özeldir. Elbette okuyacağız, hem de çok okuyacağız kendimizi de okuyacağız ve gerektiğinde içimize çekilip tefekkür de edeceğiz. Her insanın yolu kendi eksiğini tamamlamak için özeldir, bir diğerine bildirmek için değil.

 

Huşu Guru: Tesadüf seni karşıma çıkardı. Kendime rağmen kendimi dönüştürmeme vesile olacaksın galiba.

 

Yolcu: Tesadüf diye bir şey yoktur. “Anlımıza ne yazıldı ise o!” diye de bir şey ise hiç yoktur. Yaşam bize dağıtılan kartlar gibidir. Eli biz seçemeyiz ama nasıl oynayacağımıza bizler karar verebiliriz. Ben bu yapıların hiçbirine karşı değilim onu da söyleyeyim. Kim neyi hak ederse, o ona müstahaktır. Şu kandırıyor, öbürü şöyle para kazanıyor. Ortada kendini modern gören kitleden söğüşlenip söğüşlenip bunlardan ne kadar faydalandığını söyleyen geniş bir kitle varsa bu kesinlikle bir şekilde “Karma”dır.

 

Huşu: Ama para ödemezsen değerini anlamazsın. Sadece para verdiğin şeylere önem verirsin. “Bedava” dense ilgi gösteren olmaz.

 

Yolcu: “Aç ruhunun kapısını ve koruyucu meleğinle tanış, meleklerle yaşa; meleğin seni yönlendirsin, meleğinin gücü seni de uçursun.” Dediğin zaman söylediğine ne kadar inanıyorsun. Tekrar söylüyorum; bütün ustalar, senin içindeki esas üstadı uyandırmak için sadece bir vesiledir. “Ancak durgun su içini yansıtır” der bir Çin atasözü. Senin artık durup, bir soluklanıp içine, özüne bakmanın zamanı gelmedi mi?

 

Bir de küçük not; seni bir kukla kılan, kendini ya da biat ettiği iradeyi sözde bir “bilen”, kaynağa bağlanmış pir-guru kabul eden, iradeni yok sayan, seni hiçleştiren, bir nevi robot olarak gören, “öl ancak o zaman yeni yaşamın başlar” diyen, egonu tarumar et diye sevgi-aşk ile üzerine kapaklanan tipler yolunda her daim olacaktır onları da iyi gözle...

 

(Huşu Guru ile Sohbetler – 3: Melekler Kuantum öğretir mi? Evren bize borç para verir mi? ile sürecektir)

"Bilgelik Kalp ile Aklın buluşmasından ortaya çıkar. Kalbinle aklın arasındaki uyumu yaratmak sanatını öğrendiğin zaman, bütün sırrı avuçlarının içine alırsın. Bütün gizemlerin kapısını açacak maymuncuğa sahip olursun" Bhagwan Shree Rajneesh

Berk Yüksel 

 
Toplam blog
: 242
: 32770
Kayıt tarihi
: 09.03.07
 
 

21 Aralık 1973, Ankara doğumludur. Lisans ve yüksek lisansını “İşletme” alanında yapmıştır. Araşt..