- Kategori
- Deneme
Hüzün yüzlü çocuk
Hüzün yüzlü bir çocuk..
Ankara yine geleneksel gri rengine büründü. Soğuk ince bir bıçak gibi parmak uçlarımızda gezinmeye başladı bile. Herhangi bir günün, herhangi bir saatiydi.. Ne zamandır yürümemiştim ara sokaklarda böyle. Aslında "emir demiri keser" hesabı bir iş için sabahın erken saatlerinden beri yolları arşınlıyordum. Dallarda birer ikişer kalan sarı yapraklar zamana inat eder gibi öylece sallanıyordu. Islak kaldırımlarda, geceden arta kalan yorgun su birikintileri oynaşıyordu. Dudaklarımda tatlı bir çay buğusu , ellerimde bir anahtar çevrimi evimin sıcaklığı.. Kalabalıklara karışıp giderken O'nu gördüm. Soluk yeşil bir binanın duvarının dibinde, öylece büzülmüş duruyordu. Üzerinde kendine iki beden büyük gelen bir kazağın, bacaklarına kadar uzanan kollarını çekmeye çalışarak çakmak satan "hüzün yüzlü çocuk" beni görünce koşarak yanıma geldi. Elindeki küçük kutuda bulunan sarı, yeşil, pembe, plastik çakmaklardan pembe olanını uzattı. Öylece gözlerine baktım. Gözleri uzak yerlerdeki iklimsiz diyarlara benziyordu. Hiç bir maviden bu kadar utanmamıştı gözlerim. Hiç bir mavi, bu kadar yalnız ve çaresiz olamazdı. Tek kelime konuşmadan elinden küçük kutuyu yavaşca aldım. Hüzün yüzlü çocuğun iklimsiz gözlerinde, bir yürek atışı kadar süre içinde, ince bir pırıltı yandı söndü. Biraz sonra, köşedeki bakkalın önünde patilerini yalayan kirli bir kedinin peşine takılıp gitti..
HÜZÜN YÜZLÜ ÇOCUK
Öyle durma çocuk...
Öyle hüzün hüzün bakma ne olur
Gözlerin hasret türkülerisöylemesin
Ellerin üşümesin bu soğukta,
Bir parça umudun olsuntutunacak
Güzel bir masalın olsundinleyecek
Acılı şarkılar söyleme neolur
İncecik sesinle kahretmekör talihine
Bir sokağın köşesinde, birduvarın dibinde
Omuzların kadar çökmüş görmekendini
İçinde büyüyen isyanlardursun
Yok olsun acılar bedeninde
Öyle durma çocuk..
Gözlerinin hakkı varbiliyorsun gözlerimde
Hakkı var bedeninin her çocukgibi büyümeye
Denizin mavisine ormanınyeşiline
Güneşin sarısına hakkın var
Hem de dağlar kadar küçüğüm, dağlar kadar
Öyle durma çocuk
Kavruk bedenine dokunmasın ayaz sabahların kırbacı
Sokakların acısını çivileme narinyüreğine
Yaşamayı hep dertlerdenöğrendin biliyorum
neye yarar ben dert etme desemde
Ah çocuk ah yavrucak
Bir yuva yüzü görmedin sıcak
Sokakların sürgününde açanumut çiçeğin
Sanma ki bir gün ellerindesolacak
Öyle durma çocuk
Öyle bükme boynunu
Yüreğime batan bir dikengibi
Acıtıyorsun beni
Hüzün yüzlü güzel çocuk
Hiç duydun mu bilmiyorum
Umut denen bir şey var
Güzel, sıcak, inanılacak
Ve bir gün seni de bulacak
Ana gibi alıp kollarınasımsıkı saracak
Dünya senin bildiğin gibideğil çocuk
Bir gün biri çıkacak
Ve bunu anlatacak.
İLTER YEŞİLAY
Bu şiirim; belki bir daha hiç göremeyeceğim hüzün yüzlü, iklimsiz mavi gözlü çocuğa hediyedir...