Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

06 Eylül '18

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Hüzün...

Hüzün...
 

Hayatı kavrayışın bizdeki en içten, sansürsüz, eleştirel bir son durumu hüzün... İçinde özeleştiri var pişmanlık değil.. Doyamamışlık var ama hırs değil… Yetememezlik var, birikimsizlik değil... Hüzün planlı bir duruş bile değil…

Birisi nasıl övülür yöntemi çok karışık ögeler içeriyor şimdilik.. ya da bana göre şimdilik… bir ses mi? Bir sözcük belki…

"Tanıyalı çok oldu…" cesaret verdi hayata karşı… katkı verdi…

İnsan aşkını tanımladı, sonra her şeye karşın terk edişi…

Şehir şehir dolaştırdı bizi yaban ellerde sonra memleketi… Gözyaşını, çekip gitmeyi… Abartıyı….

Her şey bir kitap okumakla başlayacakla sadaka önermedi..

Bedel ödemeden söz ederken tanıdık…

Aşkın evrensel tarifini yaptı belkide, bu coğrafyanın bir sesinden; ya beni de götür ya sen de gitme’nin yöreselliğinde….

Halâ var mı böyle aşklar dedirten kavuşamayanları söyledi…

Kimselere vermem kitabımı derken sanki aşkına sarılır gibi….

Koluna girdiği görmeyenle görmeyen gibi…

Onunla izledik filmleri….

Cesareti, cehaleti….

Objektifi kendimize çevirdik belkide 

Sonra dertleşmeyi…

yeniden; Resmi anımsadık belkide

Çocukluğumuza gittik kuğulupark'ta…
Bir ömür beklediğimizi anladık..

Yalnızlığın ısıtılan yanının ateşe döndürdüğünü insanın…”

neydi? Söz ettiğim….

Hayatı kavrayışın sansürsüz hali, en eleştirel son durumu…

Hüzünden.. söz ettim.. Hüzünden!.. 

bitti.

 
Toplam blog
: 178
: 228
Kayıt tarihi
: 04.10.07
 
 

Resim yaparım... Yazarım... Düşün emekçisiyim.. İstanbulda yaşamaya çalışırım... Felsefe; bir mat..