- Kategori
- Şiir
Hüzünlü ruhlar kasabası
Buralara;
ışığı dünyaya ulaştığında
kendisi çoktan sönmüş,
yıldızlar kadar uzak
ve yabancıydınız...
Elinizde,
erguvani renklerle bezeli
düşler haritanız,
dilinizde,
efsunkar kelimeler;
sesinizi duyacak,
belki sizler kadar hüzünlü
tanışık ruhlar aradınız.
Yorulduğunuz da oldu
ama bıkmadınız.
Kimi zaman
zor da olsa ulaştınız.
Başkaları da vardı...
O başkalarına;
kendisine yabancı olan
ve sanki,
öyle kalmak için yarışan
daha başkalarıyla birlikte,
kayboluşlar arası duraklarda
rastladınız.
Çabaladınız,
kayboldukları ücralarda bulup
kendi kuytularıyla yüzleştirmeye
onları,
ama
geniş değildi zaman;
kendini yaratanın
sabrı ve merhameti kadar.
Üzülerek anladınız.
En az,
bir yalanı yaşadığımız
kadar gerçek olan;
uykudan ve kaygılardan artakalan,
ve dar vakitlerde yaşanılan
şimşek yalımında
aynada görülen akisti,
ömür denilen şey.
Anlatmaya çalıştınız...
Haklıydınız!
Gökkuşağını seyreder gibi
yaşamak vardı bu rüyayı...
Bunun için;
gören kalplerin,
saklı
gül bahçelerini aydınlatan
ateş böcekleri gibi
toplandınız...
İyi ki vardınız!